• belirsizlige tahammulsuzluk diye cevrilebilir. ornegin nette tanisip size resmin var mi, ismin ne cismin telin melin ne diye soran kisilerde bu yuksektir. almanya veya kuzey amerika kokenlidirler muhtemelen. (bkz: resmin var mi) (bkz: ayh)
  • hofstede nin ulkeleri kiyaslamakta kullandigi dort kriterden biri.
  • türkiye'de oldukça yüksektir. sebebi insanların geleceğe kuşku ve korku ile bakmasıdır.
  • (bkz: belirsizliğe tahammülsüzlük)

    kötü bir olayın olmasının ne kadar olası olduğuna bakılmaksızın, bu kötü olayın gerçekleşme ihtimalinden korkmak olarak tanımlanabilir.

    temelde iki parçadan oluşur:

    1. öngörülebilirlik arzusu: belirli olma durumu. geleceğin neler getireceğini bilme isteği, bilgi toplama, hazırlanma ve plan yaparak belirsizliği azaltma motivasyonu. savunma mekanizması olarak "yaklaşma"ya denk gelir: kişi belirsizliği bir an önce gidererek önünü görmek istemekte; konu her ne ise, tüm yollarıyla ona ulaşmaya çalışmaktadır.

    2. belirsizlik felci: belirsizlikle karşılaşıldığındaki sıkışmışlık hissi ve işlevsel tepki verememe durumu. belirsizlik felci temelde bir "kaçınma" tepkisi ve pek çok patoloji ile ilişkisi de bulunmuş durumda (okb, anksiyete, depresyon vs gibi). bu kişiler belirsizlik durumunda "felç" durumunu alırlar ve büyük bir kaygı ile donakalmış bir şekilde etraflarında herhangi bir şeyin hareket etmesini ve bu durumsal hareketsizlik hissini bozmasını beklerler. kişi bu inisiyatifi kendi alamaz, etrafından bekler. yani belirsizliğe karşı "atılamaz". orada kalmıştır...

    çok ilginç bir kavram olup, kişilerin pek çok davranışını yordayabilmesi açısından harika çıktılar verir. kişinin deneyime açıklık seviyesini gösterir ve psikolojik esnekliğinden güç alır...
  • bence zeka ölçümlerinde kullanılması gereken değişken. abidik gubidik sorularla ölçülen ıq dediğimiz saçmalıktan çok daha isabetli olacağını düşünüyorum. insan bu kadar sosyal ilişkilerin köpeği bir varlıkken belirsizlikle baş edememek ve geleceği ön göremiyor olmanın verdiği kaygıyı yönetemeyerek saçma salak davranmak falan bence bir şeylerin yolunda gitmediğinin en bariz göstergesi. insanlığın doğuşundan beri temel faktör ve belki de en çok deneyimlediğimiz durumlardan birisi çünkü belirsizliği yenebilmek. yenenlerin ataları bugünlere geldi. tabi bunun için en başta zeka tanımını değiştirmek lazım. soruyu en hızlı ve en doğru çözene mi zeki diyeceğiz yoksa geleceği daha doğru öngörebilen, belirsiz durumlarla baş edebilen ve bunlara bağlı olarak birçok farklı ortama/duruma uyum sağlama becerisine sahip insanlara mı?

    edit: bu konuda herhangi bir bilimsel çalışma vs. varsa bilmiyorum. tamamen brainstorming yapıyorum. elinizde çalışmalar varsa talibim :)

    edit 2: üstteki brainstormingimin bilimsel halini okumak isterseniz buyrunuz: sn. @morgomir'e sevgiler.
hesabın var mı? giriş yap