• gizli, saklı, gizlenmiş.

    not: bir kişi de kelimenin anlamını yazmaz mı?
  • elif şafak'ın 26 yaşında yayınlanan ilk romanı.
    içinde geçen alıntılar okunduğunda bir insan daha 26 yaşında nasıl olur da klasik rus edebiyatından, divan şiirlerine, kuranı kerim'den, i.ö 700 yılında yazılmış hint edebiyatına herşeyi okumuş, özümsemiş, sonra da bu kadar ahenkli biçimde ve en beklenmedil yerlerinden tutarak bir araya getirmiş olabilir diye sordurur insana.

    hele bu şiirle ipler tamamen kopar okuyucuda....

    kimine kafi gelir bu ten sureti
    böyle doğar, böyle sırlanır
    kimine dar gelir bu ten sureti
    hep arar, savrulur

    kiminin imanı korkudur
    "ve inne rabbeke leşediydül'ikaab"
    kiminin imanı safi aşktır
    "ve ma rabbüke bizzallamin lil'abiyd"

    her kim ki aşk için, aşkla yaşar
    aşkı arar, aşkla yanar
    işbu vücud şehrinin
    kapısını aralar
  • "korktu. gidip de varamamaktan degil , varip da dönüs yolunu bulamamaktan degil, dönüp de geride biraktiklarini yerinde bulamamaktan degil; bir kendini bulamamaktan, buldugunda korkmaktan korktu..." bu ifadeye ne takildim bilemezsiniz.
  • "olduğumdan büyük görülmektense olduğumdan hakir görülmeyi yeğlerim" demiş kitap. ötesi yok.. yok.
  • bol karakterlerli, ağır dilli, 218 sayfalık kitap... kitabın ithafının 'oktay'a olması bu 'oktay'ın ihsan oktay anar olup olmadığını düşünmeme sebep olmuştur... verilen ödülde hangi kriterler gözetildi bilmiyorum ama ben de anlayamadım neden mevlana ödülüne layık görüldüğünü; mistiklik var ama... fena değildir yine de...

    görünenle yetinirsen eğer sadece tırtılı bilirsin. çirkindir ya tırtıl, gönlünü çelmez. görünenin ötesine geçmek istersen eğer, aradan örtüyü kaldırıp da gönül gözü ile bakarsan, kelebeği bulursun karşında. güzeldir ya kelebek, gönlün ona akar. lakin gönül gözünle görürsen eğer, kelebeğe değil tırtıla sevdalanırsın.
    ---
    isimler ki büyülüdür/ sade büyülü mü/ isimler hem de büyücüdür/ sanmam ki çıkmış olsun hatırından/ismini ''fasl-ı hazan'' koyalım/ söndüğü yerde aradığını bulasın/ lâkin fasl-ı hazan demek/ fasl-ı hüzün demek/ söndüğü yerde/ sana kavuşmam gerek/ onun söndüğü yerde/ benim tutuşmam gerek...
  • elif şafak'ın elinden çıkması imkansız gibidir. veyahut masumiyet yıllarının bir ürünüdür. kızcağız hep öyle kalsaymış keşke.
  • sevgilinin evde bıraktığı yığıntının arasından çıkmış, giderken bu hatun ne bok yemeye bıraktı lan bunu diye düşünülüp 3 hafta içinde 3 defa baştan sona aşkla (tamamen süreçle alakalı), ve tdk'nın 2 ciltlik sözlüğüyle okunan hem okur hem de yazar için gelecek vaadeden kitap.
    (bkz: aşkta kaybedip edebiyatta kazanmak)
  • okuduğum şahane romanlardan. elif şafak'ın politik duruşuna katılmıyorum fakat diğer yandan bu kitap için sahip olduğu birikimine hayran oldum.

    ......
    "sen bunu bildin mi pinhan? sevdiğin, sevdiceğin gözünün önünde başkasına sevdalanır... hiç bi şey gelmez elinden... bu nasıl azaptır bildin mi?"
  • elif şafak'ın ilk romanıdır.
    pinhan bir ağaç tepesinden gülümser.
  • elif şafak'ın 1997 yılında ilk yazdığı romanı. daha 9 yıl öncesinden bugüne dek uzanacak eserlerinin ipuçlarını barındırmış aslında içinde. kuvvetli cümle yapılarından, çarpıcı betimlemelerinden, birbirinden ayrı ilerleyip sonunda kesişen yollarından, toplum içinde yer almasına rağmen sıradan olmayan kahramanlarından, göndermelerinden, vurgularından ve içinde barındırdığı uçsuz bucaksız hayalgücünden...

    "dağ, tepe/ bayır, ova/ su ve toprak/ ateş ve hava/ senin kokunla yoğrulmuş/ buram buram sen kokmakta/ her nefeste/ her iç çekişte/ ve her özlemde/ seni/ sade seni/ soluyorum/ senin karşında utanmaktan değil/ seni utandırmaktan korkuyorum/ öyle bir sapa yola/ soktun ki/ beni/ öyle bir yolda rehberlik ettin ki/ hep ışığı görmemek için/ görüp de/ gün ortasında çırılçıplak kalmamak için/ yalvardım durdum/ en nihayetinde/ dönüp dolaşıp vardığım yerde/ senden/ bir senden/ uzak düştüm/ ayrı düştüm/ belki de ilk kez/ o zaman bölündüm..."
hesabın var mı? giriş yap