• ingilizcesi backgammon
    fransızcası jacquet
    ispanyolcası chaquete
    almancası tricktrak spiel

    ingilizce tavla terimleri:
    (bkz: backgammon)
    (bkz: doublets)
    (bkz: blocked point)
    (bkz: blot)
    (bkz: bar)
    (bkz: checker)
    (bkz: bearing off)
    (bkz: inner table)
    (bkz: outer table)

    http://tavla.tr.net/

    pers imparatorunun basverziri büzur mehir tarafindan
    1400 yil önce tasarlanan tavla oyunu; dünyanin en
    popüler oyunlarindan biridir. zaman kavramindan alinan
    ilhamla tasarlanan oyunun zamana böylesine direnmesi
    son derece etkileyici.

    senenin birligi olarak tavla bir tanedir.
    tavlanin içindeki karsilikli 6'sar hane
    12 ayi temsil eder.
    15 açik ve 15 koyu renkli pul,
    ayin 15 gece ve 15 gündüzünü simgeler.
    karsilikli 12'ser hane günün 24 saatidir.

    eski zamanlarda hint imparatoru, satranç oyunun pers
    imparatoruna, yaninda bir mektup ile hediye olarak
    göndermistir. mektubunda oyunla ilgili hiç bir
    açiklama yapmazken söyle bir mesaj yazmistir.

    pers imparatoruna;
    kim daha çok düsünüyor,
    kim daha iyi biliyor,
    kim daha ileriyi görüyorsa
    o kazanir.
    iste hayat budur...

    pers imparatoru dönemin en alim veziri olan büzur
    mehir ile bu mesaji paylasarak, ondan oyunu çözmesi ve
    kendisinin de karsilik olarak hint imparatoruna hediye
    edilmek üzere baska bir oyun icat etmesini ister.

    vezir haftalarca çalistiktan sonra gönderilen
    satrancin her tas hareketini ve oyunu çözer daha sonra
    da on günde tavlayi icad eder ve imparatora sunar.

    hint imparatoruna tavla oyunuyla birlikte gönderilmek
    üzere söyle bir mesaj hazirlanir.

    hint imparatoruna;
    evet, kim daha çok düsünüyor,
    kim daha iyi biliyor,
    kim daha ileriyi görüyorsa
    o kazanir.
    ama biraz da sanstir.
    iste hayat budur.
    (kaynak: bir e-mail)
  • 1-1: hep yek
    2-2: dü bara
    2-1: iki bir
    3-3: dü se
    3-2: seba -i dü
    3-1: se yek
    4-4: dört cehar
    4-3: cehar -ü se
    4-2: cehar -i dü
    4-1: cehar -ı yek
    5-5: dü beş
    5-4: beş dört
    5-3: penc -ü se
    5-2: penc i dü
    5-1: penc -ü yek
    6-6: dü şeş
    6-5: şeş beş
    6-4: şeş cehar
    6-3: şeş -ü se
    6-2: şeş -i dü
    6-1: şeş -ü yek

    gibi zar isimleri olan, hem şans hem teknik isteyen oyun
  • tavlada zarı iyi geldiğinde sevinip, kötü geldiğinde zara küfredenin şansı açık olmaz. buna defalarca şahit oldum. zarda gelen kısmettir, sen kısmetine küfretme, ne gelirse gelsin iyi değerlendirmesini bil.
  • aslında biraz araştırınca sadece basit bir kıraathane eğlencesi olmadığı öğrenilen oyun. tavlanın satrançtan ayıran nokta -hayatımızda da olan- şans faktörünü de zar ile oyuna dahil etmesidir.

    severim, yıllardır oynarım. yine bir gün sultanahmet'de kuzenimle birlikte halı mağazasının önünde açtık, tabureleri koyduk oynuyoruz. hem dükkan boş olduğunda eğlence, esnaf muhabbeti hem de gelen geçen turistin de dikkatini çekip dükkana müşteri çekme durumu oluyor. *

    boş olan 3. tabureye yaşlı bir amca geldi, selam verip oturdu. oyunu izlemeye başladı. izledi... izledi... konuşmaya başlayınca azeri olduğunu, biraz daha konuşunca azerbeycan'da tavla turnuvalarında hakemlik bile yaptığını öğrendik. amcanın dolu bir adam olduğu belliydi muhabbetinden.

    -"tavlanın ehemmiyetini biler misiniz?" dedi. bilmiyoruz dememizle hikayesini * anlatmaya başladı; *

    - zamanında orduda yaralanan asker cephede bırakılır, savaşa devam edilir, gerekli ehemmiyet verilmezmiş. mete han ordusunu toplayıp içlerinden tavlayı en iyi oynayan 2 kişi çıkartmış. önlerine bir tavla koyup oynamalarını istemiş. askerler oynamışlar, kazananı yanına çağırıp sormuş; "bu oyunun amacı neydi, ne öğrendin?". asker cevap verememiş. daha sonra 2 kişi daha çağırıp tavla oynamalarını istemiş. kazanana yine sormuş, yine cevap yok. tekrar tekrar aynı döngü sürmüş, kimse bilememiş. sonra mete orduyu toplayıp anlatmış.

    "bu oyun bir savaş, her pul bir askerdir. beraberce hareket edilir. eğer bir pulunuzu rakip kırarsa; yani bir arkadaşınız cephede yaralanırsa onu alıp güvenli bir yere koymadan hareket edemez, diğer pulları hareket ettiremezsiniz. bundan sonra savaşta yaralanan arkadaşlarını bırakıp devam etmeyin." demiş ve o günden sonra yaralananlar cephede bırakılmamaya başlanmış.

    ayrıca ilk olarak amcadan duyduğum, sözlüğe bakınca öğrendiğim özellikleri de varmış tavlanın.

    15 açık-15 koyu pul- 1 ay olan 30 günün yarısının gece, yarısının gündüz olduğunu,
    karşılıklı 12 hane toplam 24- 1 gün 24 saattir
    karşılıklı 6 hane toplamda 12- 1 yıl 12 aydır
    toplam 4 bölme vardır- 1 yılda 4 mevsim vardır.

    -amcanın yalancısıyım-
  • atılan zarların kendine has ve farsçadan gelen isimleri olan oyundur..bilmeyenler için bu isimler şöyledir
    1- yek
    2- dü
    3- se
    4- cehar (cahar-cihar da denir)
    5- penç
    6- şeş
    atılan zarlar bunların tamlaması şeklinde söylenirse adaba riayet edilmiş olur ve karşıdaki rakip üzerinde "ulan bu herif işi biliyo" hissi uyandırılır. yaygın tamlamalar şöyledir
    1-1 hepyek
    3-1 se yek
    3-3 düsse
    3-2 sebayi dü
    6-3 şeş ü se
    5-2 penç ü dü
    5-3 penç ü se
    6-6 düşeş
    5-5 dübeş
    böyle gider bu
  • acaba şu ana kadar tavlada 'oyun olur' denilip bırakılan fakat bırakılmayıp devam edilseydi kaybedenin aslında kazanacak olduğu kaç tane oyun olmuştur? çok merak ediyorum lan. bi de hani yerde para buluruz ya, acaba şu an tüm dünyada bu, birileri tarafından düşürülmüş ve kimse tarafından bulunmamış paraların toplamı ne kadardır? bunu da çok merak ediyorum. bi de acaba dünyadaki en güzel kadın kimdir? onu da çok merak ediyorum. gerçi, bi dakka ya, onu biliyorum galiba. geçen gün bana üzerinde 'iyi ki doğdun' yazan bi pasta yapmıştı. odur herhalde.
  • belki zarla oynandığı için, belki herkes oynayabildiği için, belki kahvehanelerin ayrılmaz parçası olduğu için satrançtan daha değersiz görülen oyun.
    oysa bence tavla hayatın daha doğru bir yansımasıdır: herkesin farklı şansı vardır ve başarı o şansı/şansızlığı iyi değerlendirendir.
    ayrıca tavla, oyuncusunun rol yapmasına gerek olmayan bir oyundur yani her şey şeffaftır: karşı taraf elinizi görür, siz onunkini görürsünüz.
  • 'lan dur sunu vuruyumda, o girene kadar ben toplarim.' deyip, her seferinde yenildigim oyun.
  • zaman kavramından çıkmış oyun. senenin bir'liği olarak tawla bir tanedir. tavlanın içindeki karşılıklı 6'şar hane 12 ayı temsil eder. 15 beyaz ve 15 kara pul, ayın 15 gece ve 15 gündüzünü simgeler. karşılıklı 12'şer hane günün 24 saatidir. (hafta ve dakika birimleri saçma bir yolla bulunduğundan anlatmicam.)
    1400 yıl önce iran şahı nevşirvan'ın veziri olan büzur mehir tarafından 10 günde icat edildi..
  • hakikaten taraf tutan beni sinire kestiren oyun.

    bu oyunu düzenli olarak yakın bir arkadaşla oynuyoruz. artık o da benimle oynamaktan hiç bir zevk almıyor. adamın kendi alanında 2 tane kapısı var diyelim. ben 4-5 kere gele atıyorum buna!! 3-3 gele, 6-6 gele, 6-3 gele, 3-3 gele 6-6 gele............... tabii bu arada arkadaş boş durmuyor, alıyor içeri 2 kapı daha. artık sittin sene gelmiyor benim zar. nasıl atarsam atayım fark etmez. o da fark etti durumu açıyor bütün pullarını. içerde tek pul yatıyor, bi daha sefere kapıya çeviririm diye, o kadar rahat. 5- 6 açığı oluyor. ben bi şekilde hiç birini kıramayacak versiyonu atıyorum.

    arada sıradabi kırık almayı başarsam, içerde 5 kapım olsa dahi herif atıyor giriyor. gele atmak nerdeyse hiç yok kaderinde. iki kırık atsam bu sefer çift atıyor giriyor. asla bi el boşa zar atmıyor. ne zaman pullar toplanmaya başlasa çift atma rekorları başlıyor. adam bir oyunun başından sonuna kadar 3 zar hariç sadece çift attı!!! bunun ihtimali kaçta kaçtır arkadaş biri bana desin :(

    hakkaten bu artık istatistik, tesadüf filan değil. yeniliyorsun diye bahane buluyorsun denilebilir; ama asla değil. çünkü başka kimle oynasam bi eşitlik sağlıyorum ben. bi el versem bi el alıyoum. hiç bu kadar ezilmiyorum.

    ama bu adamda bir şey var. cinli gibi bir şey. boş ver oynamıyalım diyorum, ille oynayalım diye tutturuyor. tek eğlencesi ben delirdikçe çılgınca kutlamak.

    lan ne manyakça bir şey bu. nerdeyse bilime olan güvenimi yitiricem!!!!!!!!!!!!!
hesabın var mı? giriş yap