• 'haziran direnişi' büyük sosyolok aktay'ı öyle korkutmuş ki, sahip olduğu 1 gramlık feraset de uçmuş gitmiş. hükumete karşı komplo yoktur diyenler komplonun parçasıdır buyurduktan sonra "şer güçlerin bir planı varsa, allah'ın da bir planı vardır." diye bitirmiş.

    tabii ya! inandığınız allah'ın işi gücü yok da sizin arsa rantı-inşaat sektörüne dayalı otoriter rejiminizi kurtarmak için gökten yardım gönderecek. şüphesiz allah müteahhitlerin yanındadır.

    korkun, korkun. bunlar daha iyi günleriniz.
  • üç dakika içinde yedi defa "ben bir üniversite hocası olarak" dedi.. ne kadar apolet meraklısı bunlar lan. burhan kuzu'ya da bilimadamı dedi.. başka bi gerçeklikte yaşıyorlar, onun için iletişim kuramıyoruz bunlarla.
  • çok feyizli bir abimiz. odtü'de okumuş. sosyoloji bölümünden 1990'da lisans, 1993'te yüksek lisans ve 1997'de doktora dereceleri almış. 1999 yılında doçent, 2005 yılında profesör ünvanları almaya hak kazanmış, 1992 yılından beri de selçuk üniversitesi fen-edebiyat fakültesi sosyoloji bölümünde akademisyenmiş. bryan s. turner'dan yaptığı max weber ve islâm isimli çevirisi kitap olarak yayımlanmış. değişik dergilerde yüzden fazla yazı ve ingilizce ve arapça'dan birçok makale ve çevirileri yayımlanmış. tüba’nın doktora-sonrası yurtdışı araştırma bursunu kazanarak abd’nin utah eyaletinde university of utah bünyesinde karsılaştırmalı bir çalışma yapmış, bu çalışmanın birçok kısmı değişik dergilerde yayımlanmış, değişik konferanslarda sunulmuş. abd'de university of maine’de libra foundation’un davetlisi olarak sosyal sorunlar ve sosyal değişim ile orta doğu sosyolojisi dersleri vermiş. sosyal bilimler, düşünce ve siyaset dergisi tezkire'nin genel yayın yönetmenliğini, sivil toplum dergisi'nin de eş-editörlüğünü yürütüyormuş. stratejik düşünce ve araştırma vakfı'nın kurucu üyelerindemiş. ve, bu kadar tahsil, tecrübe ve feyiz ile 29 aralık 2011 şırnak'taki köylülerin bombalanması olayına dair getirdiği yorum ise şundan ibarettir:

    "bu olay kime yaradı, ona bakmak lazım."

    çok ama çok derin bir stratejik düşüncenin meyvesi olduğu aşikar, daha önce hiç kimsenin sormayı akıl etmediği, aklından dahi geçirmediği bu mükemmel ötesi yorum, türkiye üzerine ışık gibi doğmuş, türkiye'de yaşayan tüm halkların el ele verip, tüm sorunları birlik içinde bertaraf etmeye karar vermelerine yol açmıştır.

    yani, böylesine bir derinlik ancak tahsille mümkün oluyor sanırım. "bu olay kime yaradı, ona bakmak lazım." evet. akademisyenlerimiz de olmazsa ne yapardık biz?
  • bu arkadaş sosyolog. kendisinin yakın arkadaşı benim tez hocamdı aynı zamanda oradan da tanırım, iletişimde yazdığı yazılar fena değildir o kadar hedefsiz eleştirecek değilim kendisini ancak geldiği nokta itibariyle tırlardaki silah itirafı, sözü ve güfteleri kendisine ait olan serok tayyip salli ala muhammed şarkısıyla yaza damgasını şimdiden vurdu. kendisine çağrım iyi kötü bir saygınlığı vardı akademide onun için kendisine yapma arkadaşım yapma canım benim diye sesleniyorum. ha bir de ben sosyologum toplumu iyi tanırım lafazanları bizim toplumda biraz havada kalır çünkü memleketteki herkes biraz sosyologdur.

    edit: lan tekrar dinledim sebepsizce omuzlarımı sallayarak tempo tutuyorum şarkıya, allahım sen yardımcı ol.
  • "anadolu neredeyse topyekûn bir göçmen toplumu olduğu halde, şu anda 'eski gelenlerin son gelenleri kabullenmemesi sorunuyla' karşı karşıya kalıyoruz." buyurmuslar. biz geldigimizde de zaten romalilar kirmizi haliyla karsilamislardi da biz simdi ayip ediyoz ha.

    tanim: ideoloji ugruna gerceklikten ve tarihten uzak yorumlar yapan prof kisilik.
  • sorsan bilimadamıdır, osmanlıcıdır ama soyismini osmanlıca yazmaya kalkıp da bunu becermekten aciz bir muhterem.
  • nihat doğan'ın islami tandanslı ve sosyologumsu versiyonudur.
  • akp'yi tv'de savunabilmek için fazlasıyla zayıf bir figür. nazlı buna 2 laf arka arkaya çakınca sesi gidiyor, morali bozuluyor falan.

    aynı hatayı galatasaray yıllarca barış özbek'le yaptı, sonuçlarını biliyorsunuz. tayyip'in buna bi şey yapması lazım.
  • şimdiye kadar hakkında genel bilgi yetersizliği, yandaşlığı ve retorik alanındaki acizliğine dair entry'ler girdim ve kendisiyle sadece alay ettim. şimdi ise alayı bir kenara bırakıyorum, zira bugün gördüğüm kadarıyla yasin aktay nefret söylemine imza atmış bulunmakta.

    şöyle bir tweet atmış:
    "ahir zamanda ağacın arkasına kim saklanacaktıı? ağaç çekilir, ortaya bütün arkaikliğiyle "batıl" batıllığıyla ortaya çıkar"
    https://twitter.com/…ktay/status/344763037867184129

    ağaçtan kasıt elbette gezi parkı direnişinin çıkış noktası. peki yasin aktay "ahir zamanda arkasına saklanılacak ağaç" ile neye işaret ediyor? şuna işaret ediyor (bkz: israil gargat ağacı yetiştiriyor efsanesi). avasas'tan alıntılayalım:

    ---şehir efsanesi gibi bir şey. ümmet efsanesi de diyebiliriz. en azından ümmetin bir kısmı inanıyor. hadis olduğu iddia edilen bir anlatıma göre, yehudiler ile müslümanlar arasındaki büyük savaş patladığında dağ, taş, ağaç aklınıza gelecek her şey arkasındaki yahudiyi haber verecekmiş müslümana: "ey müslüman arkamda yehudi var. gel öldür" deyu. lakin tek bir ağaç ses etmeyecekmiş. bu da gargat ağacıymış. zira o yahudilerin ağacıymış. işte yahudiler bunun için bu ağacı yetiştirmeye adamışlar kendilerini.---

    aktay, hem zaten başlı başına buram buram ırkçılık kokan bir şehir efsanesini hayatta tutarak, hem de direnişçileri yahudilerin (israil'in de değil, direkt yahudilerin, bkz. hadis) maşası olmakla suçlayıp klasik antisemitist komplo teorilerini gündeme getirerek nefret söyleminde bulunmaktadır. sonradan "ben yahudi demedim, fitne dedim. diyecek olsam siyonist demeyi tercih ederim." gibi saçma bir günü kurtarma hamlesi yapsa da, kapanışı tekrar "israil gezinin başarısı için duaya çkmış durmda" gibi durumu sıvayan bir söylemle yaparak, nefret söylemi konusunda herhangi bir tereddüte mahal bırakmıyor.

    ve ben ne yazık ki "ırkçı" tabiri bu mecrada gg olduğu için kendisine sadece "nefret söylemcisi" diyebiliyorum. kısmet.
  • dünya gözüyle rezil olmanın şerefiyle nurlanmış kişi. odtü'deyken ulus baker ve necmi erdoğan'ın peşinde fır dönerken, bugün nereye kapılanacağını iyi bulmuş, lakin en uzağa ben işeyeyim derken donlara sıçıp batırmış bir siyaset fırıldağıdır.
hesabın var mı? giriş yap