• said nursinin kor atlari iyilestirdigi, kisir kadinlari iyi ettigi vesaire pehlivan tefrikalarina benzeyen hikayeleri vardir.
    en meshuru da cumhuriyetin kurulus yillarinda ataturk un karsisina gecip, ayar vermesi, ukteden ukteye kosturma hikayeleridir.bu hikayeleri yazan tarihci artik nasil bir gozlem firsati bulduysa hadiseleri su sekilde nakleder.

    "...pasa'nin alninda nohut nohut terler belirmisti, said nursi beiuzaaman radiyallahu anh hazretlerinin karsisinda hazan yapragi gibi titriyordu.cogu zaman emir erlerine ismet pasalara hakaret ve emirler yagdirdigi makaminda kuculup kalmis, ayaginin altindaki halinin puskulunu ecnepi potinlerinin kenariyla kah o yana kah bu yana salliyordu.
    radiyallahu anh ve la illa abidune kadesallahu siirahul aziz hasmetli hazretleri said i nursi (topragi bol, duacisi cok olsun) delici bakislariyla pasanin icinden gecenleri okuyordu.
    pasanin tuzagina dusmemis onu kundye getirmisti.
    - efendi diyecegin bir sey yoksa izninle ben selametle gidiyorum dedi.
    pasaya bogmaca salgini olmuscasina bir ates kapladi bogazi sisti, garip sesler cikararak vesaire vesaire biy biy biy..."

    "ilimli"(kulahima anlat sen onu) said nursinin "ilimli" tebasindan birisi hadiseyi boyle nakletmeyi uygun bulmus.
    bulmus da sormazlar mi, neye dayanarak ayaginda potinle hali puskulu deprestiren ataturk imaji naklediyorsun?
    radiyalluhu anh seviyesinde bir bediuzzaman atanin odasindan cikip cami de abdest alirken kankalarina
    "ya bi gorseniz nasi maymun ettim herifi, boyle bogmaca oldu sanki girk mirk sesler cikariyodu ekikiki" diye anlatmis olabilir mi?
    ataturk hadiseyi sagda solda verdi ayari verdi ayari giydim ukteyi ddiyerek baloda, mitingde anlatmis olabilir mi?
    bu hikayeyi gotunden sallamis ilimli tarikat mensubu garfield gibi makamin camina yapisip olayi gozlemlemis olabilir mi?
    bu ne ya?
  • gene çakalın biri atatürk'e laf çakmaya çalışmış. hesapta, said nursi övecek.

    "anadoluda insanlar fakirlikten kırılırken rakı sofralarında çatlamamıştır."

    yani diyor ki lavuk mealen, anadolu insanı açtı, bunlar da, 1000 yıllık fransız şarabı eşliğinde götüne trüf mantarı sokulmuş pekin ördeği kemiriyorlardı.

    lan atatürkten bahsediyoruz arkadaş. en sevdiği yemek pilav üstü kuru olan adamdan bahsediyoruz. onda da yarım yamalak yiyen bir adam bu. leblebi eşliğinde rakı içen adam bu. rakı dediğin şey de şu son 10-15 sene önceye kadar en ucuz içkilerden biriydi. hatta daha da eskilerde millet neredeyse bi sigara parasına litrelik rakı alıyordu. birini öveceksen bari karşısında gömeceğin kişiyi bil.

    adamın övdüğü siyasetçilerden biri de akşam yemeğinde, adını söyleyemeyeceğin binlerce liralık beef tüketen, ejderha meyveli bilmem ne takılan biri.

    tanım: bilimsel islamiyeti meşhur eden kişidir ama bilim açısından değil tamamen islamı kurtarma açısından. hani bişi bulunduğunda "bu kuran'da yazıyordu." lafı var ya bu adam tarafından çıkartılmıştır.
  • vatan haini ve cumhuriyet düşmanı bir yobaz.

    fetocuların fethullah'dan sonra taptığı ikinci isim olmuştur hep, cemaat evlerinde bunun deli saçması risale-i nur kitapları okutulur.

    peygamber'den sonra her 100 yılda bir gelip insanlara dini yeniden anlattığı söylenen müceddit sıfatının 1900'lü yıllardaki sahibi olduğuna inanırlardı, hatta 2000'li yıllar için de müceddit olarak fethullah'ın gönderildiğini düşünürler. cemaatteki abiler-ablalar ve yetiştirdikleri ufak çocuklar fetoşun ve bu delinin hayatını anlatan kitapları yutuyorlardı, acınası varlıklar.
  • dinci zevat hakikaten garip. hocalı katliamı'nı yıllar sonra anmak akıllarına gelirken, aynı şekilde said nursi'nin ölüm yıldönümünü de 2012'de anmak akıllarına gelmiş. madem islam'a katkıları bu kadar büyük bir insanmış dedim, ekşi sözlükte entrylere şöyle bir göz gezdirdim. 23 martlarda 2008 yılında 3 entry, 2011'de de tek entry girilmiş adına. ancak bunların hiçbirinde ölümünden bahsedilmemiş. yıl olmuş 2012, gerek sözlük gerek twitter ortamlarında bakıyorum da herkes şükranla anmış bu ulu bilgeyi (!). lan olm var ya şaka gibisiniz, noluyo arada talimat mı geliyor size? beyler bu sene said nursi'yi anıyoruz mu diyorlar size?
  • kendi gibi patlak gözleri ülkenin başına musallat eden neidüğü belirsiz zat !
    fetö de bunun laciverti.

    ateşi bol olsun.
  • fetöye sövüp, bu adama güzelleme yapan beyinsizler var hala. bugün fetö neyse, said nursi denilen şahsiyet de odur.

    ekleme: birisi özelden "nizamülmülk diye bir nicki olan insandan böyle bir entry beklemezdim" minvalinden bir mesaj atmış. nickle yazılan entry arasında bağ olması gibi bir zorunluk yok ama, nizamülmülk bunların atası olan haşhaşilere karşı mücadele ederken öldürülmüş bir insan olduğu için çok da absürt değil yani*
  • ''bediüzzamanın müjdeledeği türkiyenin'' diyorlar. ne mujdeliyor hımını? allah mı, peygamber mi bu adam? sirk kosmus olmayın ?
  • fetonun cemaatcilerinin soyledigi uzere, ustun gucleri olan bi elemanmis bu..

    aciklayayim....

    universite zamanlarinda, fem dersanesine gitmis olan, liseden bir arkadasimla bulusmustuk, bir kahve icmek icin. arkadas yaninda baska bi elemanla geldi, dersaneden bi ogretmenmis, arkadas olmuslar vs. imis, bilmemneymis, onu da gorunce "gel abi bi cay ic kalkarsin" demis..

    ben biraz patavatsiz bir herif oldugumdan gelen elemana sordum direk; "bu fem dershanesi fetullahtir cemaattir vs. siz ne ayaksiniz" diye konusuyorum gelisiguzel. konu dondu dolasti, bu beduizzaman midir adini telaffuz edemedigim adama geldi.. bu femde ogretmen olan eleman, basladi anlatmaya; "onun zamaninda bu risaleleri yazmak cok buyuk bir zeka gerektirir, hic okumadiysan oku" vs diye konusurken soyle bi anekdot anlatti.. ahaha bak gene guldum hatirlayinca.

    simdi elemanin soyledigi o ki, ataturk'un insanlari bakislari ile kontrol altina almak gibi bir kabiliyeti varmis. size dik dik bakarken, hipnoz eder, sizi soylediklerine katilmaya mecbur edermis. (he amk marvel karakteri zaten ataturk) iste bu said nursi ile ataturk'un bi gorusmesi olmus o donemlerde.. ata bu said nursiye dik dik bakarak konusmus etmis, telkinlerde bulunmus. said nursi tek bir an bile gozlerini ayirmadan dinlemis atayi.. ataturk konusmasini bitirince said nursi de demis ki, "kalpleri allah a bagli olanlari etkilemek oyle kolay degidir efendi " gibi bi laf etmis.. iste diyor gordun mu, said nursi bole bi adamdi..

    cay mi, kahve mi, herneyse ictigim seyi puskurttuydum masaya.. hurafelerle yasayinca dini, cok daha eglenceli oluyor malum.. bir star wars karakteri sever gibi seviyorsun tipleri demek ki..

    --------edit-------
    entarinin turkcesinden hoslanmayan bir kac yazar arkadas bunu mesajla belirtmis. salt bu entarimde degil, cogu entarimde sokak agzi kullandigim oluyor. benim icin eksi, buyuk kucuk harf kullanilmayan bi ortam oldugundan, kendi adima normal gormekteyim bu durumu..

    lakin sizi kiracak degilim, bu kadar rahatsiz ettigi icin entariyi duzelttim. yanaklarinizdan optum.

    ps: ha derseniz ki, lan turkce diye soyledigimiz konusuyormus gibi yazman diil, hani ı lar, ü ler ç ler ş ler? onlar yok bende malesef.. klavyede trkce harfler yok.. (virgul nokta parantez olarak duruyorlar klavyede) yillardir bu sekilde kullandigim icin de, (16-17 senedir) turkce karakter kullanmadan yazmaya alistigimdan, hosgoru gostermenizi rica edicem..
  • 'kendimi zorlayarak okuyabildiğim bir tanesinde, kürt said radyodan bahsediyor, dünyanın bir ucundan söylenen bir sözün kutudan duyulmasını kutudaki meleklerle açıklıyordu.

    işte, aşağı tabaka ile birlikte doktor, mühendis ve avukatın da şeyhi, pirî olan, kendisinden “efendi hazretleri” diye söz ettikleri kürt said”in seviyesi budur.

    fizikten, titreşimden haberi olmayan, müsbet bilimin kıyısından dahi geçmeyen bir yobaz, radyo hakkında ancak bu kadar düşünür.'

    nihal atsız, ötüken, 7 mart 1964, sayı: 109
    nurculuk denen sayıklama
  • "...bitlis'in nurs köyü'nde doğdu. eğitimine molla muhammet emin medresesinde başladı. çok sürmedi, kavga sonucu kovuldu. ağabeyi molla abdullah'tan ders aldı. ağabeyiyle kavga etti; ayrıldı.

    şeyh nur muhammet'in yanına gitti; nedeni bilinmeyen bir sebeple atıldı. bu arada gadya köyü'nde arkadaşı molla muhammet'i bıçaklayıp kaçtı.

    gittiği doğu beyazıt'ta üç aylık ders sonunda şeyh muhammet celali'den icazet aldığı söylense de bu doğru değildi.

    bitlis'e döndü; ancak vali şerif rauf paşa tarafından şehirde fitne fesat çıkardığı gerekçesiyle şirvan'a sürüldü. burada ilk kez bir öğrencisi oldu; molla cumhur. yine nedeni bilinmeyen bir kavga sonucu cumhur yaralandı. o, önce tillo'ya sonra cizre'ye gitti. miran aşireti'ne sığındı.

    sözüm ona ulema bulunmadığı için van'a davet edildi. ulema yok dedikleri van'da meşhur din adamı abdülhakim arvasi yaşıyordu!

    resmi tarihlerine göre, konağında kaldığı tahir paşa'yla ilmi münakaşa yaptı; iran'a geçip silahlanmaya başlayınca tahir paşa korkup af diledi; barıştılar!

    bir süre sonra istanbul'a geldi. amacı, ikinci abdülhamit ile görüşmekti. saray'dan kabul beklerken ne oldu dersiniz; tımarhaneye atıldı!

    ikinci meşrutiyet ilan edilip af çıkınca tımarhaneden kurtuldu. hemen ittihat ve terakki saflarına katıldı.

    çok sürmedi; ittihatçıların rakibi ittihad-ı muhammedi cemiyeti'ne katıldı; ayasofya'daki gösterilerinde bulundu. 31 mart gerici ayaklanmasına katıldığı gerekçesiyle arandı; izmir'de yakalandı. 23 günlük tutukluluktan sonra salıverildi; çünkü duruşmada nasıl keskin bir ittihatçı olduğunu anlattı.

    ardından askerlerin onayıyla kitap yazdı; kürt derneklerine katıldı. ittihatçıların verdiği kimlikle doğu'da propaganda gezileri yaptı. birinci dünya savaşı başladığında pasinler'de 300 kürt'ün milis komutanlığını yaptı. kanlı ermeni tehcirinde neler yaptığının yazılmasını istemedi!

    ruslardan kaçarken ayağını kırdı; ve haber gönderdiği ruslara bitlis'te teslim oldu. vücudunda dört kurşun olduğu yalandı. tıpkı dört duvarlarla çevrili rusya'daki esir kampından firar ettiği yalanı gibi! doğrusu, brest-litovsk antlaşması'yla teslim edildi.

    enver paşa'nın isteğiyle ordu delegesi olarak yüksek islam şurası darü'l hikmet'il islamiyye'ye atandı. fakat savaş bitip, savaş suçları mahkemesi kurulunca ittihatçılara düşman oldu. şaşırtıcı değildi, yaşamı boyunca devlet otoritesi karşısında her daim kaypak bir taktik yürüttü.

    mustafa kemal, kurtuluş savaşı'nı kazanınca 17 kasım 1922'de ankara'ya gitti. selahattin eyyubi'ye benzettiği mustafa kemal'e hilafeti siz devralın önerisinde bulundu. ankara onun her devrin adamı olduğunu anlayarak yüz vermedi. beş ay sonra gebze trenine binip gitti.

    istanbul'daki bir yıl üç ayı kayıptı; ne yaptığı hiç açığa çıkmadı. sadece, kürt azadi örgütü çalışmalarına katıldığı biliniyor. teşkilat çalışmaları için 1924'te erzurum'a, van'a gitti.

    şeyh said isyanına katılıp katılmadığı ortaya çıkarılamadı. kürt örgütüne üyeliği nedeniyle sürgüne gönderildi.

    ...atatürk vefat edince insaflı chp'lilerden saydığı ismet inönü'ye yaklaşmak istedi. umduğunu bulamadı. iktidara gelen demokrat parti ile de ilişkileri bir iyi bir kötü oldu.

    ikinci dünya savaşı'nda hitler'i destekledi; kazanması için dua etti. kazanan abd'nin yanında yer aldı. ortak düşmanları aynıydı çünkü; solcular!

    bu nedenle vatikan'la bile 1951'de ilişkiye geçti; mektup yazdı. fener'deki rum ortodoks patrikhanesi'ni ziyaret etti.

    cento'yu, nato'yu destekledi. kore'ye asker gönderilmesini savundu. dinsiz solculara karşı dindar hristiyanlar ile işbirliğinden yanaydı. karmaşık ilişkiler kurdu. örneğin denizli'de zirai ilaçlama yapan abd'li pilot taylor ile sık sık görüşüyorlardı. hedefleri aynıydı; solcular!

    uzatmayayım öyle bir masal yazılıyor ki, kimileri inanıveriyor. hakan yalman adındaki müridi, quantum fiziği ve bediüzzaman gecikmiş bir nobel talebi diye kitap bile yazdı!

    nobel'e aday gösterilen bu kişi; 346 kişinin öldüğü 1943'teki adapazarı depreminin, şehirdeki kızlı erkekli oynanan tiyatrodan kaynaklandığını söyledi!

    kadınlar hakkında yazdıklarından hiç bahsetmeyeyim. bu kişi said nursi idi."
hesabın var mı? giriş yap