• o kadar ingilizce kelimenin içinde "havuç"un hala sapasağlam ayakta kalabildiği dildir.

    -buna bakınca audience "what's in it for me?" diyecek. burada, segmentlere göre sağlam bir havuç lanse etmedikçe waow efekti yaratmamız zor görünüyor.
  • az önce yapı kredi plaza'da şahit olduğum dil.

    "herkese equal davranmak gerekir ki..." diye devam ediyordu.

    equal olun canımı yiyin kardeşlerim.
  • her gün değişik bir versiyonuna maruz kaldığım. düzgün türkçe konuştukça bunların yanında köylü gibi duruyorum.

    toplantıdayız, taşra bölgede birşeyler yanlış gidiyor, iş kötüye gitmeden uyarıp tebdir almak lazım. sarfedilen cümle:
    "arkadaşları alert etmek lazım!"

    bu ne lan?

    bigün birinizi bi corner'da sıkıştırıp push edeceğim göreceksiniz ebenizinkini.
  • bugün öğlen şahit olduğum dil ve edebiyat. azalarak bitmek yerine çoğalarak artıyor ve insanı insanlığından soğutuyor

    -hadi ben gidiyorum
    -tamam şekerrr si yu leytır
  • şantiye dili ve edebiyatı ile kesiştiği tek kelime portif olsa gerek.

    (bkz: portif)
  • it destek:
    error hatası diye uyarı verdi az önce.
  • nispeten daha mütevazi bir bina olsak da yine de bu dili benimsedik sanıyordum, ancak dış firmadan toplantıya gelen adam sayesinde bizim plaza değil henüz kurumsallık edebiyatı safhasında olduğumuzu anladım.

    toplantıya iki kişi gelecektir. bir tanesi yetişir, diğeri geç kalır.
    ve yetişen, geç kalan arkadaşının özür dilediğini söylemek ister:

    "-kemal bey excuse larını bildirdi. "

    oldu mu şimdi kemal, "kemal" ve "excuse" birlikte oldu mu? "özür"ü hangi katta unuttun?
  • insan vücudunda kahvenin yüzde 70 lik orana çekilme çabası;
    "bir kahveden iki yudum alınmaz"
    "sanırım kafeine ihtiyacım var"
  • ayşe hanım; şirketin halkla ilişkiler müdürüdür. onun altında çalışan ve olayımızın kahramanı olan yeni mezun genç kızımız ise ayşe hanım ın kendisine gönderdiği elektronik postadaki fotoğraf eklerini, şirketin hukuk müşavirliğine de yönlendireceğini söylemeye çalışmaktadır. şöyle ki: "aaaaaaam; piar' ın bana etec ettiği gipekleri size çeviriyorum". sanırım; böyle bir şey plaza dili ve edebiyatı.
  • future continuous tense üzerine kuruludur.
hesabın var mı? giriş yap