• bu filmi tekrar izleyeyim dedim, entry girdiğimi de hatırlıyorum ama girmek yerine kenarda bırakmışım. oha be kardeşim 12 yıl kenarda duran entry mi olur. görsel

    search for spock'ta yan hikayelerin olmamasını telafi edercesine bu filmde kirk-spock, mccoy-scotty ve uhura-chekov sahneleri oldukça lezizdir. ancak en efsanesi bones'un hastanede karşılaştığı ilkel yöntemlere ve hastalıklara karşı verdiği tepkilerdir.

    (diyalizlik olan yatalak hastayla karşılaşınca) "dialasis? my god! what is this, the dark ages?"

    (asansörde iki doktorun konuşmasını dinlerken yüzünün girdiği şekiller sonrası) "it sounds like the goddamn spanish inquisition to me."

    (chekov'un olduğu odadayken) "we're dealing with medievalism here! chemotherapy! fundoscopic examinations!"

    bu arada, film başlangıcında da belirtildiği gibi challenger kazasında hayatını kaybeden astronotlara adanmıştır. ancak şöyle bir olay da var. nasa 70'lerde azınlıkların ve kadınların eğitimi için uhura'yı oynayan nichelle nichols'u işe alıyor. nichols'un 1978'de eğitimine katkıda bulunduğu astronotlardan 4 tanesi; dr. judith a. resnik (ilk yahudi amerikan astronot), dr. ronald e. mcnair (ikinci siyahi astronot), ellison onizuka (ilk uzak doğu kökenli* amerikan astronot), francis r. scobee (nasıl bir azınlık bilmiyorum) challenger mekiğinde hayatını kaybedenler arasında.
  • filmin kesinlikle en eglenceli star trek filmi olduguna katiliyorum. elbette the first contact da gayet neseli sahneler barindirir, es gecmeden soylelim bunu.

    neyse efendim, dunya disindan bir gemi gelir. afedersiniz hayvan gibi, birkac kilometre uzunlugunda gayet ozensiz yapildigi belli olan, gemi olsun da nasil olursa olsun deyu uretilmis bir yildiz gemisi. lakin oldukca karizmatik bir gemidir. oyle bizimkiler gibi yaklasan gemilere civ civ lazerler sallamaz. ona yaklasan otomatikman calismaz hale gelir. tek yapabilecekleri gemi gittikten sonra hayatta kalmaya calismak olur...

    direk dunyaya yonelen bu gemi, koca federasyonun agzina tek basina sicar afedersiniz. yetinmez, dunya okyanuslarini buharlastirmaya baslayip gezegeni yasanmaz hale getirir. bu nasil bir ofkedir bilinmez... bu arada surekli bir sinyal gonderen geminin ne dedigini kimsecikler anlamaz...

    taa ki, geminin yolladigi sinyali bizim mr spock dinleyene kadar. okyanuslara yollanan bu sinyali birkac dakika icinde analiz eden spock, sinyalin kambur balinalara gonderildigini anlar. ardindan (dili bilmedigini itiraf etse de) gemiye cevap verilmesi gerektigini, bunu da ancak bir kambur balinanin yapabilecegini soyler. ardindan dunyaya; "biz balina aramak icin 20. yy'a gidiyoruz, size kolay gelsin" diyerek zaman yolculuguna cikarlar...

    zaten spock'in bu tespitinden sonra, gelip ortaligi birbirine katan geminin neden bu kadar bicimsiz oldugunu da anlariz. allahin balinasi uzay gemisi yaparsa ancak bu kadar olur tabi. herhalde ici de tuzlu su doludur geminin. burada baska bir sey daha var elbette. otostopcunun galaksi rehberi'nde, dunyadaki en zeki 2. turun yunuslar oldugu (insan 3. tur) soyleniyor. yani bir bakima, filmde buna bir gonderme var diyebiliriz. tabi bilemem ne derece dogru bir tespit yapmis oldugumu.

    sadede gelirsek, bu filmde anlariz ki, spock bir dahidir. bu adam dururken neden kaptanligi kirk yapar anlayamasam da, spock'ta olmayan hirs ve heyecanin kirk'te oldugunu herkesler bilir... galiba spock bunca dehasina ragmen bilim subayi olarak ömrünü çürütmüstür. olsun, o da yakisir kabakulak abimize...
  • bugün yeniden izleyip, yine aynı noktalarda şahsımı duygulandırmış, güldürmüş, yaptığı için alnından öpülesice bir star trek leonard nimoy sürümü. bu kadar olmasa da, insanlığın geleceğinde geçmişe bakıp kesin bir "ah bea" diyeceğini gözümüze sokmuştur çomakla.

    çok abartılacak bir şey değil ama izledikçe detay çıkıyor efenim filmden, inception mübarek ! şu diyalog dikkatimi çekmiştir.

    --- spoiler ---

    spock sinyali analiz ettikten sonra:

    spock: most unusual. an unknown form of energy of great power and intelligence. evidently unaware that its transmissions are disruptive. i find it illogical that its intentions could be hostile.
    mccoy: well, dammit? you think this is its way of saying 'hi there' to the people of the earth?
    spock: there are other forms on intelligence on earth, doctor. only human arrogance would assume the message must be meant for man.

    yani diyor ki:

    spock: oldukça sıradışı. büyük bir güç ve zekaya ait bir enerjinin bilinmeyen bir biçimi. yaydığı sinyalin zarara sebep olduğunun besbelli ki farkında değil. niyetlerinin düşmancıl olabilmesini mantıkdışı buluyorum.
    mccoy: yapma yauuv ? sence bu onların dünyadaki insanlara selam deme şekli mi ?
    spock: dünya'da başka akıllı canlılar da var doktor. sadece insan kibiri mesajın insanlar için olduğunu varsayabilir.

    bir de filmin sonunda, balina ile gemi iletişim kurduktan hemen sonra, balina dik konuma geçiyor. akabinde gemimizi de dik konuma geçerken görüyoruz. balinadan anlamam ama güzel detay olmuş bu da.

    --- spoiler ---

    leonard baba, büyüksün !
  • kirk: spock, where the hell's the power you promised?
    spock: one damn minute, admiral.

    ya da - bunu salliyorum:

    spock: admiral, i need thruster control
    kirk: spock has thruster control
    spock: the hell i do.
  • özellikle scotty'nin macintosh ed'de "saydam alüminyum" yaratığını göstermesi fantastiktir... sonrasinda gelen diyalog da süperdir:

    bones: şu anda... geleceği değiştirmekte oldugunu biliyorsun değil mi?
    scotty: yoo... saydam alüminyumu bu adamin bulmadiğini nereden biliyoruz?
    bones - nakavt
  • filmin gosterime girmesi challenger'in patlamasindan birkac ay sonrasina denk geldigi icin ba$ina $u not ili$tirilmi$tir:

    "the cast and crew of star trek
    wish to dedicate this film
    to the men and women of
    the starship challenger
    whose courageous spirit shall
    live to the 23rd century and
    beyond."

    yani diyor ki:
    star trek'in oyunculari ve ekibi bu filmi challenger yıldız gemisinin murettebatina adiyor. cesaretleri 23. yuzyilda ve daha sonrasinda hatirlanacaktir.
  • burada epey eylenceli bir espri daha var, uhura ve chekov nükleer reaktör arayi içerisinde gezmektedirler, uğraşirlar, didinirler, sonunda donanmanin bir gemisinde bulurlar...

    chekov: admiral, we've located the nuclear reactor
    kirk: very good mr chekov.
    chekov: admiral... it's the enterprise.

    kamera hafifçe sola kayar, uss. enterprise uçak gemisi bizi beklemektedir... *
  • barındırdığı esprilerden öte verdiği sosyal mesajla beni benden almış star trek serisinin dördüncü filmi. şimdi bakıyoruz 1986'da da insanlar bu "whale hunting" davasına dikkat çekmeye çalışıyorlarmış. bugün de değişen pek bir şey yok.

    filmi izlerken eğlenmek bir yana, film birkaç yüzyıl sonra dünyadaki bazı türlerin sürekliliğini kritize ettiğinden ötürü kahrola kahrola izledim.

    özellikle şu diyalog gönüllerde taht kurmuştur.

    spock: to hunt a species to extinction is not logical.
    dr. gillian taylor: whoever said the human race was logical?

    *
  • şahsım adına, star trek serisinin en iyi filmi olara görmekteyim bunu.
    zaten ilk izlediğim star trek filmi de buydu, bayağı da küçüktüm ve yanlış hatırlamıyorsam star tv'de izlemiştim.

    --- spoiler ---

    mccoy: what is the matter with you?
    hasta: kidney ...dialysis.
    mccoy: dialysis? my god, what is this, the dark ages? here, you swallow that. if you have a problem, just call me.

    --- spoiler ---
  • star trek serisinin dördüncü macerası. bir önceki filmde vulcan'da bıraktığımız kahramanlarımız klingonlulara ait gemiyle ifade vermek üzere federasyona doğru yola koyulurlar. federasyonda da klingonluların amiral kirk'in cezalandırılması için yoğun çabası vardır. tam o sırada ortaya esrarengiz bir gemi çıkar. karşılaştığı herşeyin enerjisini sömüren bu geminin haberi kirk'e de ulaştırılır. mr. spock'un olaya el koymasıyla geminin asıl amacı anlaşılır. ancak gemiyi durdurmanın yolu 20. yüzyıl dünyasına geri dönmektir. kahramanlarımız zamanda yolculuk yaparlar ve günümüz dünyasına gelirler. işte ondan sonra da asıl eğlence başlar. özelikle spock'ın zamanın diline uyum sağlama çabaları takdire şayandır. hastanedeki diyaliz hastası teyze de doktor mccoy'un sihirli tedavisinden yararlanır arada. hastanedeki kovalama sahnelerinde bile aksiyondan çok eğlence vardır. kahramanlarımızın ordan kurtulacağı aşikar, müzikler eplencelidir. bir de günümüz dünyasından gereksiz bir deniz biyoloğu karakteri vardır ki, o da fırsat bu fırsat kendini 23. yüzyıla atıverir. film boyunca sutyen takmadığına göğüs uçları sayesinde emin olduğumuz kızımız, amiral kirk'in de kalbini fethetmeyi ihmal etmez.
hesabın var mı? giriş yap