• burada en son 2016 senesinde pax americana'nin gelecegini tartismistik.

    (bkz: #126701977)

    bu giri ile de beraber okumak lazim. dunyanin gidisatini izledigimde, eger merkezi bir guc (roma, ingiltere, osmanli, amerika) bir zaafiyet gosterirse, zaafiyet gosterdigi olcude mutlaka yerel otoriteler guclenir.

    roma imparatorlugunun pax romana'si bozulduktan sonra, zaten feodalizm 'in dogusu da kabaca bu sekilde olmustur. dolayisi ile gerek abd dolarinin sinirsiz basimi ile son demlerini yasiyor olmasi, petro-dollar bittigi zaman tamamen yok olacagi gercegi, gerekse egemenlik anlaminda bir gerileme yasiyor olmasi, 2016 dan bu yana "feodalizm" yukselecek tezimin temelini teskil ediyordu ve hayatimi da bu olcude duzenlemeye gayret edip yatirimlarimi buna gore devam ettiriyorum.

    peki nedir feodalizm? kohne tas duvarli hanlarda yine celik bileklik giyip, hanci bana sarap ve kadin getir, kopegime de et! diye mu honkurecegiz ? bardlar mandolin calip huzunli sarkilar soylerken kilicimizla gozumuze kestirdigimiz yabanciyi mi duelloya davet edecegiz? yine tarlalarda calisip lordumuza mi sukredecegiz?

    sonuncusuna benzer oldu/oluyor aslinda ama bicim degisik. ayik olmak lazim. elon musk / mark zuckerberg vs. elestirirken de aslinda hep bunu anlatiyorum.

    olup olmakta olan, aslinda yeni bir tur dijital feodalizm. feodalizmin ozu itibari ile, yerel kapital ve guc sahibi kisilerin altinda calisan kisiler tebaadir. bu bahsedilen ""guc sahipleri" yani lordlar, merkezi otoriteyi cok tanimaz, sakalini atar devam eder, ve altindaki kitlenin soz hakki yoktur. - amazon, tesla, blackrock. bu lordlar ayni sekilde genel bir kanundan da bagimsizdir ve merkezi mahkemeye tabii degildir, eh, monopollesen dunyada facebook, amazon, google, tesla da ayni sekidle davraniyor.... ayni sekilde bu lordlar tebaalinin ozgur dusunce vs . gibi konulara da cok bulasmasini istemezler, yazili / degismeyen bir takim sosyal uygulamalar (katolik kilisesi) de bu vasfi yurutur. olanca kurumsallasmis kimligi ile, lordlardan dogrudan para alarak tebaa kisminin gozunun acilmasini engeller. burayi da aciklayacagiz.

    dolayisi ile gunumuz dunyasinda cok da yeni bir sey yok. sadece, aydinlanma cagi ile bu denklemi degistirmis tebaanin yeniden bu feodal lordlarin emrine girmeyi kabul edecek duruma gelmesi lazim. zaten tebaa calisma anlaminda bu tur masif monopillerin altinda lord'un sozunun kanun oldugu duzende calisiyor (isci haklarindaki gerileme, sendikalarin yok olmasi vs.) ama bunun otesi nedir?

    iste burada yine "you will own nothing and you will happy about it" karsimiza cikiyor. bu zaten feodalizmin tebaa icin ozeti. kaldigi ev lordun. isledigi toprak lordun. lorda verdigi vergisi var. hicbirseyi yok ve cahil /sefil bir mutluluk icinde.

    fakat tabii 1700 lerden beri gelen aydinlama caginin insanlarda yarattigi bir sahsi kapital de var. bunun henuz sifira yakinsamadigini goruyoruz. bunun da olmasi icin gereken tek sey, "once onlari besle, domuz gibi sisir, sonra ellerinde ne varsa al" bunu yapamk da kolay degil, ama dijital zenginlesmenin arkasindan, "elden alinacak" dijital zenginlik, hali ile elden alinacak maddi zenginlik (kutuphane/ev/toprak/meta) daha kolay ve daha yonetilebilir olmakta. eh, orta sinifin (feodalizmin en buyuk dusmani) varliklarinin artik dijitalize olup, yine 3-5 monopolun rahatlikla at kosturabilecegi kivama geldikten sonra, bunun yok edilip orta sinifin tamamen yeni dijital-feodal lordlarin emri altina girecegini gormek de zor olmasa gerek.

    yine buradan hareketle, ipse dixit'ten bu yana, "o oyle dedi" isini yapan kurumlar degisiyor ama ozu sabit kaliyor. su an gorulen de katolik kilisesinin yerini "bilimsel kurumlarin" aldigidir. bu kurumlar ve univeristeler yine bu lordlar tarafindan finanse edilirken, soyledikleri seyleri sorgulamak sizi tam anlami ile "afaroz" ettiriyor. bilimden daha iyi mi bileceksin kopek! ile baslayan soylevler "ya asi olalim tamam da, yine de bir durup dusunsek mi" gibi yorumlari bile "asi karsiti serefsizler, siz bilimden daha iyi mi bileceksiniz!!!!" ile suregeliyor.

    dolayisi ile bilim bize "you will own nothing and you will be happy about it" diyorsa, bu zaten kabul edilmelidir,
    yahut elon musk'in, mars'a 3 trilyon harcamasi son derece normaldir, halbu ki 100 milyar dolara dunyanin tum ekolojik dertleri cozulebilir ama bilim boyle diyordur ve 3 trilyon dolara mars kolonize edilmelidir. gibi. bunlar tabii ki tartisilir ama dmeek istedigimin anlasildigini dusunyuorum.

    dolayisi ile bu yeni dijital feodal duzende ben bildigimi okuyup fiziksel varligimi arttirmaya gayret etmeye devam etmek tarafindayim.

    dijital zenginlikleri istemiyorum.
    kulturel birikimin ise ne buyuk zenginlik oldugunnu sanirim baska bir giride masaya yatirmistik, yine altin basliginda olsa gerek.

    ha tabii , bu yeni duzende lordlarin yaninda iyi bir hayat surecek danisman vs. hic mi olmayacak? olacak tabii. bunun da nasil olacagini, yeni insan yeni skill set, yeni bakis acilarini zaten vitruvius kadini uzun uzun anlatiyor size, mutlaka okuyun.
    aydinlanma cagindan sonra, 1950 lerde "amerikan ruyasi" ile pike cikmis "orta sinif zenginliginde 100 kisinin 30'u orta sinif, 10 u zengin, 20 si orta alti, 30 u fakir , 5 i cok fakir 5 i cok zengin iken, yeni dijital feodalizmde 5i cok zengin, 5'li lord yani rahip , danisman, sovalye gibi sisteme dahil akillilar 10 kisi, orta sinif yok, gerisi tebaa ve tebaa alti kole olarak ongoruyorum.

    tabii tebaa ortacag feodalizminde ayda 1 kere banyo yapmayi luks sayarken, insanlik tarihinin en rahat caglarinda , evimizde sicak su akarken tebaa olmak da cok zor olamsa gerke, yani cok da enseyi karartmayin.

    debe editi: cok imla kurallarina dikkat etmeden hizlica yazmistim, simdi debe'ye girince "hehehe misafirlere de ayip oldu" gibi hisettim. okurken imla kurallarindan gozu yananlardan ozur diliyorum.

    bir sey de eklemek lazim, lord mord diye konusuyoruz (3 kere lord dedik ve hala lord eddard stark gelmedi) - bu yeni dijital feodalizm hususunda , eski lordlarin bu serfleri nasil "serf" olarak tuttugunu da unutmayin. cunku insan basit maymun, aptal degil asla. bu feodal iliskide lordlarin tebaalarinin en buyuk aldigi kazanc: guvenlik, guvenlik, guvenlik. soz hakkin yok, tarlan yok, evin yok, hepsi lordun mali. ama lord da diyor ki, sen benim guvenligim altindasin. bak mis gibi da$li ma$li surlar kaleler burclar yaptik. haydutu arsizi hunlusu cinlisi gelince kalenin canlarini caliyoruz hop tarlayi sabani birakip kosup siginacagin bir yer var.

    insanoglu korkulari isiginda guvenligi icin cok seyden feragat edebilir, ozellikle de ozgurlugunden. simdi yine bu dijital feodalizm yolunda mulksuzlestirme kapsaminda neyden guvenlik vs saglaniyor onu da dusuncelerimize eklememiz lazim.
  • bu düzen, siyasal ve askeri olarak truman doktrini ve natoyla, ekonomik olarak da marshall yardımı * ile desteklenmiştir.bunun sayesinde de abd dünya hegemonu olmuştur.
  • trump secimi sonrasi edit,
    su an yasadiklarimiz evvela "yarro liberal melis politiklarin dunyayi getirdigi noktadir" - yani social justice warrior basliginda gayet net anlatiliyor bu durum. sonrasinda da bu yazinin nedne onemli olduguna dair sunu konusmak lazim,
    trump, doktrin olarak (hillary ve trump'in birer figurdur) (you don't say?) - "pax americana masrafli bir sey. pakistan'in cive cive bolgesinde jandarmalik yapmak bize ne katiyor artik? izolasyon donemine girelim, kendi sorunlarimizi cozelim, ic harmoniyi saglayaim" kanadini temsil ederken, hillary de, yerlesik kapital/sermayeyi temsil ediyordu. yani, "biz bu gun bu sermayeyi, bretton-woods'ta yaptigimiz, dunya jandarmaligi teminati ile yaptik, pax americana'yi yavas yavas bitireceksek, bunu kontrollu yapalim, hizli olmasin, yahut devam edelim" diyordu.

    fakat, "yarro liberal melis politiklarin" neredeyse bok etmedigi bir sey olmadigi icin dunyada, bunu da bok etmeyi (kendi acilarindna) basardilar, bunu da, huff trump cok kotu tamam mi melis cok kotu tamam mi :(((((((" dan baska arguman uretmeyerek yaptilar. cunku bunlar, genellikle, medyanin %90 una hakim fakat toplumun %1 'i ile temasta olan insanlardir, kullandiklari "tool" lar da bu yuzden son 10 senedir tikanmistir. (brexit 'in de tahin edilememesi gibi.) yarro liberal melis politikasi, ozetle sudur, "isvec'e gelen gocmenler, plajlarda bikinili kadinlar gorup rahatsiz oluyor diye, isvecli kadinlarin bikini giyip giymemesini tartismaya acan isvec medyasi" - saniyorum simdi ne demek istedigimiz anlamissinizdir, konuya devam edelim:

    simdi, bizim konusmamiz gereken en onemli sey,

    pax-americana, yikiliyor mu, yikilmiyor mu. bu soru, en onemli sorumuzdur.

    burada, "duygusal soylemlere" girmememiz gerekir. cunku bu konu, duygu kaldirmayacak kadar reel politik ve cetin bir konudur. duygudan kastimiz "asariz, keseriz, serefsiz emparyalizm, somurgeci gucler vs vs." evet bunlarin hepsi dogru olsa da, hepsi de birer gercektir ve degismez. tarihte, iyi-kotu yoktur. zamanin akisi vardir. bu gun "somurgeci" olarak nitelendirdigimiz "kotucul" devletler, insanlari oldurmekte ve savas/kan yaratmaktadir. ama gel geleim, tarihin her doneminde boyledir ve degismez. dolayisi ile, "kendi ulkenizi" ve kendi halkinizi maksimum huzurda yasatmaniz, kendi bireysel refahiniz icin, dogru politik hamleleri, isin icine duygulari karistirmadan mekanik bir bicimde yapmaniz gerekir.

    politayi yeni yeni okuyan gencler, bu derin kavram karsisinda, evvela vicdani olarak rahatsiz hissederler ve michal jackson' un "i just wanna say that, they don't really care about us" gercekligi karsisinda afallarlar. buna, bati turunde sekuler/bireyci bir egitim alip, bireyin yuceligine inanir hale gelmis, fakat dogu duygusalligi/komplo teorisi ile dusunme sistemi sebep olur. ve ortaya "aslinda her kotulugun , serrefsizligin ve seytanligin arkasinda ameriga/israil var onlar olmasa dunya cok iyi bir yer olurdu biz superiz mesela, cok iyiyiz, ecdad guvercinlere yuva yapmis hep" seklinde sig ve kolayci bir sonuc cikar. turkiye'nin politiklarinin da 1950'lerden beri bu sig/kolayci teorilerden beslenmesi, ne acidir. ve bu "seytani durumu" sanki sadece "onlarn basina" gelen, bu doneme ozgu, bu yillara ozgu bir durum olarak ele alir bu kolayci/sig gencler. halbu ki 1300 lerde, feodal lordlar da, serflerini/koylulerini hic dusunmuyorlar ve guc icin carpsiyorlardi.

    bunu bir ornekle aciklayalim, a , b ve c seklinde 3 kisi ve 2 muz koyalim. sag kalma sarti da, kisi basi 1 muz. (neden 0,66 seklinde paylasmiyorlar? sorusuna cevaben) dolayisi ile, bir kisi, "muz yeme savasinda" devre disi kalacaktir. ve kisilerden hic birisi , fiziksel olarak, tek basina digerine ustlunluk kuramiyorsa, yani, b , c ile kavga ettiginde, ikisi de birbirine kesin bir ustunluk saglayamiyorsa, yahut, b , ustunluk sagliyor olsa bile, bu sagladigi ustunluk sayesinde "muzu yiyemeyecek kadar" yoruluyorsa, ve dolayisi ile a, iki muzu da yiyorsa, b, c ye saldirmaz. boyle bir dengede, en mantikli yontem, "ikili ittifak" ile, ucuncuyu bertaraf etmek ve iki muzu paylasmaktir.

    bu oldukca acimasiz goruleblir. fakat dunya boyle isler. bu aslinda "insan" turunun ve neredeyse diger butun canlilarin "nufus dengeleme" sistemidir, kaynaklar, herhangi bir zaman dilinde, toplam nufus n i se, n-1 olacaktir, ve nufus n-1 seklinde dengelendikten sonra, ikinci bir n / n-1 durumuna kadar devam eder.

    bilim, ortada uc birey varken, muzu 2'den 3 e cikartmak icicn surekli kaynak yaratma pesindedir. (bu yuzden zaten insan turu, haddiden fazla nufusa erismisken, diger canlilar, doga dengesini bozacak sekilde cogalamaz.) yani bilim "turun acisini gidermesi" acisindan iyidir. dunya denen acimasiz sistemde, tutunacak aslinda tek daldir fakat her zaman 3 maymun olan yerde 3 muz yaratamaz. bazen 3 maymunun. 2 muz icin dovusmesi kesinliktir. ve bazen degil, cogu zaman boyledir.

    simdi umarim, "bunlar hep ameriganin oyunu serefsiz pezevenkler" diyerek surkeli konusan fakat hic cozum uretmeyen, duygusal, kolayci arkadaslari elemisizdir ve yazimiza devam edebiliriz, sorumuza geri donebiliriz.

    sorumuz net,

    pax-americana bitiyor mu?

    bundan once evvela, pax romana, pax ottoman gibi kavramlari ve "pax falanca" nin ne anlama geldigini bilmek gerekir, pax falanca, genel tabiri ile, "guclu bir kuvvetin dominasyonu ile yasanan "zorunlu bir baris" durumudur , politikayi, dominasyonla zoraki baris getirmis bir egemen guc uretir, pax falancaya dahil butun sistemler/ulkeer, bu uretilen politikaya uyarlar, politika uretmezler.urettikleri politiklar "yerel idalerinin idamesine yetecek" politikalardir. ve "iki maymunu teskil edip" , ucuncu maymunu doverek, 2 muzu yerler.

    ta ki, pax falanca cokme emareleri gosterene kadar. bu emaraler belirdiginde, pax falancaya tabii olan butun kuvvetler, ayaklanarak, yeni pax kurma oncusu olma sanslarini deneyecekler yahut daha fazla pay isteyeceklerdir.

    pax falanca nasil coker? pax falanca, kendisini ortaya cikaran, kendisini bir ihtiyac olarak yaratan ve mesru kilan kavramlarin cokmesi ile , tabii olarak, cokecektir.

    ornek olarak, pax romana, kendisini ortaya cikaran, tarim devrimi, artan sehir nufuslarinin "ogranize yonetim ihtiyaci" gibi etmenlerin gecerliligini yitirmesi ile yikilmistir, germenik kavimlerin de pax romana sayesinde tarim devrimi gecirmesi, oganizasyonla tanismasi, arkasindan gelen kalabaliklasan sehirlerdeki hastaliklarin sehir nufuslarini hizlica dusurerek "organizasyona/roma hukukuna" ihtiyaci yok etmesi, ustune ustluk, dogu'dan gelen kuvvetlerin, yine bu sehir duzenlerini cebren bozmasi ile, roma hukukun gerekliligini ortadan kaldirmasi ile, yikilmistir. bir yerde "her pax falanca" kendi yarattigi politikanin, diger kuvvetler tarafindan benimsenip, o kuvvetlerin de,bu yaratilan refah/baris durumu ile guclenip, bas kaldirmasi ile sinav verir. "her devrim evvela kendi cocuklarini yer".

    arkasindan, pax ottomana, pax romana kadar guclu olmasa da, kismi bir donem yasamistir, kendisini ortaya cikaran sebepler de, silah teknolojilerinin gorece guclenmesi ile hizlanan "feth ederek kaynak arttirma" kavramidir. bu kavram da, "burjuva" nin guclenmesi , yeni ticari yollar ile, "var olma" durumundaki gecerligini ortadan kaldirmis, dolayisi ile pax ottoman yikilarak, yerini 1700 lerde "pax britannica" yani, bu gunku ismi ile, "pax americana" ya birakmistir. amerika'yi batinin urettigi degerler ve sistemlerden ayri dusunmek anlamsiz olur. 2. dunya savasi ve 1. dunya savassi da, esasinda "pax britannica", bayragi "pax american'ya" devrederken, buna karsi cikan kuvvetlerin (basta almanya ve japonya) "acaba bizim "pax" imiz gecerli olabilir mi?" seklinde ortaya cikmistir, diyebiliriz. tabii en kaba ve en genel yorum itibari ile. fakat almanya ve japonya da esasen pax brittannica'nin degerlerini benimsedikleri icin, bu "basatlik" kavgasinda yenilmis olsalar bile, gruptan atilan/dovulen maymun olmamislardir. (almanya'nin savasta yenildigi halde, ac-acikta kalmamis olmasi)

    devam edelim, simdi , pax americana'nin dayandigi degerler nedir?

    -bireyin ozgurlugu/ozelligi/baskalligi ve haklari
    -bu dogrultuda, tuketme, uretme haklarinin korunmasi, "freedom of speech".
    -bu dogrultuda, dolayisi ile, ticaretin, burjuvanin ve "sonsuz uretimin" yuceltilmesi
    -yine bu dogrultuda, devletlerin mesruluklarin, bu "ticaret aglarini" korumaya ve yonetmeye" dayanmasi

    soruya tekrar donelim, ve kendi zavalli /ne yazik ki, atadan dededen hapsburg ailesine mensup degilseniz bu boyle, / orta sinif hayatlarimizi nasil idame ettirebilir ve gelen/yaklasan sureclerde nasil pozisyon alabiliriz, ancak bu sekilde tartisabiliriz.

    evvela, bu sozluge yaziyorsaniz, siz de bir ortasinifsiniz, ve pax americana'nin varligi sebebi ile mevcut konumdasiniz. pax americana'ya tabii olmayan cin'de dogsaydiniz, kuvvetle muhtmele, hic latte icmemis, hic instagrama foto atmamis, 1$ gunluk maas ile fabrikada calisiyor olabilirdiniz.

    yani, evvela, ev konforunuzu , nispi olarak fikirlerinizi ifade edebiliyor olusunuzu, "serrefsiz ameriga, pis bati" diye konusabiliyor olmanizi ve bunu iphone kullanarak yapmanizi, kisacasi, bu bireysel rahatlik iceren mevcudiyetinizi, ortasinifi yucelten pax americana'nin varligina borclusunuz.
    ve bunu da, yine , pax american'anin gidecegi yerleri gorebilecek vizyonda bir lider olan mustafa kemal ataturk'un yaratmis oldugu "pax americana'ya entegre olabilecek" bir ulke temellerine borclusunuz. aksi takdirde,cezayir olacaktiniz, 1950 lerde bagimsizlik savasi yasayacak, su an tek adam altinda, hic bir uretim olmayan ve burjuva sinifi oldukca gucsuz. pax america'nin yani basinda, fakat pax americanaya tehdit dahi olmayacak "dayak yemis bir maymun" olarak muzsuz bicimde oturacaktiniz.

    simdi, tekrar sorumuzu soralim, "pax americana" cokuyor mu icin, evvela pax america'anin olusmasina sbeebiyet vermis kavramlar cokuyor mu onu tartmak lazim, ama once, turkiye'nin mevcut pozisyonuna bakalim....

    islamcilarda, uzun suredir, 1980 lerden beri donen geyik "amerika bir gun yikilacak" oldugundan mutevellit, basimizdaki kisilerin, (elbette reel politigi sizden iyi bilen kisiler) inandiklari durum "pax america'nin yikilacagi" uzerine, ve su an, gorunen o ki, "kagitlarini" buna gore oynnuyorlar.

    fakat 1980 lerden beri kendi icinde dondurdukleri geyik, ya ideolojilerinin (sunni islam) yaratmis oldugu bir iluzyon ise, ve kartlarini yanlis oynuyorlarsa?

    iste tartismamiz gereken konu budur, zaten genel olarak, muhalif oldugum. sahsim adina konu da budur. cunku "'gercekten pax americana yikiliyor mu yikilmiyor mu?" sorusuna cevap vermeden, analiz etmeden, %50'nin duygusal hezeyanlari ile ciddi kumarlar oynuyoruz.

    pax americana cokuyorsa, yine de su an cok fena oynadigimiz soylenemez. yani hamleler cok yanlis degil...

    fakat pax americana cokmuyorsa, dayak yiyip muzu elinden alinacak 3. maymun olmaya, hele ki , nato, cumhuriyet, sekulerlik gibi miraslarla, (bireye verilen onem) pax american'ya tam anlami ile entegre halin avantaji elimizdeyken, kosuyoruz demektir ki tarih daha buyuk bir aptallik yazamaz. (yani, cin, hindistan, iran iseniz yani default olarak, 1800 lerde kuvvetlenen, 1930 larda tam anlami ile tesis olunan pax american'ya girecek treni kacirmissaniz, pax american'ayi disaridan yikmak tek emeliniz olmalidir., fakat pax american'nin icinde iseniz. 3. maymunun dovmek istemelisiniz, durduk yere, neden bundan cikasiniz ki?- eger duygusal, komplo teorilerine inanan, sunni islam doktrini iseniz baska tabii.. )

    son musul operasynu gostermektedr ki, pax america'nin yikilacagina dair son 3 senedir ciddi bir inanis icinde politika urettik (suriye, irak , rusya vs) ve meyvelerini musul disinda kalmak ile sonuclandiirdi.

    pax americana yikiliyorsa, dedigim gibi sansliyiz, yeni pax falanca'da iyi bir konumumuz olabilir ve tarih bu adamlari ataturk gibi vizyoner bir devlet adami olarak yazacaktir.

    yok pax americana yikilmiyorsa, bu kadar buyuk aptalligi tarih henuz yazmamistir. (hayvan gibi avantajli gruptan kendi rizasi ile cikip avantajsiz grup ile yikilmak)

    simdi, gelelim, pax american'ayi olsturan degerler yikiliyor mu? bu degerleri "kapitalizm" olarka ozetleyelim...

    evvela orta sinif sayisindaki korkunc artis, nufustaki korkunc artis, kapitalist uretim cizgisini zorlamaya baslaid, dunya "uretim kapasitesine" , eger bilimde yeni bir gelisme olmazsa, erismeye yakin, kisibasina dusen tarim alanlari kritik noktada. dolayisi ile, "pax americana" yi yaratan ticaretin kutsalligi ve burjuvanin ihyasi, biraz sikintili gunler geciriyor.

    fakat bu "'biraz sikintili gunler" asilir mi, yahut kapitalizm kendisine bir balans ceker mi, bilemiyoruz... ben acikcasi bilemiyorum ve tahminlerini mantiksal analizlere oturtan yazarlarin yesillendirmesini bekliyorum....

    cunku, pax americana yikilmiyorsa olacak olanlar belli,

    15 temmuz darbe girisimi de bizi "pax americana'dan ciktiginizi goruyoruz, geri donun" seklinde bir sinamaya tabii tuttu.

    oradaki tezlerimi de okuyabilirsiniz, dolayisi ile, pax americana yikilmiyosa,

    bu zamana kadar oynamis oldugumuz "pax americana yikilacak" bahislerinin faturasi olarak,
    kurdistan kurulur
    turkiye'nin batisindaki kurtler, mevcut iktidarin "kurdistan'in kurulmasinin onune gecemeyeceginin kabulu ile" yapmis oldugu "ici bos ulusalci/milliiyetci dalga yukselmesi", "bos milliyetcilik" ile olusturulan "milisi turu" kuvvetler ile, rahatsiz edilerek goce zorlanir ve boylelikle turkiye'nin geri kalani icin en azindan hayirli bir is yapilmis olur. (eger bu "akp milsileri" nin falan arkasindaki fikir bu ise , cok mantiksiz degil , balkanvari bir bolunme yasayacaksaniz, bu turden gocler yasamak zorundasiniz., bu gocleri de, milislerin catismasi ile saglarsiniz.) . yani insanlarin "oturdugu evlerinden, milis turu, gayri resmi silahli kisilerce catisma sonucunda surulmesi" cok aci bir sey olsa da, pax americana yikilmayip, yanlis ata oynamamizin faturasini bize, "yeni, sekuler bir muteffik olan kurdistan" olarak cikartirsa, bunu yasamak zorunda kalacaksiniz, bahsettigim sey budur.

    sonrasinda turkiye'nin iki yolu kalir,
    ya ,

    cezayir -2 olmak,esasinda sunni islam'i teskil eden cemaatlerin olusturdugu bir konsensus olan ak parti hukumeti ile, bati degerleri ile barismayan , fakat batinin yani basinda, batiya tehdit dahi olamayacak kadar fakir, gucsuz, yalniz bir karikatur ulke, bati ile dogu arasinda bir "gecis tamponu, yani cezayir -2

    ya da, 1923 yilinda bati ile mutabakata varilmis sekilde,
    turizmle, sekulerizmle, batinin urettigi butun bireysel ozgurluklerle barisik (orn: sanatsal etkinlikler, alkollu mekanlar vs.) , gelirini turizm/tarimdan kazanan, pax americanaya dahil olmayi tekrar kabul ettigi icin, nispeten huzur icinde yasayan, yunanistan-vari bir balkan ulkesi.

    pax americana yikiliyor ise, orada yazarlarin tezlerini ben de heyecanla bekliyorum acikcasi....

    okumalar icin:

    https://www.foreignaffairs.com/…t/end-pax-americana

    http://www.weeklystandard.com/…cana/article/1039617

    https://en.wikipedia.org/wiki/pax_americana

    http://democracyjournal.org/…pillars-of-the-future/

    pax americana'yi kabul etmis ulkeler icin:

    http://democracyjournal.org/…pillars-of-the-future/

    bir baska uber, fantasstik makale daha:

    https://www.socialeurope.eu/…s-after-pax-americana/
  • dun karsilastirmali edebiyat alaninda professorluk yapmakta olan yeni tanistigim bir kisi ile konusurken, konusmanin bir cumlesinde "zaten uzun dunya tarihinde genelde hep 10 kisi 100 kisiyi kontrol etmedi mi, bizim bu son 100 yildir gordugumuz durum bir anomali aslinda" uzerinde mutabik kaldik.

    surekli olaylar donuyor etrafta, bunlari genelde pax americana altinda incelemeyi seviyorum ben, kurulu, belki insanlik tarihinde genis kitleler icin bir "refah" gozlenen, uzun suren karanliklarda bir ufak parilti olarak yer alacak, dunyada bir kitanin "kesfedilip" ek kaynak olarak limitli sayida insanin erisimine acilmasindan dogan buyuk refahin yaratmis oldugu son 100 yillik dunya duzenin neticede kabaca kendisi pax americana uzerinden donuyor. buna benzer bir refah sicramasi, baska gezegenleri bir kaynak olarak kullanmaya baslamamizdan sonra olur saniyorum ki.

    neyse konuya donelim,

    rusya-ukrayna savasi penceresi, cin'de son 1 haftadir gelen goruntuler uzerinden bakarsak, dunyada halen bir sinifsal savasin ve farkli gorus acilarinin mucadelesinin surdugunu goruyoruz.

    ben biraz ters yorum yaparak, rusya-ukrayna savasini nasil gordugumu soyleyecegim, baska da "eneliz" yapmadim zaten bu savasa dair. hemen biter miydi, bitmez miydi, bunlar zor konular zaten cunku taraflar cok basit degil.

    bu fiziki mucadelede benim gordugum sey, avrupa ve rusya'nin icindeki politika yapici mercilerin, rusya'yi ele gecirmek niyeti ile baslattiklari bir operasyon olarak goruyorum bunu. rusya da bu "ele gecirilmeye" karsi degil bu arada.

    yani cok karisik oldu , biraz basitlestirmeye calisalim,

    a) rusya her zaman yerinin avrupa'da oldugunu dusunen bir ulke (her zamandan kasit, bizde 2. mahmut ile baslayan tanzimat gibi, petro ile baslayan sureclerden, yani rusya'nin bir "millet" olarak, prenslikler degil de, bir ulus olarak insaa edildigi surecten sonrasi diyelim) - ki putin'de bunu dile getiriyor, biz avrupa'nin bir parcasiyiz, bize sirt cevirmeyin, bizim muzisyenlerimiz, yazarlarimiz, avrupa sanat tarihine buyuk katkilarda bulunmustur - bir hak paylasilacaksa, bunu avrupa refahinda yapmak isteriz

    b) tabii bu soylemi, rusya'nin da kendi ic verimsizlikleri , yapisi , oligarklari ile cok mumkun olamayabiliyor, avurpa olmak ve o refahin lokomatifi olmak icin yapilmasi gerkenler var, kod yazalim bilim yapalim kadar sig degil, once bir 100 sene birbirini girtlakliyorsun (100 yil savaslari) orada ic barisin ve ticaretin degerini anliyorsun, sonra yeni kesiflerde bulunup baskalarini girtlakiyorsun, sonra o da tam olmuyor, o girtlakladiklarina da belli haklar vermen gerektigini anliyorsun falan. bu sureclerden gecmden" avrupa bana refahtan payini ver ama ben tarihte odemis olmam gereken bedelleri odemeyeyim - demek kolaycilik oluyor, kisman rusya'nin ve turkiye'nin durumu, avrupa/anglo sakson dunyasinin ceperlerinde bu sekilde. ama rusya , turkiye iran hindistan bunlarin hepsi de cok degerli kulturler ve ulkeler bence.

    c) velhasil, simdi masayi cizersek, rusya ve icindeki karar merciine yakin olan aileler, birikmis sermaye vs. diyelim, avrupa olan iliskileri neticesinde 10 birim refah (10 muz) istiyor diyelim.
    mevcut aldiklari da 5 birim refah diyelim.
    avrupa da maksimum bu yeni talep karsisinda 7-8 birim vermek istiyor olsun bu ilisklerinde.

    d) rusya ise hali ile "10 birim vermezsen su su su olur, donerim cin'le is birligi yaparim" konsensusunde haraket ediyorsa , avrupa rusya'nin bu blofunu gorup kartlarini actirmak icin ukrayna uzerinden onu kendi sahasina cekerek, kartlarini masada gorup , "bak zaten 10 birim alacak gucun yoktu, avrupa'nin rusya'nin kendi ortami icinde olmasina dair bir sikayeti yok fakat bu 5-6 birimlik refah ile olacak" sartlarini dayatmak isteyecektir.

    yani orgunun temeli, bir birliktelik icine "upper hand" / ustel el ile mi gireceksin, yoksa verilen sartlara tabiii olarak mi gireceksin? tartisilan budur diye dusunuyorum ki turkiye'de bir cok defa bu tur pazarliklardan gecti/geciyor.

    neticede gunun sonunda, avrupa'nin icindeki cikar merkezlerinin (ve abd) bir kismi "gorece fiziki kaynak isleyerek refahi yukselmis olan" cin'e kayarken , kimisi de neticede abd/ve avrupa yerlesik duzenini surdurmek istediginden, rusya yi da "modern bir isgal yontemi" ile kendilerine tab ederek, cin karsisinda bir konum elde etmek istiyorlardir diye tahmin ediyorum.

    cin bu durumda elindeki kartlari tek tek oynuyor, ornek olarak rusya'nin cin'e 40$'dan petrol satmasi son 2 hafta icinde buyuk bir olay. buyuk bir rest batiya karsi. benim sartlarimda beni kabul etmiyorsaniz, kendimi de yakarim ama size yar etmem cin'e 40$'dan petrol satar, onlari size karsi guclu kilarim- diyerek cok sert bir mesaj vermis oldu.

    batida eger biraz oolsun akilcilik kalmissa, acilen rusya'nin bu anglo-saxon duzeninde sahip oldugu refah miktarindan bir miktar daha refah vermeyi kabul ederek, rusyayi yaninda bir "takim oyuncusu" olarak alip, putin gibi adamlarin etrafindaki sermaye gucu ile anlasmalara giderek durumu toparlamasi lazim.

    yoksa cin karsi konulmaz bicimde anglo saxon duzeninin icinden gececektir.

    bu da pax america'nin hizla gerileyerek yok olmasi ve hep konustugumuz ve izledigimiz uzere (kahretsin ki) orta sinifin daha cok alan kaybetmesi (2016'da beri icimizden geciyorlar zaten) - olarak kitlelere geri donecektir.

    neticede yazinin basina geri donelim,
    zaten uzuuuuuun insanlik tarihinde hep boyle degil miydi?
    son 100 yildir, 10 kisi tarafindan kontrol edilen/baskilanan 90 kisinin 100 birimlik refahtan 10 birim yerine, 30-40 birim almaya baslamasi (american dream) - bir anomali ama bizler (atadan babadan zengin olmayip orta sinif refahina ve ozgurlugune kavusma sansi olan tebaa yiginlari) icin bir isik degil miydi?

    karanlik yaz gecelerinde bir cali icinde yanip sonen bir ates boceginin atesi gibi,
    acaba bu aydinlik sonecek mi, yoksa bu 90 kisi, covid yaptirimlari dahil, bunlarin temelde bir politik ajanda icin faydali araclar oldugunu idrak edip, kollektif eyleme gecmeyi ogrenebilecekler mi?

    yani ulkeler bazinda da bu kumulatif mucadelenin de emarelerini boyle okumak lazim diye dusunuyorum.
    dunya kaotik bir yer, illuminati yalan, 6 aile yok, ama pikkety abinin de bahsettigi gibi birikmis kapitali yoneten ellerin de birbirlerine --- ve ozellikle geri kalan 90kisini taleplerine karsi mucadelede belirledikleri politikalar var. bunlar hakkinda genis kitleler olarak farkindaligi arttirmak lazim.

    --bu minvalde beni hep dusundurmustur mesela, sektorum geregi binlerce isci yonetmek zorundaydim. bu iscilerin bir gun santiye kasasini basip icini yagmalamasinin onunde aslinda fiziki bir engel yok. mental bir engel var. nedir bu mental engel? 4000 yildir kollektif olarka insaa ettigimiz kanun/kurallar butunu. ama neticede bu mental eforun surekli saglamlasitirlmasi, tesis edilmesi ve 10,000 iscinin a) gercekten santiye kasasini basip bu refaha cokemeyecelerine inanmalarini saglamak b) 10,000 iscinin 50 teknik personelden emir almazlarsa, 50 teknik personelin hic bir ise yaramamayacagini anlamamalari - icin - ustun bir caba gerekiyor, kumulatif bir mental emek gerekiyor

    neticede 7 milyar insanda, sinifsal olarak 7 milyon insanin benzer sekilde, bilissel ve reflekseller olarak, bu refah/rahatlarinin devami icin, mental bir efor harcamayacagini dusunmek, safdillik ve naiflik olur.
  • işleyiş ilkesi şöyledir:
    "tüm dünyayı savaşa boğayım, böylece kimsenin savaş çıkartacak gücü kalmaz"
  • yazar güzel beyin jimnastiği yapmış ama en baştan temeli olmayan bir varsayımın üzerine habire inşa etmiş önermesini. üstelik biraz kenardan baksa varsayımla sonuç arasındaki çelişkiyi kendisi de farkederdi sanırım. biz yine de yazalım: dijitalleşen dünyada yegane sağlam yatırımın fiziki yatırım olduğunu salık veriyor. fakat tüm gücünü dijital ve finansal araçlara sahip olmasına borçlu olan şirketlerin dünyaya binlerce yıldır kazık çakmış devletleri ve onun fiziki gücünü altedeceğini öngörüyor. gerçekte bu yakın vadede gerçekleşmesi çok zor bir olay.

    şöyle diyelim. abd’nin (ya da başka bir devletin) jandarma olmadığı bir dünyada hiç bir şirketin mal ve can güvenliği yoktur. bu 200 sene önce de böyleydi, bugün de öyle. yakın vadede de değişmeyecek. şirketlerin varoluşlarını borçlu oldukları liberal ekonomi teorisi de ilk günden özgür ticaretin varlığı için devletin varlığını şart koşuyor. ha karışmamasını ister ama yok olmasını kabul etmez. zira biri olmazsa diğeri de olmaz. anarşistler bu nedenle devleti komple reddedererek esasında teoride liberalizme esaslı bir yumruk sallamışlardı da sağolsun sosyalistler bir ölür bin diriliriz diyerek devletçiliğe sahip çıktılar.

    ana soruyu bir de şöyle formüle edelim: bir silahlı güç (devlet) yıkılırsa ya da zayıflarsa yerini başka bir silahlı güç mü alır yoksa bir tüccar mı alır? yanıt sizin naifliğinize kalmış.

    varsayımın ikinci, hatta belki ilk sıkıntısı: ortaçağ derebeylik analojisi. evet böyle bir dönem gerçekten yaşanmıştır fakat avrupa’da yaşanmıştır, tüm dünyada yaşanmamıştır. tüm dünya kocaman bir avrupa değil. bir kültürün geçmişini alıp küresel bir deneyimmiş gibi dünyaya mal edemezsiniz. ki avrupa deneyiminde bile derebeyleri gücünü yine kılıçtan almıştır paradan değil.

    sonuç itibarıyla abd eğer çökerse, bunun sonucu daha ziyade 1800’lerdeki çok kutuplu devletler sistemine dönüş olacaktır. küresel şirketler oligarşisi distopyası değil. daha kılıç eskimedi.
  • köken olarak pax romana'dan gelmekte olup, amerikan gücünü ve ideolojisini dünya üzerinde etkin kılmayı hedefler.

    pax romana tabiri klasik roma imparatorluğu döneminde, romalıların zorla ele geçirdikleri ülke halklarına, zorla kabul ettirdikleri barış anlamında kullanılan bir kavram.

    2.dünya savaşının çocuğu olarak gösterilebilecek soğuk savaş döneminden itibaren, abd çıkarlarının nato ve birleşmiş milletler güvenlik konseyi işbirliği ile korunması amacıyla, abd pek çok ülkede kontrgerilla silahını masaya koydu. bu çerçevede dünyanın herhangi bir yerinde kendi ekonomik ve siyasi güvenliğini tehdit edebilecek her saldırıya karşı ülke içerisinde çoklukla silahlara saldırmadan gücünü hissettirip uygulama alanı bulabilecekti. abd'nin özellikle nato üyesi ülkelerde sıklıkla başvurmuş olduğu kontrgerilla taktiğinin başarılı sonuçlar vermesi ve sovyet rusya'nın dağılması ile beraber sıra 1.dünya savaşında tam olarak bölünemeyen büyük pastaya yani ortadoğuya geldi.

    dünya üzerinde en etkin çatışma gücüne ulaştıktan ve iki kutupluktan tek kutupluğa, dünyanın en etkin askeri gücüne dönüştükten sonra, abd, göstermiş olduğu çabanın ödülünü almak ve geliştirmek adına pax americana modelini uygulamanın zamanı gelmişti. gerektiğinde kuvvet kullanmak suretiyle bu hedef üzerinde yoğunlaşan abd, türkiye' nin nato'ya girmesiyle beraber üstlendiği batının ortadoğu petrollerini koruyuculuğu görevinin tam anlamıyla etkili olmadığını görünce körfez savaşlarıyla bölgeye doğrudan müdahelede bulundu. körfez savaşlarını izleyen süreçte doğrudan yada dolaylı olarak müdahelede bulunduğu ülkelerde pax americanayı uygulama alanı buldu. böylece ülke içerisindeki yetişmiş kadrolarıyla ve özellikle petrol şirketleri aracılığıyla kendi politikalarını uygulayabildi ve halen uygulamakta.

    bu doğrultuda ortadoğuda en büyük müttekifi konumunda olan türkiye'de siyasal islam yoluyla 1980 darbesinin ardından gelen hükümetler nezdinde ve hamiliğinde, arap dünyasında müdahele ettiği ırak ve kendi güdümündeki suudi arabistan, kuveyt, bae ve tabi ki israille birlikte dünya petrol kaynaklarının en yoğun olduğu bölgede sözünü geçirebilmekte.

    pax americana, abd'nin tüm dünya ile alay edercesine bm güvenlik konseyinden ırak, afganistan gibi ülkelere demokrasi ve insan hakları adı altında müdahele etmesinin doktrinsel tabiridir. müdahele ettiği ülkelerde kendi çıkarlarını sağlama aldıktan sonra kendi barışını getirmesidir.
  • deseler ki aga bir cumlede ozetle ortadogu ve latin amerikada amerikan barisini frenkce derim ki:
    (bkz: plus ça change, plus c'est la même chose)
    butun tellaklar degismeli ki ayni tas ayni hamam kalsin, aman dirlik ve duzen - ya da son devirde duymaya alistigimiz tabirle stabilite - bozulmasin. ayni teranenin memleketimizde duymaya aliskin oldugumuz versiyonu birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyduğumuz şu günlerdir, hakverirsiniz ki su gunler pratikte her gundur...
    haksizlik etmeyelim bu her guclunun tasvip ettigi bir yaklasimdir, guclu bir duzen tatbik eder ve duzenin altinda kalanlarin degisim talebi bastirilamayacak raddeye ulastiginda degisimden taraf gorunmek adina ezilenlere sempati gosteren laflar soylenir, vaktiyle bastaci edilen yonetimler tukaka edilir. hatta guclu degisim icin senden benden hizli kendini atar ortaya ki yeni duzen kendi cikarina aykiri olacak temeller uzerine yukselmesin, ezilenler bir is basarmanin hakli gururuyla sarhos iken ayilinca aslinda hamamin da tasin da biraktiklari gibi durdugunu idrak ettiklerinde kendilerinde yeni bir devrim yapacak heves ve heyecani bulamasinlar.
    mubarak, esad, ben ali, kaddafi, saleh, pinochet, noriega, fujimori ve niceleri istikrar adi altinda demokrasi timsali amerikan devleti ve avrupa buyuklerince hos goruldu. hatirlayin fransa ben ali'ye, italya kaddafi'ye, amerika mubarak'e, esad'a, saleh'e devrilecekleri kesinlesene dek diktator demediler, ileri demokrasi sevdalisi akp de diktatore diktator diyecek haysiyeti gostermedi. amerikan barisi cift ata oynadi: hem diktatore hem halka fakat misirda da tunusta de gec kalmanin bedeli degisimin disina itilmek olunca libya'ya herkesten evvel kostular. amerikan barisi latin amerikada sol partiler birbiri ardina iktidara gelirken kolombiya panama ve meksika gibi onemli birkac kaleyi elinde tutarak kendini korumayi basardi ama arap bahariyla inaniyorum ki ya da amerikan ya da bati barisinin takkesi dustu keli gorundu. kimsenin yapamadigini mubarak gittikten beri halen tahrir meydanini dolduran zira o meydani doldurmazsa indirdigi musibetin yerini batinin yeni bir musibetle dolduracagini bilen misir halki yapti.

    amerikan barisinin arap bahari deneyiminden alinmasi gereken ders sudur: demokrasiden bahseden siyasetci basindan sonuna dek yigitce ve mertce eli kanli otoriter bir halk dusmanina ya da halk dusmani bir siyasi sisteme karsi tavir koymuyorsa ikiyuzludur, eline guc verirseniz o da bir halk dusmani olacak, colugunuzun cocugunuz rizkindan calacaktir, emin olunuz!
  • dün debe'ye giren ve kısaca "büyük resme odaklan yiğen" diyen entry'i okurken bir gülme geldi sormayın.

    amerika çok para bastığı için dolar bitecekmiş, petro-dolar sona erecekmiş (petrodolar denen şey de tamamen zırvadır), düzen yıkılacakmış, hepimiz elon musk'un kölesi olacakmışız. peki bundan doların haberi var mı?

    kardeş onu bırak da sen torbacının adresini ver. sattığı mal gerçekten çok sağlammış ve iyi kafa yapıyormuş. o derin kafadan biz de nasiplenelim.
  • amerikan imaparatorluğunun tarihsel iki modeli ve aşma azminde olduğu iki rakibi vardır: roma imparatorluğu ve osmanlı imparatorluğu. ki osmanlılar roma islam imparatorluğu olarak yeniden adlandırılabilir. amerikan yüzyılı (ki amerikan binyılı olmasını çok isterler) hem ciddi bir şiddet tekeli ve keyfiliğiyle hem roma'da olduğu gibi gücün, zenginliğin, teknolojinin, aklın merkezileştirilmesi ve merkeze doğru sömürülmesiyle yürüyen bir senaryo-gerçeklik. en önemli düşünsel ve teknik desteklerinden biri tarihin titizce incelenmesi, bileştirilip yeniden yorumlanması/üretilmesidir. bu bakımdan büyük ve özgün barış dönemleri için devamlılık ve öykünme babında pax romana'ya, pax ottomana'ya eklemlenmiş veya karşılık gelmiştir. diğer tarihsel barışlar da çelişkiden bağışık olmamakla birlikte pax americana artık ütopyasını distopya düzeyine eriştirmiştir. bu bakımdan bertolt brecht'in cesaret ana ve çocukları içinde işlediği barış patladı vurucu sözü/repliği amerikan rüya-zamanı için yeni boyuta uyarlanabilir hale geldi.
hesabın var mı? giriş yap