tom's diner
-
kimsenin adini bilmedigi suzanne vega parcasi.. dit dit dii dit dit didii dit diye giden repeat'iyle unludur.
ayrica melodiye bamba$ka bir anlam veren sozleri vardir.. -
i am sitting in the morning
at the diner on the corner
i am waiting at the counter
for the man to pour the coffee
but he fills it only half way
and before i even argue
he is looking at the window
at somebody coming in
it is always nice to see you
says the man behind the counter
to the woman who has come in
she is shaking her umbrella
and i move the other way
as they are kissing their hellos
and i'm pretending not to see them
and instead i pour the milk
i open up the paper
there is a story of an actor
who had died while he was drinking
it was noone i had heard of
and i'm turning to the horoscope
and looking for the funnies
but i'm feeling someone watching me
and so i raise my head
there's a woman on the outside
looking inside, does she see me?
no she does not really see me
'cause she sees her own reflection
and i'm trying not to notice
that she's hitching up her skirt
and while she's straightening her stockings
her hair has gotten wet
oh this rain will continue
through the morning as i'm listening
to the bells of the cathedral
i am thinking of your voice
oooh boy i loved you so
oooh boy i loved you so, never ever gonna let you go
kulaktan çıkardım, hatalarım affola, hatta affolmaya, düzeltile... -
şarkıda bahsi geçen restoranın gerçek hayattaki adı "tom's diner" değil, "tom's restaurant"tır aslında. bu restoranın dışındaki neon sign'ın "restaurant" kısmı, seinfeld karakterlerinin buluşup buluşup yemek yedikleri restoranın dişarıdan görüntüsü olarak da karşımıza çıkar. (neon işaretin "tom's" kısmı hiçbir zaman görünmez, çünkü restoranın dizideki adı monk'stur, yani "keşiş'in yeri".) şarkıda bahsedilen katedral de 112. cadde ile amsterdam avenue'nun kesiştiği yerdeki "cathedral of st. john the divine" olup, kendisi dünyadaki en büyük episcopelian katedraldır. suzanne vega barnard college'da okuduğu yıllarda columbia/barnard öğrencilerinin vazgeçilmez buluşma noktası olan bu tom's restaurant'ta yıllarca yiyip içmiş (ve bir rivayete göre hesabı ödemeden sıvışmış), şarkı için de oradan esinlenmiştir.
iyice detaya girmek gerekirse, bu "tom's restaurant" bildiğiniz yunan restoranıdır, gayet güzel gyro yapar, işletenler de yunanlı bir ailedir, aralarında türkçe bilenleri bile vardır. eskiden günde 24 saat açıktı, sonra gece 2'de kapatmaya başladılar, sevenlerinin kalbini kırdılar. bir de oradaki garson kız bana çok fena hallenmişti, sürekli viskimi tazelemek bahanesiyle yanıma geliyordu, onu hatırlarım. -
suzanne teyze sabah sabah tom'un yerinde otururken gorduklerini aklindan gecenleri anlatir sarkida: adamin kahve koymasini bekliyorum, sadece yarisina kadar koyuyor, ben itiraz edemeden kapidan giren birilerine bakiyor. "seni gormek ne hos" diyor gelen kadina, kadin semsiyesini silkeliyor. merhabalasirlarken ben diger tarafa bakiyorum, gormezlikten geliyorum, sut koyuyorum kahveme. gazeteyi aciyorum, ickiden olen, tanimadigim bir aktorden bahsediyor. falimi okuyorum, karikaturlere bakiyorum, o sirada birinin beni izledigini hissediyorum, disarida bir kadin var, beni gormuyor, camda kendisine bakiyor, etegini duzeltip, corabini cekistirirken bakmamaya calisiyorum. yagmur durmayacak, katedralin canlarini duyuyorum, senin sesini dusunuyorum, ve yagmur baslamadan cok once geceyarisi yaptigimiz piknigi. trene yetismem lazim.
-
türk insanının bu şarkıdan keyif alıyor olması şehir hayatına olan intibakımızın çok güzel bir delilidir. şehirli, yabancı dil bilen, o şarkıda hayatının çizgilerini bulabilen bir kuşak yetişti bu memlekette. lakin bu kitle hala kendi hayatını bu sade üslupla anlatacak şarkıları, şarkıcıları çıkaramadı içinden. mor ve ötesi bir umuttu, o da olmadı.
-
şarkının orijinalinde hiç müzik olmaması, suzanne vega'nın sadece şiir okur gibi şarkıyı söylemesi ayrı bir efsanedir. bu şekliyle sizi sanki yanında oturan bir kişi şarkı söylüyormuş hissiyatında kaptırabilir. dıt dıt dırı dıt dıt dıdırıı kısmı normalde şarkının sonunda söylenmiştir.
daha sonraki yıllarda şarkı 7'' versiyon olarak suzanne vega tarafından tekrar yorumlanmış, günümüzde bildiğimiz, aslında şarkının sonunda suzanne vega tarafından söylenen, dıt dıt dırı dıt dıt dıdırıı ile başlayan versiyonu oluşmuştur. şahsımda bu versiyon ilk versiyonundan daha iyidir, daha eğlencelidir. -
eski bir filmde, gizli öznesinin ardından bilinmeyene doğru sürüklenen bir hayalet-adam vardı. geçmişe gidip gelirdi ara sıra. nihayet tam şimdi'de olduğunu anladı. geçmiş ve gelecek bitti. şimdi başladı.
bu şarkının öznesi de geçmiş ve şimdi çemberinde sıkışmış izlenimi verir:
--- spoiler ---
"sesini düşünüyorum
ve gece yarısındaki pikniği;
evvel zaman içinde
yağmur yağmazken henüz"
--- spoiler ---
zaman, zaman içine girmiştir. masal (hikâye) nerede biter, nerede başlar, artık belli değildir. en sonunda her şey edebiyattır ve edebiyata dahildir işte; ilişkiler, yaşantılar, sözler...
ve bir şey nihayete eriyorsa bu başka bir şey başlayacağı içindir. -
(bkz: annenmaykantereit) cover'ı muhakkak dinlenilmeli.
buyrunuz. çok yakışıklısınız be çucuklar. neyse şarkıyı dinlerken bu sırada evdeki camlar açılsın, baharın enerjisi dolsun. bir yandan da sabah kahvesine sütü dolduralım. dıtdıtdırırıdırıdıt. -
giorgio moroder'in yeni albümü déjà vu'da britney spears'ın seslendirdiği parça.
full hali bugün internete sızdı. -
şarkı grup vitamin tarafından "bol vitamin" albümünde "yakışır mı" adıyla coverlamıştır. ayrıca eklenen yansıma sesler şarkıya ayrı bir tat katmıştır.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap