• 1987 yilinda ilk once amiga 500 icin yapilmis daha sonra yeryuzunde varolan butun elektronik esyalara port edilmis (evet, camasir makinesinde bile calisiyor), hala da port edilmeye devam edilen oyun. en son iphone'lar ve android cihazlar icin port edildi. yakinda tekrar amiga'ya port ederek cemberi tamamlamayi dusunuyorlar.

    aegis adli firma tarafindan yapilan oyun aslinda iki kafadarin kendi baslarina yaptiklari oyundu. bu kafadarlar alman oldugundan isimlerinde rolf dur, dieter dir, klein dir ne ararsaniz varolan stereotip adamlar imaji ciziyorlar. aslinda gercek bunun tam aksi, almanlara yakismayacak derecede espirili, neseli ve kafa adamlar.

    neyse ki ilk defa bir oyunu "kardes iyi yazmis hos yazmissin ama kim bulup da oynayacak bu oyunu bu saatten sonra" tepkisi almayacak olmanin verdigi guvenle yaziyorum. zira su aralar android ve iphone marketlerinde en cok ragbet goren klasik oyunlardan biri ports of call.

    daha sonra ports of call xxl (bkz: #11480299) gibi basarisiz bir yenileme yapilmis, yetinmeyip ports of call simulator adli farkli bir denemeye girisilmistir. ne yazik ki bunlarin ikisi de anlamsiz denemeler olup grafik ve oynanis olarak cok daha ustun olmalarina ragmen ilk oyunun o cok iyi kurulmus dengesini verememislerdir.

    ana menu
    kazazede
    rihtima yanasma
    fareler

    alacaginiz ikinci el gemilerin hep ortalama %59 civarinda kondisyonu olmasi, kondisyonu %50'nin altina inmis gemilerin durduk yerde icindeki yuklerle batabilmesi. en olmadik zamanlarda greve giden romorkorler, zaman araligi olan nakliyat isi aldiginizda mutlaka ama mutlaka karsilastiginiz dev firtinalar, umit burunu civarlarinda varolan kayaliklari her defa elle gecme zorunlulugu, hindistan bolgesine her gidiste gemiyi farelerin basmasi, kacak silah tasitmaya calisip bunun icin neredeyse sakiz parasi oneren tipitipler, en zorlu limanlarda mutlaka romorkorlerin calismamasi ve elle yanastirma zorunlulugu, arada bir buroya gitmezseniz illa ki hirsiz girmesi vesaire vesaire.

    kisacasi amiga'da oynamis herkesin hicbir sekilde unutamayacagi oyunlar arasina girmistir bu oyun. bir de sanirim birileri tarafindan kirilip turkce'ye donusturulmesi, amiga zamanlarinda boyle seylere hasret olan oyuncu kitlesi icin unutulmaz olmasina etki etmistir saniyorum. zira amiga'da gemi alirken "umariz bu taka isini gorur!" tarzi mesajlar okumak cok eglenceli ve bulunmaz deneyimlerdi.

    cok kaliteli ve farkli bir oyun yapmak boyle birsey iste, adamlar hala daha, yani 27 sene sonra bile ayni oyundan ekmek yiyorlar, kapis kapis satiliyor. ve daha cok uzun yillar boyle devam edecegine eminim. cunku hakediyor bu oyun bu ilgiyi.

    hele ki gemi adamligi, suvari (sanki denizde at biniyor herif), kaptanlik, ikinci kaptanlik gibi konular ilgi/meslek alaninizsa ve bu oyunu oynamamissaniz o seyir defterini kafaniza kafaniza vurmak lazim.

    not: bir de dandik otesi dandik eski adi ucuz bir bilim kurgu romani vardir ayni isimle, siz siz olun okumayin, ne kadar bos bir insan olsaniz da zaman degerli birsey sonucta. ben okumustum, yillar gecti hala aglarim o heba ettigim zaman icin.

    http://www.portsofcall.de/
  • aganta burina burinata

    günlerce basından kalkmayarak 30 tane ro-ro* barındıran bir filo ve 100 küsür statü olusturabildiğim oyun..ümit burnundan oyunun basında geçmek sureti ile bir statü kazanılabiliyordu..
    gencecik beyinlerimize kacakcılığı bile işliyordu bu oyun o yıllarda.. ''pist; su küçük cantayı da götürüverirsen havadan 45bin dolar avanta seni bekliyor'' gibi eğlencelikleri vardı..
    uzun bir süre ofise uğramazsanız paranız calınıyordu..
    manüel kullanımda en kastıran liman lagos limanı idi, cape town ise acemi işi..
    gemilerimi en yaman buzullardan geçirdim, en sert fırtınaların içinden geçtim onlarla, kimi zaman da etrafından dolastım fırtınaların usulca, sığlık bölgelerde ben devraldım dümeni, denizden adam bile kurtardım yeri geldi..batan gemimin ardından ben bakakaldım..
    hiçbir zaman kızmadım grevdeki romorkörlere, geçtim dümenin basına son sürat girdim limanın duvarına..
    umarız ki bu taka bir müddet işinize yarar diyerek dalga geçtikleri külüstürlerle baslayarak imparatorluklar kurdum okyanuslarda..
    ben bu oyunla denizlerin fatihi oldum!
  • 7-8 sene önce bizim mahallede pek bir revaçta olan oyun..

    en sevdiğimiz güzergah vancouver ile karaçi arası olan idi, uzun yol olduğu için yüklere iyi para verirler biz de ihya olurduk. tabi okyanus geçtiğimiz için* fırtına çıkardı, biz de malın acil teslim edilme durumuna göre ya birkaç gün fırtınanın çevresinde dolaşırdık ya da içinden geçip gemiyi dağıtırdık.*
    çok para teklif ettiklerinde abidik limanlara gittiğimiz de oluyordu. 6-7 gemiden sonra artık gemilerimizin ismini unuttuğumuz da vakiydi. ama en güzeli sene sonundaki başarı grafiği idi. borçlarımıza iniş çıkışlarımıza bakıp keyfilenebiliyorduk.

    benim için en sıkıcı yan, limandaki işçi vs.nin grev yapması nedeniyle romörkör kullanmadan gemiyi limana elle sokmaktı. arkadaşım canavar gibi yerine yerleştirirken ben sağa sola çarpar, zaten %30'larda gezen hasar oranını iyice arttırırdım.

    tabi iyice enseyi kalınlaştırınca, yan yan giden gemilerden de alabiliyordunuz ama, o zamana kadar baya zaman geçebiliyordu.

    bazen denizin ortasında bir sal, sandal gibi birşey görüyor, adamla takım muhabbeti yapabiliyordunuz.*

    eğer yakıt doldurmayı unutursanız okyanusun ortasında beş katı fiyatına yakıt almak zorunda kalıyor, ofisinize 2-3 hafta uğramayınca kasayı hırsızlar tarafından soyulmuş halde bulabiliyordunuz. gemideki hasar %40'ı geçti mi geminizin okyanus dibini gidişini izliyor, oyun bitince de akbabaların sizi yemesine maruz kalıyordunuz.

    amiga zamanındaki baba oyunlarımdan (sensible soccer, prince of persia, civilization 1 ve cengiz han*) biri olan poc, diğer ikisi gibi kendine hapsediyordu. arkadaşın verdiği adresten amiga'daki poc'u indirmiş olsam da, demosunun zaman sınırlaması olduğu için pek umrumda olmadı, zira bu oyun 6-7 saatten önce kapatılmaz.
  • türkçe adı "uğrak limanlar" olan söz konusu oyunda, taşınacak mal grupları kabaca katma değeri yüksek mallar (elektronik eşyalar` : electronics, silahlar : arms`), orta düzeyde katma değeri olan üretim ve tüketim malları (makinalar` : machinery, tekstil ürünleri : textiles, kimyasal maddeler : chemicals`) ve hammaddeler (tarım ürünleri` : agricultural`, işlenmemiş madenler) olmak üzere üç grupta değerlendirilebilir. seçilecek güzergah da buna bağlı olarak yüksek katma değerli malları üreten ve bunları üretemeyip satın almak zorunda olan ülkeler arasında olmalıdır. gidilen ülkede gemide taşıyacağınız mala duyulan ihtiyaç kazanacağınız parayı da arttıracaktır. elbette yüksek katma değeri olan malı götüreceğiniz ülkeden dönerken de mümkün olduğunca değerli başka bir malı getirmeniz en az dönüş seferinin maliyetini çıkaracak kadar olmalıdır. bu bağlamda seçilebilecek uygun güzergahlar new york, tokyo ve rotterdam'dan başlarsa ortalama düzeyde kâr getirir. oyunda, birleşik arap emirlikleri'nde bir liman olan jebel dhanna'ya new york'dan silah ya da tokyo'dan elektronik malzeme götürmek kârlıdır. bir başka ortalama güzergah rotterdam-kalküta arasıdır; rotterdam'dan kalküta'ya silah ya da elektronik malzeme götürüp dönüşte hammadde yerine tekstil ürünü taşıyarak, hem gidişte hem dönüşte normal kâr elde edebilirsiniz. ayrıca rotterdam-kalküta arası tokyo-jebel dhanna ve new york- jebel dhanna güzergahlarından nispeten daha kısadır.

    ancak büyük paralar kazanmak için görece daha fazla risk içeren ancak daha çok hasılat getiren san francisco-cape town hattı tercih edilebilir. angola ve namibya'da devam eden çatışmalardan dolayı geminiz cape town'a giderken vurulabilir. ancak san francisco'da electronics ve arms bulunur ve karachi'de veya cape town'da bunlara çok büyük paralar öderler. cape town'dan döndüğünüzde arms yükü bulmanız mümkündür. karachi'de ise dönüşte mutlaka tekstil taşıma imkanı olur. san francisco merkezli rotaların çok para getirmesinin bir nedeni de mesafelerin çok uzun olmasıdır ve ortalama 10 bin milin üzerindedir.

    sydney merkezli sydney-cape town ve rio de janeiro yolları da yine ortalama kâr getiren ama kısa mesafeli yollardır. zira rio'dan dönüşte machinery taşımak mümkündür. sydney ise chemicals yükü ile iyi hasılat getirir.
  • otisabi ile bu oyunda neresi oldugunu hatırlayamadıgım acaip bi guzergah belirlemiştik, hem cok uzun degildi hem de acaip para kazandırırdı. bi de gemiyi manuel olark limana yanaştırma hadisesinin kompetanı olmuş idim. cok guzel bir oyun idi.
  • 94 yılını bu oyunla geçirmiştim bana gemileri sevdiren oyun
  • cok guzel oyundu da, bir yerden sonra gemi park etmek baymaya baslardi, kendinizi armator degil de valet gibi hissetmeye baslardiniz.
  • tabii ki harika bir amiga oyunuydu ve benim amigam olmadigi icin arkadas evlerinde gidip oynardim. ayrica amin maalouf'un dogunun limanlari diye turkceye cevrilen kitabinin ingilizce adidir.
  • yenisinin betasını görüp oha oha dediğim, klasik versiyonunu yüzlerce kez oynamı$ olduğum oyun. bir de gemide oynardım deği$ik bir lezzet verirdi adama, manyak mıyım neyim anlamadım.
  • gemiyi iceberglerin arasından geçirirken,klavuz motorlar olmadan limana yanaştırırken bir uzak yol vardiya zabiti olan babamdan yardım ve tavsiye aldığım oyundur.
hesabın var mı? giriş yap