• seattle'daki yıllarında efsane statüsüne erişmiş, ancak disiplinsiz tavırları uyuşturucuyla pekişince var olan kaliteli oyunculuğu da riske girmiştir. yine de bunlar, yürekli ve kaliteli bir oyuncu olduğu gerçeğini örtemeyecek, apaçık.

    aslına bakarsak, ilk 7 senesinde kendini sürekli bir üst kademeye taşımış, istatistiklerini de geliştirerek bu alanda kırılması güç bir rekora imza atmıştır. gary payton ile hem iyi dost, -ki the glove ile dost olmak kolay değildir- hem uyumlu takım oyunu oynayan iki takım oyuncusu olmuşlardı. öyle ki, chicago'ya kaybettikleri nba finalinin ardından beraber ağladıkları görülüyordu. (o zamanlar kemp daha çok yüreğiyle oynardı. orlando'da tracy mcgrady ile oynarken detroit'e elendikleri seriden sonra gülüşecek kadar yanlış davranışlarda bulunup seyirciyi çıldırtacak bir insan değildi, ancak hataları sonunu getirdi.)

    monster dunk olayını kanımca barkley'den de iyi gerçekleştirirdi. asıl mevkii power forward olmasına rağmen, smaç yarışmasına katılabilecek kadar atletik, orta mesafe şutlarını -hatta üç sayılık- sokabilecek kadar yetenekliydi. hayır hayır, yetenek denemez tam olarak, daha çok emek veriyordu oynadığı oyuna. bir şampiyonluk istediğini içeriye drive ederken gözlerinden okuyabiliyorduk. çünkü kemp gerçekten isterse, içeriye girerdi.

    çok kuvvetliydi, darryl dawkins kadar pota kırmasa da çemberi esneterek oynanamayacak hale getirdiği doksanların konuşulan olaylarındandı. unutmadan, kemp’in yüreğiyle oynadığını (en azından seattle’da) belirtmiştim. dayanamadığı şey is ufak hatalardan onca emek verdiği maçı kaybetmekti.

    affetmezdi, üzerine yürürdü insanın. rodman bile ona karşı koyamazdı.

    seattle’dan ayrıldıktan sonra performansında yüksek dozda düşüş gözlendi. cavalier shawn kemp, aldığı kiloların da etkisiyle robert traylor'dan pek de farklı bir oyuncu olmamıştı. artık eskisi gibi zıplayamıyor, takımı taşıyamıyordu. portland’da artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığını anlayacaktı, ancak bu; her şey için geç kaldığını da anlamasıydı.

    kanımca oyun stili, yürek, içten basketbol oynamak açısından nba tarihinde kendine yer bulacak kadar harika bir oyuncuydu kemp. bu kaliteli oyuncunun ne kadar dominant olabildiğini anlamak için seattle supersonics - utah jazz batı konferansı finali 7. maçını izleyiniz. malone/kemp savaşında kemp’in nasıl yükseklerde uçtuğunu görecek ve bana hak vereceksiniz.
  • bu adamı severim, dostum; bu zenciyi severim...

    belki isminin akustiğinden, belki soyadının kısalığından. ama daha çok smaçlarından, terlemesinden, seyrek sakallarından, gözlerinden, sahaya yakışmasından dolayı severim. seattle supersonics'te coşmuş güçlü-kuvvetli bi power forward'dir bu abi.

    jordan'a rakip gösterildiğini bilirim, posterini odama astığımı bilirim. aniden cleveland cavaliers'e geçerek şok etmişti herkesi. zaten şu an cavs'ın herşeyidir kemp... bloğudur, smaçıdır; gerekirse 5 saniye inbound süresi, gerekirse stepsidir.
  • kokain alemlerinin kralı. öyle şişmanladı ki artık zıplayamıyor.
  • 04/04/2005 gunu sabaha karsi polis tarafindan durdurulan shawn kemp'in arabasinda bir miktar kokain, 60 gr. marihuana ve bir de tabanca bulunmus. boyle yakalanan cok nba oyuncusu oldu ama kemp ucunu birden bulundurarak tarihe gecmeyi basarmis.

    duzeltme: bu arada kemp'li, detlef schrempf'li, sam perkins'li, hersey hawkins'li, o zamanlarda da sevmesem de payton'lu supersonics'in finale kadar yukseldigi ruya gibi yil aklima geldi. hey gidi gunler hey.
  • 1994 all star yarışmasında shaq'a blok yapan alonzo mourning in üzerinde ters smaç vuran mutombo'nun üstüne çıkan ve olden polynice'i yerlere çalan 1989'dan 1998'e kadar ligi öttüren power forward.
    kullandığı maddelerden dolayı erken yaşlandı maalesef.
  • kendisiyle seviyeli bir ilişkimiz var.

    dün rüyamda uzun zamandır sıkıntılı olan banyodaki tesisat sorunu çözüyorduk. ordan da kalkıp bayram namazına gittik.

    hırçın mırçın ama iyi arkadaşımdır.
  • kendi kendisini bitirmiştir. alkol uyuşturucu obetize 6 farklı kadından 7 çocuk gibi olmayacak işlere girerek nba kariyerinde 29 yaşından sonrasını oliver miller olarak geçirmiştir.

    17 yıldır vücuduna mükemmel bakan lebron'la karşılaştırıyorum da komik geliyor.
  • trt'nin nba action'ı verdiği dönemden beri sadık bir nba izleyicisi olarak diyebilirim ki, michael jordan'da dahil olmak üzere hiç bir basketbol oyuncusu beni bu adamı izlerken heyecanlandığım kadar heyecanlandırmamıştır. başka bir duruşu vardı bu adamın ya da belki biz küçüktük ve gereksiz anlamlar yüklüyorduk reign man'e. bütün medyanın jordan ekseninde olduğu zamanlarda o chicago'yu yenip efsane olmalarını çok istemiştim ama olmadı, sonra da kemp silindi gitti.
  • bir zamanlar favori adamım dediğim, maç esnasında her an beklenmedik bir hareket yapabilen "psikopat" diye tanımlanabilecek nba oyuncusu. vurduğu cinnet smaçlar bugün belki de vince carter a ilham veren ilk hareketlerdi. bulls - supersonics nba finalinde smaç vurup rodman ın kafasına oturduğu sahne aklımdan çıkmaz. reignman lakaplı #40.
  • nbadeki ilk 7 sezonunda ribaund ve sayı ortalamalarını devamlı arttırmıştır. 69 doğumludur, şişkodur.
hesabın var mı? giriş yap