• -hiç üzülme duygucum şimdi senin için başlık açıcam.
    ........
    ........
    -bak
    +aa tatlı kız da demişsin :)))
  • alıntı bölümünden yola çıkarak; klişe ve bir hevesle yazılmış olduğunu söylemek isterim.
    şu kadar yazıda bile hiçbir duygu alamadıysam, reddedilmesi normal karşılanabilir diyebilirim. tabi kendi kişisel görüşlerimdir.

    ama victor hugo ile kıyaslaman çok cesurca olmuş, ha bir de komik.

    sen 14 satırda okuyucuya duyguyu aktaramıyorsan; bir daha yapma o işi zaten. victor hugo 1 satırı ile seni nakavt eder onu da belirteyim.

    edit; arkadaş trollmüş. ayrıca virginia woolf'un romanı diyenler olmuş. bilmiyorum bakmadım da, ama yine de beğenmedim. fikirlerimin arkasındayım.

    edit2: mesajlar akıyor yağ gibi maşallah
  • yazarın birkaç entrysine baktım da ironik bir tarzı var. bu da bu konuyu da ironi amaçlı açtığı kanısını uyandırdı bende.
    yoksa (eğer bu cümleler başka bir kitaptan alıntı değilse veya yazarın başka bir kastı yoksa) sadece güzel cümleler içeriyor diye veya ilginç bir konusu var diye bir metnin iyi bir roman olmayacağını bilirdi.

    yayınevlerinin bazen iyi romanları reddettiği de olur ama dört yayınevi de reddettiyse bir bildikleri vardır sanırım.
  • şurda otursam, enerjimi versem, tatlı kızın yazdığı ve alıntılanan kısacık cümlelerden beş yüz hata bulurum; ama biliyor musun, hiç iştâhım yok.

    ekleme: bazıları yemeyip içmeyip yeşillendiriyor, nerden alıyorsun bu özgüveni diye soruyor. cevaplayayım efenim, hâlihazırda üç romanım var piyasalarda.

    tanım: yazar olmak için tatlı olmak gerektiğini beyân eder yazar başlığıdır.

    ekleme iki: woolf, v. iletişim yay. 2017, istanbul. kitabın künyesi bu. hâlâ otursam, çeviri türkçesini eleştiririm. virginia woolf’un yazarı olması, çeviri yapanın dili mahvetmeyeceği, bombok hâle getirmeyeceğinin teminâtı değildir. her ne kadar kitabı tomris uyar çevirse de! zirâ kendisinin allahmuhafaza salinger çevrilerine denk geldim. bilenler bilir, faciadır. ha, kitabı okumamış olmam benim için bir kusur ve eksikliktir onu fark ettiren bir başlık oldu.

    ayrıca başlık sahibine de hevesle ve şevkle eksiyi verdim. trollük yaparak hayatının çoğunu kaplayan boşluğu eğlence ile doldurabiliyorsak, ekşisözlük ahalisi olarak ne mutlu bize! (bkz: dangalak)
  • genç yazarları desteklemek gerektiğini düşünmekle birlikte, dosto, balzac ve hemingway gibi yazarlar ile konu olan yazar arkadaşı şu örnek metin ile karşılaştırmak da saçmalamanın dik alasıdır. “kocaman camlı”, “karnabaharlar üstündür bence” gibi betimlemeler edebi eser için oldukça tehlikelidir zira. o yüzden ustalarla kıyas yapmak yerine yazar arkadaşın diline yapıcı eleştirilerle onu savunabilir ve yukarıya taşıyabilirsiniz.
  • cümlelerde nokta yoktu okuyamadık
  • neyse ki albert camus ile kıyaslamamış. yoksa çok sinirlenirdim. albert camus edebiyattaki yumuşak noktam. geçen aylarda aslında çok da iyi değildi diyen bir arkadaşımı gözüm görmek istemiyor. biliyorum saçmalık ama böyle. taşınırken bir posteri denk geldi elime. şu an salonda duruyor. gördükçe gülümsüyorum. o yüzden neyse ki entry’de onun adı geçmiyor. geçse çok fena konuşurdum. zaten cinlerim tepemde.
  • viktor hugo’nun kıskanacağı tatlılıkta bir kız.

    edit: düşene bi depih de biz vuralım.

    önemsiz not: kardeş sen gibi 10 kişi tanısa bu tatlı kızı ve onlar da gidip liseden 3 tane arkadaşına anlatsa bu tatlı şeyi, o üç kişi de 3’er lise arkadaşına şaapsa. dünya sıtarı olur.
hesabın var mı? giriş yap