• (bkz: suc ortakligi)
  • karsilikli yararlilik durumu.
  • dünya üzerindeki tüm ilişkilerin temelini oluşturan kavramdır. en yakın arkadaşla, sevgiliyle, aileyle olan ilişki bile çıkar ilişkisidir. onlara karşı yaptığımız herşeyin amacı aslında kendimizi mutlu etmek isteyişimizden kaynaklanır.
  • ta çocuk yaşlarda kurulmaya başlanan ilişki türüdür.
    -erkek çocukları iyi futbol oynayanlarla aralarını iyi tutmaya çalışırlar, çünkü maçta yenilmek istemezler, onların takımında olmak isterler. eğer araları bozuk olursa büyük ihtimal takım arkadaşlarını kendisi seçecek olan o yetenek abidesi, kendilerini takıma almayacak korkusu vardır. cips paylaşılır, eğer isterse cipsin içinden çıkan şey ona verilir, bir yaş bile büyük olsa "abi" denilir.
    -kız çocuklarıysa güzel barbie bebekleri, mutfak takımları olanlarla iyi geçinmeye çalışırlar, çünkü bebeklerinin saçı kesilmiş, yüzü boyanmış kızlarla, hele hele bebekleri barbie değil de bezdense, mutfak takımları eksikse, evcilik oynamak pek cazip gelmez.
    -sonra ilkokula geçilir, bu sefer kantinden kendisine ayran, kola, meyve suyu gibi şeyleri tek kelime söylemeden alabilecek kişilerle ara iyi tutulur. bir de matematik problemlerini rahatlıkla çözebilenlerle.
    -ortaokulda kantin müessesesindekiler dışında bir de sınıfın inekleriyle iyi geçinmeye çalışılır. ödevler paylaşılmalı, gereken sınavlarda kopya alınmalıdır çünkü.
    -lisede de ortaokuldakiler devam eder ancak bir fark vardır, işin maddiyat yönü artmıştır. sigara, kaset, cd, bira girer işin içine. bir de öğretmenler eklenir bu gruba ki 80'ler 85 olsun 60'lar 70 olsun, sınavlarda bonkör davranılsın. öğretmen her görüldüğünde "günaydın" denilir, hal hatır sorulur. üç beş kendini bilmez yüzünden hoca "sınavlarda zor sorucam artık" derse tüm sınıf seferber edilir, çiçekler alınır, hediyeler alınır.
    -üniversitede finaller için ilişkiler kurulur; iş hayatında maaş için, iki üç yılın garantisi için.
  • butun iliskilerin icerisinde en berbat olan iliskidir. hicbir ortak noktaniz olmayan bir adamla ya da kadinla, al ver, al ver, ticaretten baska birsey degildir. ne yazik ki is hayatinda ozellikle bu tur iliskilerin idame ettirilmesi gerekir, is denilen fesatlik bu yuzden de kotu birseydir :)

    benim de basima son zamanlarda istemedigim halde gelen boyle bir iliski oldu. ben adamla arkadaslik yapmaya calisiyorum ama adamin belli bir derdi var. onun disinda hicbirsey istemiyor. uzun hikaye ama... olay su raddeye vardi. adam resmen benim yillarimi harcayip yaptigim akademik kariyere hakaret etti, bu yasina gelmissin hicbirsey olamamissin hayatta demeye getirdi. kendisi de okumamis. guler misin aglar misin simdi. baska bir zaman bana 500 dolar ver seni bilmemneden once cikarayim dedi. ben yine alttan aldim. ama herifcioglu hala bir cok istekte bulunuyor. ayni zamanda eski kiracim. adamdan anahtari geri vermesini istiyorum, vermiyor. anahtari degistirtmek zorunda kaliyoruz. hani adamin istedigi ufak tefek seylerin karsiliginda kendince iki uc sey geri veriyor takas hesabi ama benim ihtiyacim olan seyler degil. herif boyle bir davranista bulunduguna gore de kesinlikle arkadas degil. herhalde oyle de gorulmek istemiyor? e peki bu adamla olan iliskim nedir benim, cikar iliskisi degilse sadece? igrenc bir durum iste.

    o yuzden tavsiyem bu tur iliskilere mumkunse girmeyiniz. zararli cikma ihtimaliniz de var ustelik, bunu da dusunun.
  • "baktı. gözleri tanıdığını bildiriyordu beynine. lakin az tanımış olmanın vermiş olduğu çekingenlikten mi yoksa sadece konmak istemediği için mi benimle konuşmadı, bilemedim. merdivenlerden arkasına bakmadan indi. arkasından sessiz adımlarımla akşamın karanlığında indim bende merdivenlerden. hızlıca yürüyordu, belki de daha çok kaçıyordu.

    köşeyi döndü. görünmez oldu."

    yoğun bir iş günü olacak biliyorum, dediğim bir gündü. böyle günleri sevmez genelde kimse. iş yoğunluğu arttıkça işin stresi de yoğunlaşır zihne. kaçışınızın işi bitirmek olduğunu bilirsiniz, seriş çalışırsınız ama bu da sizi beden yorgunluğuna götürür. sakin olmak bazen çözüm değildir. tek yapabileceğiniz şey, sabretmek, sakin düşünmek. saate odaklanmak işleri daha da zorlaştırabilir böyle günlerde. niye ilerlemiyor bu saatler diye düşünürseniz kaybetmişliğinizi alenen ilan etmiş olursunuz.

    böyle günlerde sadece normal insanlar tüketmez sizi. telefonlarınız susmaz olur, işi düşen, sizi işi düştüğü için aylardır kaybolmuş gibi ortalarda gözükmeyen insanlar, bir günde kırk yıllık arkadaşınızmışçasına ortaya çıkarlar ya, şaşar kalırsınız. sahte gülücükler, hal hatır sorma yapmacıklıkları, işlerin yoğunluğundan dem vurmalar.. insanların ne kadar çabuk deri değiştirebildiğine şahit olmak inanın bazen çok ürkütücü olabiliyor.

    işte onlardan biriydi bu selamsız bey. o gün bana işi düşmüştü. eminim sohbetinde biraz daha kalsam adımı dahi bilmediğini yüzüne vurabilecek seviyeye gelebilirim. nasıl olmuşsa daha önceden bir şekilde tanışmışız, ikimizinde hatırlamadığı bir neden büyük ihtimalle bu. şimdi karşımda ve bana samimiyet dalgaları sunuyor. insanların başkalarına işi düştüğünde girmeye çekinmedikleri yapmacık haller tam anlamıyla bir işkence yöntemidir. yapabileceğiniz tek şey geçsin diye dua etmek olur. yoğun iş temposunda bir de onunla uğraşmak, çekilir eziyet değildir. işte bu eziyeti sonlandırmak için adımı dahi bilmeyen selamsız beyin işini halledip deyim yerindeyse defettim başımdan. çünkü gün içinde gelecek olan diğer selamsız beyler muhakkaki olacaktı. kendimi yıpratmanın yeri yoktu.

    kimin sözüydü tam hatırlamıyorum, lakin şu noktaya son derece uygun düşer sanırım. alman olduğunu hatırladığım o bilge "dünyadaki en büyük imparatorluk, çıkar imparatorluğudur." demiş. büyüdükçe, iş dünyasının katı çepherini ve insanların bu çepher içinde düştükleri hali gördükçe daha çok hak vermeye başladım bu söze. çıkar uğruna savaşlar dönüyor dünyada. dünya, bir çıkar imparatorluğuna dönüşmüş, efendiler elinde bir kukla olmuş vaziyette. bunu en üst tabakadan kişiliklere kadar indirgeyebildiğinizi görmek gerçekten düşündükçe can yakan bir durum.

    geçen akşam işten eve dönerken tren istasyonunda gördüm iş yerinde benimle çok samimi olan selamsız beyi. akşamın soğuk yüzü insanlara bulaşmıştı o vakit. karşımdan geliyordu. farketti beni, köşeyi döndü. selam vermedi.
  • bu tip ilişkilerde genelde kişiler bu durumun farkında değillerdir. birbirlerini sevdiklerini düşünürler, fakat çoğu şey yalnızca çıkarlara dayalıdır. aslında her şey çıkarlara dayalı değil mi sanki..
  • abd-rte ilişkisidir. her ne kadar çıkar ilişkisinde iki tarafta karşılıklı fayda sağlasada bu ilişkide* sadece bir taraf fayda sağlamakta diğeri fayda sağladığını sanmaktadır.
  • (bkz: tutti frutti)
    (bkz: aç aç aç)
  • tahminimce en uzun soluklu ilişki türü. daha fazla çıkarı daha az riskle ve daha az zahmetle sunacak yeni biri çıkana kadar dayanıyor.
hesabın var mı? giriş yap