• başlık "türk vatandaşlarının büyük çoğunluğunun rus roman karakterine dönüşmesi" olacaktı fakat karakter sınırı engel oldu.

    dışarıdan kendimize bakınca gogol'un "palto" kitabındaki akakiyeviç gibi palto almak için para biriktirir olduk.

    bugün sizi soğuktan düzgün şekilde koruyacak en dandik ceket 1500-2000tl

    bu ceket fiyatı gerçek insanlar ve kendini insan gibi hissedenler için. kendine her şeyi reva gören cahil zihniyet için 100tl ye de var.

    bu başlık kendine değer ve önem veren gerçek insanlar adına açıldığı için trollerin doluşmasına gerek yok. geçip şu fiyata da mont var demeyin.

    doğalgaz zamları yüzünden her sabah raskolnikov gibi titreyerek uyanmamıza da az kaldı. raskolnikov ile bir diğer özelliğimiz ise iki kesiminde beş kuruş parasının olmaması.

    tolstoy'un “insan ne ile yaşar” kitabındaki bir bölümde 2 dönüm fazla arazi alacağım diye gün boyu yürüyüp yorgunluktan ölen şark kurnazı köylüye ne demeli? siz bu karakterde kimi görüyorsunuz?

    yüzlerce roman karakteri sığabilir bu başlığa benim aklıma bu üçü geldi.

    umarım sofie'nin dünyasındaki gibi bir kaç sene sonra gerçekten bir kitap içinde yaşadığımı öğrenmem.

    edit:imla
  • hoşgeldiniz arkadaşlar. önce şu redingotumu kuru temizlemeye bırakın, sonra da komodinin üstündeki kapikleri alıp markete gidin ve ikindi çayının yanına biraz ekmek ve patates kapıp gelin.

    biz hep buradaydık, sizi de allah kurtarsın.
    paka paka.
  • doğru söylem. ben paltomun iç kısmına muhtelif alet edevat asabileceğim kumaş parçası dikmeye başladım bile mesela. kimsenin yüzüne bakmayacağı saman pazarında bir dairede oturuyorum ama bu kümes gibi yer için bile 1000 ruble istemeye başladılar, üstelik yemek de dahil değil buna. cebimde kalan son birkaç kapikle getir'den balık çorbası ve çay sipariş ettikten sonra geçinebileceğim para kalmayacak. 3. dereceden memur olmak için yaptığım başvuru parasızlıktan üniversiteyi yarım bıraktığım için reddedildi. son birkaç ruble için enfiye kutumu da satacağım bu haftasonu bir tefeciye, şu kumaşı dikeyim de.
  • ivan ilyiç gibi bekliyoruz bakalım.
  • bugün dandik bir kafeye oturdum. ay sonunu nasıl getireceğimi kara kara düşünürken içeri çıplak ayakları pislik içinde, dilenci bir çocuk girdi. hemen yandaki sandalyeye astığım lcw'den alınmış vasat deri montumu elime aldım. şuna bakar mısınız, adeta bir akaki akakiyeviç

    para istedi, yok dedim ve "zengin olmuşsun ama boşa olmuşsun" dedi. ahahahaha sinirden kendimi skecem!
  • her seyde oldugu gibi bunu da eksik yapiyoruz. donmusken sadece yoksulluguna degil bari rus klasiklerindeki toplumun kultur ve bilinc seviyesine de donebilsek!
  • bundan 10+ yıl kadar önce türkiye'ye ziyarete gelmiş ismini cismini titrini hiçbir şeyini hatırlamadığım bir malezyalı bürokrata bizim gazeteciler "türkiye malezya olur mu?" diye sormuş, bizim malezyalı şahıs da "çok çalışırsanız neden olamayasınız" diyerek topu doksana takmıştı.

    başlığı görünce aklıma o geldi.

    şimdi, bu tespit yanlış. rus romanlarındaki en dandirik taşra kasabasında bile düzgün parklar, insanların gidip vakit geçirebileceği yerler, düzenli kent merkezleri var. bizim istanbul ankara izmir gibi en merkezi yerlerimizde bile ben o düzeni göremiyorum şahsen.

    sonra bakıyorsun karikatür kötüsü tipli 7. dereceden memur dediğin vatandaş bile bi disiplinden geçmiş, hiç değilse oturup kalkmayı bilen, fransızca konuşan, keman çalan, bilmem ne yapan insanlar oluyor. bunun bizdeki eşdeğerleri çapsızlıktan kırılıyor maalesef.

    yine keza, romanlarla alakalı değil gerçi ama, çarlık rus sarayının propaganda marşlarını mesela 1812 uvertürünü (ki bu uvertür çok kısa sürede yazılmış olmasına rağmen tarihteki muazzam ayarlardan birisidir) yazan kişi için (bkz: pyotr ilyiç çaykovski). bizim türk sarayında da propaganda işlerinden sorumlu (bkz: uğur ışılak) var dombranın üzerine söz yazmışlığı var. burada bile kalite farkı paçalardan akıyor.

    ha, biz de cebimizdeki son 70 kopekle ay sonunu getirmek durumundayız tabi, oradan bi benzerlik yakalayabilmişiz. düzenimiz ve elitimiz çarlık rusya'nınkinden daha kötü. yaşayacağımız fakirliğin de daha kötü olması kaçınılmaz.
  • ben dönüşümümü tamamladım galiba. mesela geçen gün evden çıkmam 20 sayfa sürdü.
  • en boktan aile hikayesi ve en baba rus klasiği karamazov kardeşler'de bile ortalık hizmetçi ve uşaktan geçilmiyor. hanginizin evinde hizmetçi var ulan? çünkü bizde yok da!

    yoksullukları bile bizden lüks. yani varolmayan önerme cümlesidir.
  • tespit gibi tespit, charles dicknes romanlarındaki sefalet de olabilir. neticede gelir dağılımındaki uçurum ve orta sınıfın olmayışı aynı victorian dönem büyük biritanya'sı gibi.
hesabın var mı? giriş yap