unfinished sympathy
-
dunyanin en iyi bes sarkisindan biri. o kadar ki bir daha entry girmem diyen beni seneler sonra bu entryi girmek icin sozluge tasimistir. entry de entry olsa bari. peh!
-
bir kısım insanın massive attack ile tanışmasına ve sevişmesine sebep olmuş, muhteşem tadı olan bir şarkı... **
-
bundan 6 yıl önce radyo da dinlediğimde
ulan amma eski şarkı bu ama çok güzel demiştim.
bir klasik. -
sozlerini de yazayim tam olsun
i know that i've been mad in love before
and how i could be with you
really hurt me baby, really hurt me baby
how could you have a day without a night
you're the book that i have opened
and now i've got to know much more
the curiousness of your potential kiss
has got my mind and body aching
really hurt me baby, really hurt me baby
how could you have a day without a night
you're the book that i have opened
and now i've got to know much more
like a soul without a mind
in a body without a heart
i'm missing every part... heyyyyeah
heyyyyiiii,
like a soul without a mind
in a body without a heart
i'm missing every part
like a soul without a mind
in a body without a heart
i'm missing every part
like a soul without a mind
in a body without a heart
i'm missing every part -
başladığı saniyede tüyleri ürperticek güzellikte massive attack eseri, ayrıca klibi de pek mühimdir bu şarkının, şöyle ki; tüm klip tek kamerayla tek seferde çekilmiştir, kamera hiç kapatılmamış, montaj neyim yapılmamıştır, kısacası şarkı ne kadar sürüyosa klibi çekmek de o kadar sürmüştür.
-
bu şarkı bir belgeseldir.
şöyle ki;
bu şarkı önceden aşık olduğun ama artık bir şey hissetmediğin birini hatırladığın zamanki soğukluk veya mantıklı düşünme gibi. hoş anılarını hatırlamak ama hüzünlenmemek gibi.
birini seviyorsun mesela. sen aslanın ceylanı yemesini çeksen bu bir belgeseldir. birini sevdiğini soğuk bir şekilde sunsan dahi belgesel tadında, bir garip olur. mesela bunu anlatırken etrafında bu aşka şahitlik etmiş kişileri de konuşturduğunu düşün. ne mesafeli ama bir o kadar da şiirsel değil mi? konuşturduğun kişiler konunun uzmanı değil. aslında şöyle, bir aslan uzmanı kadar değil. senin şahitlerin de senin deneyiminin uzmanı. onlar bunu gördüler.
yaylılar yavaşla der, zil hızlan. ne güzel tezatlar öyle!
massive attack'in en iyi albümünün en iyi şarkısı.
dinlediğinde aşk acın depreşmeyecek. bir zamanlar birini sevdiğini-sevebildiğini hatırlayacaksın. hiç sevdiğin kişinin sana bunu ödetmediği zamanlara döneceksin. -
on senedir peşimi bırakmayan tek şarkı. ilk büyük aşkım olan kişiyle sürekli dinlerdik. sonra yalnızken dinler oldum. baktım ki her yerde o şarkı. düşüşte ve yükselişte. beni o kadar canlı tutuyor ki. ve seneler geçtikçe i'm missing every part...
-
bir dakika durup, hooverphonic'in ne kadar da güzel orkestra cover yaptığını takdir etmeyi gerektiren eser. kimsenin bahsetmemiş olması çok ayıp.
https://www.youtube.com/watch?v=amfbqcl-srs -
franz schubert'in "symphony no.8 in b minor" (unfinished) bestesinin, (link)
j.j. johnson - "parade strut" sample'i üzerine, (dum dum bom dum bom)
john mclaughlin - "planetary citizen" vokali ile, (hey hey hey hey)
bob james - "take me to the mardi gras" zilleriyle (çın çın) harmanlanmış;
90'ların harika massive attack parçası. -
1992 baslari olmali. hangi kanalda oldugunu hatirlamiyorum ama tv'de videosunu gormustum. kimin sarkisi oldugunu anlamaya calisirken, odadan ayrilmak zorunda kaldim ve ne sarkinin ne oldugunu ne de kimin soyledigini anlayabildim.. zamanla sarkinin kendisi de aklimdan silindi. 2-3 yil sonra sarkiyi dinledigimde, kafamda bir simsek cakmadi. sarkiyi cok sevdim, orasi ayri. yillar yili, o video icimde kendi capinda bir ukteydi. ta ki, gecen yil, massive attack videolari dvd'sinde tekrar karsima cikana kadar.. "cocuklar gibi sevinmek" deyimi, tam karsiligini buldu benim icin..
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap