• odun çıkarılan ocak türü.
  • lise 1'e gidiyordum. daha yaşım 15 falan. başka okuldan arkadaşım beni şişli'de bulunan ülkü ocağına götürmek istedi. hiç içimden gelmiyordu. hem ne yapacaktım ki orada henüz ergen halimle. siyaset bana uzaktı. yakın olsa sanki anayasa taslağı hazırlayacağım. zorla götürülüyordum resmen. şişli etfal hastanesi'ne giden ara sokaklardan birinde apartmanın en üst katında mhp bayrakları ilişti gözüme. küf kokan havası, kasvetli merdivenleri, duvarlardaki çürümüş boyasıyla apartman oldukça ürkütücüydü. ne yapacağım ben orada diye arkadaşıma soruyorum. efendi gibi takıl yeter diyor.
    kapıyı orta yaşlı birisi açtı. sıcak hareketleri vardı bu tombul pala bıyıklı eleman abimizin. sonra içeriye geçtik. benim gibi 20-30 adet lise öğrencisi orada muhabbet ediyordu. sonra ocak başkanı geldi. belindeki silah gözle görünür biçimde kemerinden içeri sızmıştı. arkadaşımla beni çağırdı.

    -söyle bakalım kardeş ahmet kaya'yı sever misin?
    ne söyleyeceğimi bilemiyordum. o aralar blind guardian en sevdiğim gruptu. ahmet kaya'yı dinlememiştim hiç. ancak ters konuşmamalı ve hoşlarına gidecek hareketler yapmalıydım. bu bağlamda;

    -evet abi çok severim. severek dinlerim, dedim.

    adamın bana bir tokat atışı var anlatamam sözlükçü kardeşim. meğer bu adamlar nefret edermiş ahmet kaya'dan. bilemezdim ki. çenemi ocakta bıraktıkan sonra dışarı çıktım. o andan itibaren o arkadaşımla bir daha görüşmedim.

    o gün bugündür sevemiyorum bu kurtçukları elimde değil.
  • girmek için mercimek kadar beyninizin olması yeterli mekan.
  • kanaatimce çok duyarlı ve hayırlı bir işe imza atan vakıf. şöyle ki:

    amcam (amca dediğime bakmayın 27 yaşında), bundan birkaç yıl önce, ankara'da okuyan kız arkadaşını ziyaret ediyor. ikisi el ele işlek sayılabilecek bir caddede yürürlerken, önlerinden önce 2 kişi can havli ile koşuyor, hemen arkadından da 15-20 kişilik bir grup, kaçan 2 kişiyi kovalıyor. yakalayamayacaklarını anlayan grup, geri dönerlerken amcam ve kız arkadaşını farkediyorlar. bunların üzerlerine yürüyorlar. amcamın saçları uzun olması, küpe takması ve kız arkadaşı ile el ele yürümesini bahane eden grup, amcama tekme tokat dalıyor. kız arkadaşı çığlıklar içerisinde amcamı kurtarmak isterken, birkaç tekme ve küfür de o yiyor. dayak atan grup, işi iyice abartıyor ve durumu linç noktasına getiriyorlar. amcamın saçlarını koparıyorlar (hala saçı koparılan yerde daha az saç çıkar ve kalıcı yara izleri vardır), küpesini çekmek suretiyle kulağını yırtıyorlar, ağzını burnunu kan içerisinde bırakıyorlar. ve tüm bu yaptıkları olumlu bir davranışmış gibi çevredeki halka durumu anlatıyorlar: bunlar türk aile yapısına aykırı davranışlarda bulunan kişiler, ibret-i alem olsun, herkes sokakta efendi gibi yürüsün vs vs vs.

    amcam ile sevgilisi soluğu hastanede alırlarken, dayak atan grup da soluğu ülkü ocağında alıyorlar. evet evet yanılmadınız, bu bahsettiğim kişiler, çok duyarlı ve hayırlı işlere imza atan kişiler: ülkücüler. kendilerine göre ankara'nın kurtarılmış bir bölgesinde (adını hatırlayamıyorum), asayişi sağlıyorlar. e duyarlı ve hayırlı işlere imza atmak, böyle bir şey olsa gerek.

    (bkz: duyarlı ve hayırlı işlere imza atan ülkücü)
    (bkz: yaran başlıklar)
  • bünyesinde tasvip edilmeyen insanların uzaklaştırılması gibi bir durum söz konusu olursa soğan cücüğü kadar kalabilecek bir oluşumdur. ülkü ocaklarının içine öyle üç beş tane ne idüğü belirsiz adam karışmış,onlar ayıklansa yetermiş gibi bir düşünce var birilerinde sanırım.

    kampüste kız arkadaşıyla el ele gezdiği için,kılık kıyafetinden hazzedilmediği için,ramazanda oruç tutmayıp yemek yediği için hatta ve hatta sebepli sebepsiz haksız fiile maruz kalan insanların birebir tanık olduklarını iddia ettikleri vakaların aslında yaşanmamış,yalandan ibaret olması ve bu anlatıların türklük ve islamiyete olan düşmanlık gereği,türk-islam sentezinin nigahbanı ülkü ocaklarına yönelen sistematik bir karalama kampanyasının gereği oluşu bir ihtimaldir.bu durumda kimin bu kampanyayı yöneten sorumlular olduğunu,her açıdan teferruatlı olarak belirtmek gerekir,hem iddia sahipleri arasında türk ve müslüman asgari müşterekinde tanımlabilecek tonla insan da vardır.peki kimdir bu adamlar?dış mihrakların kandırdığı yahut pkk sempatizanı müslüman-türkler midir?bu ihtimali güçlendirecek bir küçük delil göstermek icab etmez mi?

    iddia sahiplerinin anlattıklarının gerçek olması ise ikinci bir ihtimal.ki tartaklanmış,tehdit edilmiş (olma iddiasındaki) insanları bir kenara bırakıyorum,ülkücülerin kendi ağızlarından dinlediğim ve ekseriyetle şiddeti aldıkları nefes kadar normlaştırdığı yargısına ulaşabileceğiniz vakalar var.manisa'da tanıdığım bir ülkücü arkadaşla ramazan zamanı gündüz yemek yerken,kendisinin erzurum'da öğrenciyken okulda oruç tutmayanları dövdüklerini anlatması,eski bir ülkü ocağı müdaviminin kız arkadaş mevzusunda "ocaktan arkadaşlar"ca yardım alması,aynı adamın ocak kültürüne mugayir bir davranış sebebiyle reisince yanağına tokat nakşedilmesi(yirmi yaşında çocuk bunu anlatmaktan hicap duymuyor o da enteresan) bu örnekler arasındadır.

    şiddet kültüründen uzak,başka insanların hayatına karışmayı kendisine hak olarak görmeyen galatasarayda,boğaziçinde okuyup küpeyle uzun saçla ocağa girip çıkan bir ülkücü profili, "şiddetperver ülkü ocağı müdavimi" yerine afyonlu katolik gay taş fırın ustaları çağrışımı yapıyor ve toplum algısındaki marjinal gözüken kısım oluyorsa sebebini bir kere daha düşünün.müslüman-türk düşmanı tabanlı, varlığı somut karinelerle desteklenemeyen bir takım odakların bu algıyı oluşturmadaki başarısına işaret ederek şiddete temayüllü ülkücüleri üç-beş marjinal adam görmek ya neye baktığını bilmemek ya da ne gördüğünü inkar etmek gibi geliyor çünkü buradan bakınca.
  • iyi bir eğitim kurumu olduğunu hemen her pazar izmir bozdağ'da gösteren "örgüt". önünde dev harflerle "izmir ülkü ocakları" yazan otobüslerle izmir'in çeşitli ilçelerinden gelen en fazla 15 16 yaşındaki "ülkücülerimiz", boş buldukları tarlalarda tüfeklerle atış talimi yapmakta. şu durumda, sözlükteki yılmaz ülkü ocakları savunucularına göre, bu silahlar ülkü ocaklarına ait değil. haliyle 15 16 yaşındaki çocuklarında olamaz. geriye kalan tek seçenek bu silahların talim yapılan tarlalarda yetişen sebze, meyve olduğudur ki bu iddia, ülkü ocaklarının şiddete yönelik eğitim vermediği iddiasına göre çok daha mantıklıdır...
  • çok acayip bir yer.

    10 sene boyunca burada takılan bir arkadaşımın bugünlerde söylediği söz, "mhp'nin başına geçsem, ilk işim bu ocakları kapatmak olur. bu kadar boş adamı ben hiçbir yerde bir arada görmedim, sırf zarar adamlar."
  • anadolu'da pek çok küçük ilçede polislerin, sayıca azınlıkta kaldığı durumlarda destek istediği, tırnak çakısı bulunmayan, beyaz çorapla girilmeyen, sarımsak soğan yenmeyen, hayatında çek senet nedir görmemiş, güzide insanların bulunduğu ilim irfan yuvası. arada bütün mahalleye yüksek sesle mehter marşı dinletilir ama o da üstün türk ırkına sunulan kültür hizmetidir tabi ki.

    ha arada yüzde üç oranında çürük barınabilir, onların da kime ne zararı var canım. geri kalanların hepsi kavga, serserilik nedir bilmeyen, vatanını, milletini herkesten çok ama herkesten çok seven güzide insanlardır.

    baş reisleri abdullah çatlı'nın uyuşturucu kaçakçılığından yargılanarak hüküm giymiş olması da hiç önemli değildir bu arada.
  • ulkuculerin toplandigi mekan.. genelde kavga falan olursa cevrem olsun diye 17 yas gecnleri toplanir .
  • hayatlarinda baska hicbirsey olamayacak kadar yeteneksiz insanlarin bari ülkücü olayim diyerek kendilerini bir yere ait hissetmek adina gidip geldikleri hayata tek ve puslu bir pencereden bakan insanlarin toplandiklari yer..
hesabın var mı? giriş yap