• bir ülkenin kaderini, ülke topraklarında bir damla alın teri olmayan insanlar belirledi.

    devletin kağıdını kullanırken bile iki kere düşünen, kendi kalemini cebinde taşıyıp devletin kalemini kullanmayan, tüm eğitim hayatını ülkesine ve ülke insanlarına nasıl dokunurum diye dert edinerek tamamlayan bir hekim olarak…

    üzgünüm.
    kırgınım..
    mahcubum…
  • gaziantep’te yaşıyorum. az önce sokaklar arasında dolaşırken gözlerim doldu. insanlık dramı yaşanıyor şu anda. ateş yakıp dışarda ısınanlar, bebeğini bu soğukta battaniye ile sallayanlar, deprem anında dışarı çıkıp bebeği ile arabası olmadığı için karda bekleyenler. kahramanmaraş’tan birisi kardeşinin ölüm haberini aldı gözümün önünde kocaman adam hüngür hüngür ağladı. içimde bir kor var. aklım göçük altındakilerde. allah’ım sen bizi kurtar bu felaketlerden.
  • çok canım sıkkın.
    30-35 gündür covid yüzünden yoğun bakımda olan bi akrabamız vefat etti. çok gençti. daha da acısı covid olduğunda 7 aylık ikizlere hamileydi.
    bebekleri hemen anne karnından aldılar. şuan onların durumu iyi ama anneleri bugün vefat etti. 6-7 yıldır çocukları olmadığı için tüp bebek yöntemi ile hamile kalmıştı zaten. şimdi 2 tane bebek annelerini hiç görmeden annesiz kaldı , anneleri yıllarca beklediği bebeklerini göremeden vefat etti. hangi birisine üzüleyim hangi birisine canım yansın bilmiyorum.
    bebekler hala hastanede kontrol altındalar 7 aylık erken doğdukları için. annelerinin yarın cenazesi var. çok zor bir durum. içimde olan tek duygu boşluk. bomboşum şuan sanki. uzun süredir hiç bu kadar kötü hissetmemistim kendimi.

    edit: bu entryi girdigim zaman mesaj atıp hem baş sağlığı dileyen hem de bebeklerin durumunu güncellersiniz diyen yazarlar olmuştu. bebeklerin sağlık durumu iyi. istanbul'a geldiler. teyzeleri bakmak istedi her iki bebeğe de. umarım bundan sonraki yaşamları hep güzel,sağlıklı,huzurlu olur.
  • uzman doktorum, gönüllü olduk bir minibüsle ankara’ya gidiyoruz. oradan uçakla deprem bölgelerinden birine gideceğiz. kaç gün kalacağız, yemek, su olacak mı hiçbiri belli değil, hoş önemli de değil. esas içimi parçalayan, şayet dönebilirsem, döndüğümde ülkenin ne halde olmuş olacağı.

    yarın yok, belki de hiç olmamıştı. allah’a emanet.
  • 12 yil once yurt disina tasindim. su an yasadigim ulkenin vatandasiyim.
    ama turkiye'de her secimde oy kullanirim ve hep muhalefete verdim. bir defa bile akp ve tayyip erdogan'a oy vermedim.
    bu fakir halk artik birakin eti, evine peynir bile alamazken hala nasil akp ve tayyip erdogan'a oy verebiliyor? hele deprem bolgelerine ne demeli, adamlar gocuk altinda olduler. kimse yardimlarina gitmedi. nasil elleri tayyip erdogan ve akp oy vermeye gitti? dusunuyorum anlayamiyorum. gercekten cok uzgunum ve ofkeliyim.
    ıkinci turda yine oy verecegim. ama artik umudum yok. turkiye'de bir annem kaldi. babam agabeyim hayatlarini kaybettiler. annem de gocup gittikten sonra benim turkiye ile bir bagim kalmayacak. tatil icin bile gelmem artik.
    allah yasayanlara, ulkenin aydinlik insanlarina sabirlar versin
  • jeoloji yüksek mühendisiyim. master'ımı aktif tektonik alanında yaptım, mesleğimi de zemin etüdü alanında icra ettim.

    hissettiğim duygu öfke!
    çünkü, şu an çaresiz olmamızı hissettirecek duyguyu geçmişte rahatlıkla ortadan kaldırabilirdik.
    havanda su dövmenin acısı var bende. çözümü olan şeyin felakete sürüklenmesinin siniri var.
    elimiz kolumuz bağlı şimdi. işte şimdi çaresizlik var.

    edit: gerginlikten bir sürü yazım yanlışı yapmışım , yeni fark edip düzelttim.
  • ağlayamıyordum bile artık, son yıllarda ağlamaktan gözyaşlarım kurumuş. bugün depremde tüm ailesini kaybetmiş bir çocuğun taşın üstünde uyuduğu bir videoyu izledim, ağlayamıyorum dedim ya aslında tepeden tırnağa tüm hücrelerim göz yaşlarına boğuldu.

    insanların hayatları paramparça oldu, elimizden gelenler sınırlı. hoş sınırsız olsa ne olur, hiçbir şeyi geri getirmeyecek. doğrudan veya dolaylı olarak etkilenmediğim benim için bile hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, bu normal hayatıma devam ederken tüm neşemi kaybetmiş durumdayım.

    üzüntüler, acılar yetmezmiş gibi insanlık tarihinin en kötü yönetimlerinden birine denk gelmek de apayrı bir talihsizlik, sinir bozucu. az kaldı, sabır.
  • artık yeni bi karar alıyorum..

    psikolojik sağlığım için tüm haber ve medya uygulamalarını telefonumdan da siliyorum..

    siz de öyle yapın..

    kendinize odaklanın..

    ben öyle yapacağım..

    iş aralarında boş vakitlerde twitter - instagram - ekşi sözlük uygulamalarındaki politika haberlerine bakmayacağım hatta siliyorum an itibariyle ya da filtreliyeceğim (çünkü bir süredir fark ettim ki, bazı haberleri okurken dişlerimi sıkıyorum.. hayat pahalılığı değil beni üzen ya da sinirlendiren.. yolsuzluk, devlet - mafya ilişkileri, açık sınır kapıları, kışkırtıcı açıklamalar, ört bas edilen çocuk kadın cinayet ve istismar haberleri.. )

    artık boş vakitlerimde ingilizce sözlüğe bakacağım ya da devam ettiğim romanın sayfalarını okuyacağım. hep yanımda taşıyacağım.

    telefon göz sağlığımı ve akıl sağlığımı kötü etkiliyor artık..

    abi ben ne kadar kendimi öldürsem de vereceğim oy, 1 oy..

    1.. bir..

    ingilizceye ağırlık vereceğim..

    kariyerime odaklanacağım, ki yakın zamanda terfi de aldım şükür..

    siz de yabancı dil öğrenin..

    sertifikalar ya da ustalık belgeleri alın..

    kanada, almanya fırsat kartı gibi yolları araştırın..

    kenarda köşede az bilinen güzel ülkeler (irlanda, portekiz, baltık ülkeleri (estonya, letonya, litvanya), finlandiya, izlanda, orta avrupa (çekya, slovakya, slovenya), balkanlar (bulgaristan, yunanistan, romanya, hırvatistan)) var.

    onları zorlayın..

    ve

    kendinize kurtarılmış bölgeler yapın..

    evinizi..

    boyayın, güzel romanlar okuyun, evcil hayvan edinin, politika konuşmayan arkadaşlar edinin..

    hobi edinin..

    spor salonuna yazılın..

    bu şekilde ancak psikolojik sağlığınızı koruyabilirsiniz..

    ya politikadan arınmış kurtarılmış ev - oda - telefon - çevre yapın (renkli, size ait, güzel kokan, bol kitaplı ve müzikli)

    ya da..

    dil öğrenin hızlı ve verimli şekilde ve size ihtiyaç duyan ülkelere gitmek için çok iyi araştırın.. (linkedin hesabı)

    ya da.. ya da..

    her ikisini birden yapın..

    ben öyle yapacağım..

    yoksa bi 5 yılda biz eski biz olmayacağız..

    iktidar da değişmiyor (daha radikal) , muhalefet de (daha inatçı) ..

    bizler bağırır çağırırız burdan ordan ama özünde kaldırımlardaki karınca yuvalarına bile basmamaya dikkat eden, ayağımıza süren kedinin başını okşayan çocuklarız biz..

    yani en azından ben öyleyim ehehe..

    yolumuz da, bahtımız da açık olsun..

    şansımız da, irademiz de, neşemiz de bol olsun..
  • şu an onbinlerce insan göçük altında ; kendi hacimleri kadar bir yere hapsolmuşlar , çıkamıyor , kımıldıyamıyor daha da kötüsü üzerlerine kendilerine yaşamak için alan yaratan kolon , mobilya , bina yıkılır mı diye düşünmekten kendilerini alamıyorlar . kaderleri bir mobilyanın ,kolonun inisiyatifine kalmış durumda .. üstüne bu insanlar zifiri karanlıktan başka bir şey göremiyorlar , her yer karanlık . hava soğuk ve gittikçe havanın soğuyacağını biliyorlar . bu da yetmezmiş gibi bazı bölgelerde yağmur yağıyor , insanlar şıkıştıkları minicik yerlerde ne soğuktan ne yağmurdan kaçma gibi bir imkana sahipler . buz gibi su damlacıklarına teslim olmaktan başka çareleri yok . karınları aç ancak pek umursadiklarini sanmıyorum belkim yan odada yaşayan kızlarından , annelerinden , babalarından gelen ses kesilmiş durumda . belki dışarıdan bir tane bile ses duymamaları , sessizlik ile bu kıyameti dinlemeleri yüzünden biyolojik ihtiyaçları umurlarinda bile değil. sonuç olarak hepsinin ortak noktası bir fare gibi kapana kısılmış olmaları , çaresizler , yaşadıkları kaotik durumdan bir çıkışları olmadığını düşünüyorlar , öldüklerini biliyorlar . ve şu an birçoğu sıradan yaşamlarını son kez ama bu sefer kıymetini bilerek yeniden gözden geçiriyor ve yaşarken monoton , sıkıcı , dert dolu gelen hayatlarının geçte olsa güzel olduğunu idrak ediyor ve kıymetini anladıklarını düşünüyorlar... son kez hesabını yaptıkları hayat muhasebesi , son kez bakmak ; bu insanlar için her şeyi önemsiz kılıyor , farkına varıyorlar , ne dünya malı ne küslükler ne inat ne makam ne de mevki ... hiçbir şeyin ölüm karşısında bir gerçekliği yok . yeni bir bakış açısı keşfediyorlar , inanç sıçraması yaşıyorlar lakin bunları hayata geçirmek için tek yapmaları gereken şey yaşamak . yaşamak için beden lazım , üzerine binanın yıkılmaması lazım , su lazım , hava lazım , besin lazım , donmamak lazım... düşünmek o anki durumun gerçekliğinin , vahametinin , bok gibi bir durumda olmanın farkındalığını getiriyor...nerede olduğunu bilmek ortaya yüksek dozda korku , çaresizlik , tedirginlik , pişmanlık , anksiyete çıkartıyor ve bir insan bu denli bir yükü kaldırımayacağı için en iyisi eskileri yad etmek , tahayyül etmek , mutsuz gibi gözüken aslında mutlu olan anların peşinden gitmek . kendi kahramanlık filmini izlemek ... sonuçta kapanın içinde sakin kalmanın tek yolu bu .
  • salt nefret hissediyorum.
    o'na, o'nun şakşakçısı olanlara, o'na oy verenlere ve biat edenlere hepsine herkese karşı nefret hissediyorum.
hesabın var mı? giriş yap