wind of change
-
tamam sovyetler birliği deneyimi cehennemlik ve müdafaasını stalinistlere ciro ediyorum. işim olmaz. ama şimdi bu sovyetler’e laf etmek de, 80’lerin vahşi liberallerine mi kaldı? birinci körfez savaşı, ronald reagan, margaret thatcher’ın ezdiği işçiler, turgut özal orada duruken; novus ordo seclorum’culara mı düştü sovyetlere, “kardeşiz biz, sittiret bu ideolojiyi” demek. ya bu alçaklık değil midir? hani ilk taşı diyorum, günahsız olan atsın diyorum.
bu şarkının işte böyle de insanın gücüne giden bir çağrışımı var. tamam küçükken cumartesi öğleden sonraları 13.00 – 17.00 arası limonatalı doğum günlerinde hatunları bu şarkıya dansa kaldırdık eyvallah. hani türkiye’de bir yerde kur’an okunurken ağlayan kadınları görünce bir arap yahu ağlamayın faizden, ticaretten bahsediyor demiş ya biz de aşk şarkısı sandık eskiden bunu. anlamadan dinledik.
sonra büyüdük ve gördük ki kavramları saptırmakta pek mahirmişsiniz, sözlerini reagan’a mı yazdırdınız? saptırmak öyle değil böyle olur. işte türkçesi...
i follow the moskva
down to gorky park
listening to the wind of change
an august summer night
soldiers passing by
listening to the wind of change
[gidelim serv-i revanım yürü moskova’ya*
ben bir ceviz ağacıyım gorki park'ında*
burada rüzgara karşı işedikçe değişiyor insan.
kanatları parça parça bu ağustos geceleri*
askerler geçiyor
yaylalar yaylalar’ı söyleyerek.]
the world closing in
did you ever think
that we could be so close,like brothers
the future's in the air
i can feel it everywhere
blowing with the wind of change
[idrak edenler için;
dünyanın kabuğuna çekilmesinde nice mucizeler vardır
siz bu gerçeğe bakıp hiç düşünmez misiniz?
durup düşünün çünkü siz kardeşsiniz.
istikbal göklerdedir*
bunu hissetmek demek beni hissetmek değildir
değişmek isteyen rüzgarını yanında getirsin.]
[burada araya girmek istiyorum aziz okur. görüyorum ki scorpions denen bu günahkârlar antikomünizm yaparken paşamızın vecizelerini manipüle etmişler. kardeşim komünizmi efendi efendi yık, paşamızı ne diye alet edersin, gardrop atatürkçüleri sizi!!!]
take me to the magic of the moment
on a glory night
where the children of tomorrow dream away
in the wind of change
walking down the street
distant memories
are buried in the past forever
bir an büyüne kapıldım
bu muhteşem nevizade gecelerinde
geleceğin veletleri de gelsin
bir rüzgarla değişiyormuş dünya
haha skimden aşşağa kasımpaşa
uzak mesafe ilişkilere gelemem ben
gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem*
i fallow the moskva
down to gorky park
listening to the wind of change
take me to the magic of the moment
on a glory night
where the children of tomorrow share their dreams
with you and me
[gidelim serv-i revanım yürü moskova’ya
ben bir ceviz ağacıyım gorki park'ında
burada rüzgara karşı işedikçe değişiyor insan.
bir an büyüsüne kapıldım
bu muhteşem nevizade gecelerinin
geleceğin veletleri de geldi güzel paylaşımlarıyla
sen de ben de rahat edelim]
the wind of change blows straight
into the face of time
like a stormwind that will ring
the freedom bell for peace of mind
let your balalaika sing
what my guitar wants to say
[değişim rüzgârı geçtiği yeri skip atıyor
zaman her şeyi yüzüne gözüne bulaştırıyor
sor bakayım özgür'e çanlar kimin için çalıyor.
kafanı rahat tutmak istiyorsan
balalaykanı bu âleme dâvûd gibi sal*
gitarımın söylemek istediklerini söylesin
içimde nice uzun yılların özlemi var
bu gece efkarlıyım ağla gitar, çal gitar*.] -
sovyetlerin yikilisini (anti-devrimi) bir ozgurluk, bir devrim sarkisi olarak dillendirmeye calisan, muzikal anlamda gercekten guzel sarki. ama simdi gordugum eski komunist rejim ulkelerinde halkin proleter kesiminin gercekten yari ac yari tok sekilde yasamaya calisip o yiktiklari rejimi her daim ozlemle anmalarina sahit oluyorum ve diyorum ki "ya amina koduklarim, yiktiniz gul gibi rejimi, gorun simdi ebenizinkini."
ama bu sarki asil devrim icin soylenecek. gun gelecek herkes esit olacak. gun gelecek ozel mulkiyet ortadan kalkacak. gun gelecek ureten bizsek tuketen de biz olacagiz. gun gelecek yarin yanagindan gayri herseyde her yerde hep beraber olacagiz. gun gelecek. insanlar baskalarindan daha ustte olma hirslarindan arindiklarinda, acgozluluklerini yendiklerinde. belki 1000 yil sonra. ama gun gelecek. -
1992'de aaal'de daha ingilizceyi yeni öğrenmiş 11 12 yaşlarında veletler iken yıl sonu müsameresinde skeçlerin ardından anne babalarımızın karşısına geçerek, mavi kot - beyaz tshirt kombosuyla tüm sınıf bir olup söylediğimiz nostaljik şarkı.. o çocuklardan hiçbirinin bu şarkının sözlerini unutmadığına eminim.. ayrıca o zaman hangi hocamız seçtiyse ona da teşekkürler..
benim en sevdiğim kısmı da şuydu..
let your balalaika sing
what my guitar wants to say.. -
müzikten pek anlamam. yani tekniği nedir, hangi nota nereye cuk oturur, hangi nota şarkının neresine gitmez pek fikir sahibi değilimdir. sadece dinlerim, enstürmanlar arasındaki ahenk kulağıma bir şekilde gelir ben de severim şarkıyı. vokal tekniği de nedir pek bilmem ama senelerce hayatının hemen her gününde bir şekilde müzik dinleyen herkes kötü vokal, iyi vokal, güzel vokal, etkileyici vokal, olağanüstü vokal arası ayrımı bir şekilde yapar.
her ne kadar çok anlamasam da teknikten ahkam keserim yine de çevremde: "hade len dandik o şarkı, lan olm o vokalin sesi kulak tırmalıyor" diye. ya da methiyeler düzerim belli gruplara, kişilere. lakin bunca sene olmuş ben bu wind of change'i dinlemişim, hep ulan farklı bir şey var bu şarkıda demişimdir ama bulamamışımdır. övsem nasıl öveceğimi, yersem nasıl yereceğimi bilmiyorum. yergiden çok övgüyü hak ediyor ama ben bulamıyorum o kelimeleri. bulamadıkça bir daha dinliyor dinledikçe ne kadar çok sevdiğimi anlıyorum bu şarkıyı.
ta ki berliner philharmoniker ile olan kaydını dinleyene kadar. işte bu diyorum. ilk defa dinlediğim zamanı hatırlıyorum da bu kaydı, enstürmanlar arasındaki denge, kemanın, trompetin, davulun o muhteşem atakları, elektro gitarın "tam da zamanıydı işte" dedirten girişleri ve tabi ki klaus meine'ın hiç değişmeyen o muhteşem vokali... ruhun gıdası derler ya işte bu gıda öylesine hızlı etki ediyor ama öylesine yavaşlatıyor ki zamanı düşünceler tek bir noktada birleşiveriyor bu zamansal kısa devrede:
"scorpions olağanüstü grup be abi!"
çünkü müziği kendilerinden kat be kat daha iyi bildiklerinden emin oldukları bir orkestara topluluğuna devrediyorlar bu şarkının gidişatını ve bu yüzden bambaşka bir şarkı çıkıveriyor ortaya. yıllar önceki orijinal kaydından daha da başka. rock müziğin genelde varolan o agresif enstürman kullanımı geride kalıyor bu şarkıda sahneyi bir orkestranın ahenksel mükemmelliği alıyor. şarkıdaki potansiyel de muhteşem olduğu için bu olağanüstü diyebileceğimiz kayıt çıkıveriyor ortaya.
beni de nihayetinde teknikten "azıcık" anlayan bir insan yapıveriyor bu şarkı. üstüne ahkam kesmeye itiveriyor ve ben hala tekrar tekrar dinliyorum bu şarkıyı... -
kalkıp bunu 90'da kızıl meydan'da söylemişler sonra ünlü olmuşlar.
-
babam çalar sölerdi hüzünlenirdimm ıslıkla eşlik ederdim (bkz: hey gidi gunler hey)
-
bir dönem dillerde mars olmus scorpions sarkısı
-
an itibariyle random seçim olarak winampten fırlamış şarkıdır.ayrıca ilk gençlik yıllarıma alıp götürmüştür beni;ve serbest çağrışımla walkman,doğum günleri, ilk aşk,mus çorap, günlük tutmak, diş teli , masumiyet ...
-
i follow the moskva
down to gorky park
listening to the wind of change
an august summer night
soldiers passing by
listening to the wind of change
the world closing in
did you ever think
that we could be so close,like brothers
the future's in the air
i can feel it everywhere
blowing with the wind of change
chorus:
take me to the magic of the moment
on a glory night
where the children of tomorrow dream away
in the wind of change
walking down the street
distant memories
are buried in the past forever
i fallow the moskva
down to gorky park
listening to the wind of change
take me to the magic of the moment
on a glory night
where the children of tomorrow share their dreams
with you and me
take me to the magic of the moment
on a glory night
where the children of tomorrow dream away
in the wind of change
the wind of change blows straight
into the face of time
like a stormwind that will ring
the freedom bell for peace of mind
let your balalaika sing
what my guitar wants to say
take me to the magic of the moment
on a glory night
where the children of tomorrow share their dreams
with you and me
take me to the magic of the moment
on a glory night
where the children of tomorrow dream away
in the wind of change -
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap