• - koçum elle yeme şu yemeği. çatal icat oldu.
    + çatal icat oldu yemek keyfi bozuldu be abi. ehihihi.
    - allah belanı versin osman. sscb çökücek sen adam olmıycaksın.
    + ney abi ? sscb ne ?
    - çökücek bu.
    + peki abi.

    (mö 3255, çatalhöyük)
  • mehmet ali birand bilmişti..
    32. gün programının yayın hayatına başladığı ilk yıllardı. stüdyo konuğu dönemin dış işleri bakanı mesut yılmaz’a canlı yayında sovyetler ile ilgili bir soru sormuş, bu konudaki öngörüsünü de “eeeee sayın bakan sovyetler birliği dağılma sürecine mi girdi yoksa” şeklinde dile getirmişti.
    dönemin dış işleri bakanı yılmaz ise daha sonra ülkeye başbakan olacağından bi’haber; “nereden çıkartıyorsunuz böyle şeyleri mehmet ali bey.!” diyerek girmişti cevaba..
    yatmamak için direnen, 32.gün müdavimi çocuktum o dakikalarda.

    ilerleyen yıllarda sovyetler dağıldı.
    sonraları büyüdük, oy hakkımız oldu..
    kolay unuttuğumuzdan, kariyerinin henüz başlarındaki bir program yapımcısı kadar öngörüsü olmayan adamı (koalisyon nedeni ile de olsa) başımıza başbakan seçtik.

    mesut yılmaz’lı anap fazla yürümedi.. uyum işi tıraşa bağladı.
    mehmet ali birand “eeeeee” sorununun üstesinden geldi.
    çiller ile yılmaz yüce divanda ibra ettiler birbirlerini. (akladılar yani)
    anap’ı tasfiye ettik, dyp yalan oldu sonraları falan..

    neyse.. birand doğru tahmin etmişti.

    ve birand, o dönemin televizyonculuğuna öyle bir program kazandırdı ki, çocuk da olsanız, televizyonun olduğu odaya sessizce emekleyerek yaklaşıp, ebeveynlere çaktırmadan izlemeye çalışırdınız. olmadı sesi dinlerdiniz.
    o jenerik müziğine bile fit olurdunuz..
    yakalanırsanız odanıza kovalanırdınız. "çabuk yatağa!!"..
    ayrıca bu sscb işi (daha doğrusu birand), anne terliği ile tanışmanıza da vesile olmuş olabilir.

    neyse işte, sene oldu 2016.. birand da iyiydi, çocuk olmak da.
    rusya da toparlanıyor zaten.
  • uzun zaman önce...

    x - abi sscb var ya.
    y - çökçek di mi?
    x - çökçek.
  • olaya bir de şu açıdan bakarsak*, geçmişten geleceğe şu mübarek dünyamız üzerinde onbinlerce milyonlarca söz söyleme makamında, kendini dinleyecek üç kişi bulmuş zevat, gelecek hakkında yorum yapıyor, ülkerleri, belediyeleri, firmaları, spor takımlarını, sanatçıları eleştiriyor ve akıbetleri hakkında yorum yapıyorlar. yani konuyu ülke bazında ele alırsak her düzeyde insan tarafından batacağı-çökeceği yahut ilelebet payidar kalacağı tahmini yapılmamış ülke yeryüzünde mevcut değildir. bu durumda tabii ki konumuz olan sscbnin batacağını milyon tane insan söylemiştir (bir o kadarı da hep yaşayacağını iddia etmiş olabilir), sonuçta bu tahmin hasbelkader veya kesin-dakik bir öngörünün sonucu olarak gerçekleşince de falanca sosyolog, filanca siyaset adamı, falcı, alim zat şeklinde bir sürü başarı hikayesi, keramet emaresi piyasaya sürülmüş oluyor.

    bu durumda bu tahmini yapan insanların diğer tahminlerini ve bunların doğruluk oranlarını, dünyada şu anda sağ salim yaşayan herhangi bir ülke hakkında (meslea abd) şu ana kadar kaç bin-milyon kişi tarafından çökeceği tahmini yapıldığı bilgisi, bu çöküş bir şekilde gerçek olduğunda bunu tahmin edenlerin sayısının, tahmininde haklı çıkan herhangi birinin böbürlenmesine olanak bırakmayacağı gibi değişkenlere ve olgulara dikkat edilmelidir.
    diğer bir konu da toplamda yapılmış hatalı tahminlerin yanında başarılı tahminlerin oranının bunların şansa olamayacak kadar çok olmadığını göstermeye yetip yetmeyeceğidir.
  • kesinlikle en bilimsel ve eski tarihli öngörü için

    (bkz: galiyev)
  • belgesi istenmeyeceği sürece çok kolay olan beyin cimnastiği. mesela ben etmiştim küçükken, ama kimseye söyleyemedim, inanmazlar diye.
  • attila ilhan 30 sene önce söylemiştir.
hesabın var mı? giriş yap