• kisiler: bir arkadas ve babasi
    yer: istanbul

    arkadas gece eglencesini sevmekte ve cogunlukla sabaha karsi eve donmektedir. ailesiyle beraber yasadigi mahalleye de zaman zaman buyuk kopek ceteleri musallat olmaktadir. babasi, arkadasi hep "eve sabaha karsi donuyorsun, sarhos donuyorsun, bir gece kopekler sana saldiracaklar, sarhos halde bir sey yapamayacaksin, dikkat et!" diye uyarmakta ve kendince bir cozum sunmaktadir: "eger kopekler sana saldirirsa, sen de dort ayaginin uzerine in, onlar havladikca hirladikca sen de havlayip hirla, dislerini goster!" bu uyarilari dinleyen arkadas, "lan?! babamin da kafasi iyi galiba, kopekle oyle mi mucadele edilir, tey allahim" diye kendince kenardan kenardan gulmektedir.

    babasinin onerisine kiciyla gulen bu arkadas, sabaha karsi eglenceden dondugu bir sefer, mahalleye girdigi anda 20-30 tane iri kopekle karsi karsiya kalir. once yusuf yusuf diye cagirsa da gelen giden olmaz. sarhos kafayla bir an "kaybedecek neyim var ki" diye dusunup kopek taklidi yapmaya karar verir, dort ayak uzerine iner, kopekler tarafindan etrafi sarilir, fakat hepsine havlaya havlaya kopekleri bertaraf eder, rahat bir nefes alip evine girer. kendisinin onurlu mucadelesini balkondan caktirmadan izleyen babasi takdir dolu cumlesini patlatir:

    - lan it oglu it! amma potansiyel varmis sende ha!
  • hazır bugün yaşamışken unutmadan yazayım.annem benim telefonumdan babamla konuşmaya çalışmaktadır.bi süre sonra "ya senin telefonundan ses gelmiyor niye böyle ne yaptın"isyanı gelir.acaba sesini mi kıstım diye bakmaya gittiğimde acı gerçekle yüzleşirim ve bağıra çağıra gülmeye başlarım.telefondan yeterli ses gelmemektedir çünkü sevgili valide hanımcığım telefonu ters tutmuş ve öyle konuşmaya çalışmaktadır. ben gülmekten yerlere yatmış vaziyetteyken o da babamın diline düşmemek için "şey eeöö yaa sesini kısmış o yüzden" diye kıvırmaya çalışmaktadır.
  • birkaç yıl evveldi sanırım abimin ankara'da ki öğrenci evine hırsız girmişti. abimin de o sırada 4-5 yıllık olan bir laptopu vardı evde. neyse işte abimle arkadaşı tabi kapı hafif aralık görünce polisi çağırıyorlar. işte malum öğrenci evi pek bir şey de yok ama gene de kontrol edelim diye inceliyorlar evi.

    doğal olarak herkes önce laptopuna bakıyor ve abimin arkadaşınınkinin çalınmış olduğu anlaşılıyor. abim kendi laptopunun da çalındığını düşünürken bir bakıyor ki laptop yerinde. tam rahatlamışken bir de bakıyor ki akıllı hırsız abimin laptopunun içinde bulunduğu çantayı çalmış. evet yanlış duymadınız bilgisayarı çantadan çıkarmış ve çantaya öteki laptopu koyup gitmiş. küfür gibi algıladık ve ayıpladık biz olayı , sevinemedik de...
  • kardeş askerden yeni gelmiştir. ingilizcesi yok denilebilecek seviyededir. canı sıkıldığından ve film piyasasını yakalayabilmek istediğinden kat.ph'ye girip filmleri araştırmaya başlar.

    bir iki filmin linkine beraber bakarız. ben "olm o fransızcaymış boş ver ingilizce dublajlısını bulalım" vs.. deyip bir kaç filme beraber baktıktan sonra telefonu alır geçerim kenara. o linklere bakmaya devam eder.

    -hımm, bu romanca dublajmış.
    -bu da romanca dublajmış.
    -e bu da romanca dublajmış. abi kusura bakma da bulduğun sitenin amına koyayım bu ne tüm filmler romanca ?
    +nasıl romanca lan saçmalama (der ve yanına gelinir)
    +hani lan ingilizce ya işte film nerede romanca yazıyor ?
    - hassiktir ya. git git tamam şaka yaptım ben.
    +dur bakayım bir sn.
    - yok abi şaka yaptım tamam git ben bakıyorum filmlere.
    +dur lan.
    denir ve kardeşin romanca diye bahsettiği şeyin aslında filmin kategorisi olan "romance" olduğu ortaya çıkar.

    beraber bir saat güleriz. sonunda "asrın ezikliğini" yaptığını kabul eder.

    (bkz: anlatınca o kadar komik olmuyor ama aslında komik)
  • kız arkadaşımla arabada müzik dinlerken bir anda hayvanlar gibi master of puppets intorsu duyulmasına müteakip;

    - ne bu megadeth mi

    - yok len metallica

    - daha kötü ya

    bu cevaptan sonra, öncelikle megadeth'i nerden biliyo acaba şaşırması, sonrasında ise daha kötü ya cevabına kopmam gelir çünkü kendisi bu tür müziklerden haz etmemekle birlikte pek ilgisi de olmayan bir insandır.
  • trende yanımda oturan çocuğun, durup dururken; ''tipp-ex var mı?'' demesi. tipp-ex nedir arkadaşım, sanki selpak falan istiyormuşcasına gayet normal söylüyor herif.
  • iş için kahramanmaraş'a giden arkadaştan doğal olarak dönüşte dondurma getirmesi istenir. hem de yüklü miktar istenir ki yaklaşık 10 kişi birleşilip dondurmaya girilecektir. (bkz: maraş dondurması)

    bir hafta sonra gelenler:
    1) mado'dan alınmış 5 kilo dondurma.
    2) odun bir arkadaş. düz adam. kereste.
    3) hayal kırıklığı.
    4) ve yaran bir açıklama: "e en meşhuru bu dediler.."
  • 5. sinif ingilizce dersi. sozcuk ogrenme egzersizi yaparken nezle olan ogretmen konuyu degistirir

    mrs. someone: does anyone have a tissue? (arkadan bir cocugu isaret ederek) do you have a tissue?
    cocuk: yes yes i have yes.
    m.s.: can i take one?
    cocuk: (nasil yani bakisi) yes.

    sonraki sahnede cocuk t-shirtunu cikarip, ogretmene dogru goturur. tissue - tshirt eslemesini yapan cocuklar birer birer kendilerinden gecerler gulmekten.
  • dün gece, iş için gittiğim izmir'de, bayi ile iş bağlantımızı bitirdikten sonra ufak ufak demleniyoruz. ikimizin de sünger olmasından mütevellit, ipin ucu kaçmıştır. içilen içkinin ne miktarı ne de cinsi hatırlanmamaktadır. nerelerde içtiğimizi, birbirimizden nasıl ayrıldığımızı hala hatırlamıyorum. nasıl olduysa, sabah otel odasında uyandım. gördüğüm abuk subuk rüyalar haricinde zihinde hiç bir şey yok. istanbul'a hareket etmeden önce, neler olduğunu öğrenmek için mağazaya gittim. bizim arkadaş(bayi) enerji patlaması yaşıyor, hopluyor zıplıyor. dükkan da kalabalık. elemanları ve misafirleri var.

    içeri girer girmez bayi sorar.

    - abi sen bana ne içirdin ya. resmen çılgın atıyorum?
    + valla ben hatırlamıyorum da, asıl sen bana ne içirdin onu öğrenmeye geldim.
    - yok abi bişi olmuş dün. sabah geldim köpeği fuardaki havuza attım. yüzebiliyormuş ibne.
    + yuuh.

    elemanı da bunu doğrular. " abi dahası var. az daha polis çağıracaktım şiddet görüyorum diye."

    + abi ben de senden farklı değilim. hatırladığım tek şey rüyalarım.
    - ne oldu ki.
    + yahu ne içtim bilmiyorum ama. sabaha kadar hz. isa'yla tüm hindistanı dolaştım.

    istanbul'a geldim. hala rüyanın etkisindeyim. "ulan bu bir işaret miydi?" diye de düşünmüyor değilim.
  • bir arkadaşın akrabası bir müzede güvenlik görevlisi olarak çalışmaya başlar.
    bu adam ve arkadaşları arasında hemencecik ne geyiği döner telefonda,
    "-akşam kapıyı açık bırak da soyalım orayı ehere mehere"
    tabii ki.

    konuşmanın akşamına güvenlikçi ve arkadaşları kendisini emniyet amirliğinde sorguya çekilirken bulur.
hesabın var mı? giriş yap