• (bkz: dennis the menace)
    türkiyede afacan filan denilip şirin gibi gösterilmeye çalışılsa da ufakken hiç sevmediğim çizgi filmdi. şahsen komşusu bay wilson kadar hınçlıydım bu sarı piç kurusuna. üstüne üstlük nereden geldi bilmiyorum ama üstünde bunun resminin olduğu kahverengi bir kazağım vardı benim. çocukluk fotolarımın çoğunluğunda üstümde olduğunu görünce nasıl bastırılmış bir öfke ile büyüdüğümü şimdi çok daha iyi anlıyorum aq.

    afacanmış, fırat çakar sana lan. bokum gibisin sen.
  • bu akşam hakkında engin bilgi sahibi olduğum, köpeğini dennis'den haylaz bulduğum çizgifilm. ayrıca artık çizgiromancısından nefret ediyorum.teşekkürler arslanpelin, sen de bil sevildiğini.(arslanpelinden öğrendiklerimi anlatıyorum):
    henry king hiperaktif çocuğunun hayatını yazarak milyoner olmuş, walt disney'de çalışma imkanı bulmuş ancak oğlunu bir yurda terk etmiş ve sadece para göndermiş.bunun dışında zerre merak etmemiş.
    evlat olsa sevilmez belki ama evlat sonuçta sevilmeli.
  • 61 yaşındaki giren çizgi film kahramanıdır. orijinal lakabıyla "yaramaz çocuk" dennis.
  • --- spoiler ---

    henry king ketcham adında bir adam tanıyor musunuz? ketcham, 1920 doğumlu bir adam. amerikalı. 40’ların başında alice adında bir kadınla evlenir. 44’te bir çocukları olur. kısa adı hank olan henry king, bir çizerdir. çok yetenekli bir çizgiromancı. ama iki büyük sorunu vardır: uyuşturucu bağımlısı karısı ve hiperaktif çocuğu. bir gün, aile hank’in atölyesindedir. bir saniye bir sabit durmayan çocuğa tokat atan alice, dönüp hank’e şöyle der: “senin oğlun tam bir tehdit!” hank, bir hafta sonra beş buçuk yaşındaki bir çocuğun sonsuz yaramazlığı üzerine kurulu bir çizgiroman senaryosu yaratır. kahramanın adı çocuğunkiyle aynıdır: dennis the menace. yani bizde bilindiği adıyla afacan dennis. hank, çocuğunun yaptığı bütün yaramazlıkları, kesinlikle müdahele etmeden izler, kaydeder ve daha sonra hepsini çizgiromana aktarır. 1951’de dennis the menace adındaki çizgiroman ortaya çıkar ve bir gazetede yayımlanır. 1959 yılında alice ketcham –ki çizgiromandaki dennis’in annesinin adı da alice’tir– aşırı dozdan ölür. hank çocuğunu yatılı bir okula terk eder ve cenevre’ye taşınır. dennis’e sadece para yollar ve onunla hiç görüşmez. oysa oğlu, çizgiromandaki adıyla dennis mitchell olarak her zaman karşısındadır. çünkü bu arada çizgifilmleri yapılmaya, çizgiroman albümleri dünya çapında tanınmaya, amerikan televizyonunda dizileri çekilmeye başlanmıştır. geçek dennis ise bu esnada girdiği bütün okullardan atılır ve vietnam savaşı’na katılır. serserinin teki olan dennis ketcham savaştan döner ve sefalet içinde yok olur. 1977’de babası amerika’ya döner. dennis’in annesi dışında iki kadınla evlenmiş olan hank, ölmeden önce sorulduğunda şöyle der: “oğlum mu? bilmem. galiba doğu’da bir yerlerde…” dennis the menace’ın çizgiroman albümleri dünya üzerinde elli milyondan fazla satmıştır ve hank dolar milyoneri olmuştur. kendi yaramaz çocuğu sayesinde. yaramazlığına dayanamadığı için terk ettiği çocuğu sayesinde. işte, zamanında walt disney için bile çalışmış olan henry king ketcham denilen bu adam dünyanın sayılı orospu çocuklarından biridir ve bütün bunları çok az insan bilir.
    --- spoiler ---
  • hic sevmediğim 6-7 yaşlarındayken okuldan geldiğimde mecburiyetten-başka kanalda çizgi film olmadığı için- izlediğim soluk renkleri ve ne bir komik ne de çekici macerası ve diyalogu olan bir garip çizgi filmdi. show tvde yayinlaniyordu sanırım. düşününce hatırladığım çikolatalı ekmek, sofra bezi* ve mecburiyetten izlediğim bu çizgi film. benim için mutsuzluğun tanımı resmen.
  • çocuk psikiyatrisine olan ilgimin kaynağı olan alt metni trajik çizgi film. fox kids isimli kanalda genelde akşam 19 civarı yayınlanırdı. aklımda kalan en güzel hislerden biri olan cuma akşamı+biten ödevler+son 2 saat beden olmasının sonucu olan tatlı yorgunluk+ tüm lambaları yanan sarı ampullu büyük avizeler+huzur kombinasyonunu arşa taşıyan pastadaki çilek ise bu çizgi filmdir.
  • çocukluğumda bu çocuğun istediğini yapma rahatlığına özenirdim
hesabın var mı? giriş yap