• artık resmi olarak kurulmuş parti. kurucular kurulu’nda, aralarında leyla zana, hatip dicle, orhan doğan, selim sadak, sırrı sakık ve sedat yurttaş** gibi eski dep milletvekilleri ile dehap eski genel başkanı tuncer bakırhan ve yöneticilerinin de bulunduğu 411 kişi yer almış. ahmet türk kuruluş sonrasında açıklama yapmış ve biz "70 milyonun partisiyiz" demiş. eminim öylesinizdir. çok merak ediyorum kürt sorununa kendi perspektifinizden çözüm dışında türkiye'yi ilgilendiren ne gibi bir politikanız var ? mesela karadeniz'de balıkçılık hakkında bir politikanız var mı, umrunuzda mı ? ya peki dış politika, demoggratigg partinizin kuzey ırak'taki kürtler dışında diğer konular hakkında politikası var mı ? mesela türki cumhuriyetlere yönelik politikanız nedir ?
  • http://www.hurriyet.com.tr/…ndem/3566934.asp?gid=69
    ___________________
    ‘kapatmayın’ mektubu

    demokratik toplum partisi eşbaşkanları aysel tuğluk ve ahmet türk, roj tv için danimarka başbakanı rasmussen’e ‘kapatmayın’ mektubu gönderdi.

    ‘türkiye’de yaşayan 25 milyon civarında kürt’ün mücadelesi ve ab’nin baskısıyla’ kürtçe konusunda çeşitli açılımlara gidildiği belirtilen mektupta, şöyle denildi: ‘kürt halkı kendi diline, kültürüne duyduğu ihtiyaçtan dolayı roj tv’yi izliyor. kapatılma talebi kürt halkında kaygı ve endişelere yol açıyor.’
  • (bkz: demokrakik)
  • recep tayyip erdoğan'ın yaptığı, "pkk'yı terör örgütü olarak tanımlayın, gelin konuşalım" mesajını büyük bir üç kağıtla, milleti keriz yerine koyarak verdikleri yanıtla gözden düşmüşlerdir.

    ahmet türk özetle, "başbakanın yaptığı çağrı çok önemli. biz de köprü olmak isteriz barışta! tabi silahları bırakmak önemli falan fıstık"

    oldu anam, sen bu kafayla gidersen ancak leyla zana'nın gittiği yere gidersin...
  • kürt siyasal elitinin pkk gölgesinde kalmışlığının göstergesi olarak eleştirilmesi doğrudur.. lakin sırf bu noktadan bahsetmek için bu partiye dair lafız kurgulamak ise geri dönüşsüz bir yanlıştır..

    türkiye'nin kürt sorununa çözüm sağlama uğraşı içinde olan bir dili pkk gölgesi var diye reddetmek çözümsüzlüğü dillendirmektir..bir bakalım çözüm diyerekten ağzımızda sakız ettiğimiz anlamlar bütününe: çok kısa özetlemek gerekirse kürt sorunu, bu ülke içerisinde varlığı kabul edilmiş olan kürt topluluğunun siyasal ve etnik, kültürel olarak kamusal ve yönetsel alana tercüme edilmesinin namümkün olması sorunudur..bu tanıma itiraz edenler seçim barajını bir kaldırırsak yarın bunlar bağımsız olmak için tuttururlar diyen bir zümredir..lakin yaptıkları analiz fazlasıyla gerçekliklten uzak ve nedenselleştirme yoksunudur..

    yani kürtler bu ülkede kendi öz benliklerini günlük hayat içerisinde normal bir düzeyde yaşayarak kendileri kolayca bu ülkenin bir vatandaşı olarak hissedebilirler. bunu sağlamak güçlü ve iktidar olan türkiye cumhuriyetinin elindedir..yani kürtlere meclis yolunu açarak temsiliyet hakkı tanımak, anadillerinde eğitim ve yayın imkanlarını sunarak kendilerini yaşamalarına fırsat vererek bu sorun aşılabilir..

    peki ilk ayağı gerçekleştirirken türkiye; demokratik toplum partisinin dışında bir kurumsallıktan destek almadan ayrılıkçılık düzeyinde olmayan ulusal bir bilinç etrafında yoğunlaşmış kürt topluluğunu vatandaşlık düzeyinde bir algı ile nasıl kendi bünyesine kanalize edebilir? bu sorunun cevabı çok nettir: neredeyse tüm "kürdüm ben" diyen kürtlerin temsilcisi olan bir politik çizgi dışında çözüm bulmak mümkün değildir..

    çözüm "eğer olacaksa" ancak bu şekilde olabilir..eğer şiddet kullanarak kürt politik hareketini sindirip türkiye'yi selahiyete kavuşturabileceğine inananlar varsa önce dönüp pkk'ye olan toplumsal desteğin ne zaman azaldığına baksınlar..gördükleri şey negatif barış süreci olan 1999-2005 yılları arası olacaktır..bu sözler bütününden "çözüm için demokratik toplum partisine türkiye cumhuriyeti muhtaçtır" gibi basit bir güç ikiliği çıkarsamamak gerekir..nitekim çözüm süreci boyunca, şu anda çözümsüzlüğün iki tarafının da marjinal taleplerinin kabul edilebilir seviyeler ineceği bir aşama arz edecektir..

    örneği şudur: pkk'liler için genel af talebini hemen her fırsatta dillendiren bir taraf politik ve kültürel hakların sağlanması durumunda bu söyleminden vazgeçme, dağdan inecek olan pkk'lilerin cezai durumlarını çektikten sonra normal hayata dahil olmalarını seve seve kabulleneceklerdir..evet, uyuşmazlık çözümü bir pazarlık arenasıdır ilk etapta; elbet ağızlarda "çözüme dair bir dil" var ise.. eğer yok ise tüm söylediklerimin gerçeksel değeri sıfırdır..
  • "ab, dtp'nin ‘pkk tutumunu' not etti

    avrupa komisyonu türkiye temsilcisi hans jörg kretschmer, daha önce dtp’ye yönelik yaptığı, “pkk ile aranıza mesafe koyun” açıklamasına karşın, dün dtp kongresi'nde yapılan “pkk ile aramıza mesafe koyamayız” açıklaması için yorum yapmayacağını söyledi. kretschmer, “yapabileceğimiz bir şey yok, yorum yapamam. ancak not edebilirim” dedi...."

    http://www.hurriyet.com.tr/gundem/4649066.asp
  • hep,dep,hadep çizgisinden gelen bir parti olarak türkiye'deki kürt politikasının bütün hastalıklarını az ya da çok bünyesinde barındıran bir siyasi harekettir.ama yine de türkiye demokrasisi bakımından kilit noktadadır,çünkü kürt halkının temsili için dikkate alınabilecek yegane partidir.son kongrelerine irlanda ve bask ülkesinden gözlemciler davet etmeleri de çok doğrudur kanımca,çünkü bu iki halkın "milliyetçi" örgütlerinin deneyimlerinden ve tarihlerinden öğrenecekleri pek çok şey var.
  • bütün milliyetçiliklere karşı olan bu satırların yazarının kürt milliyetçisi yaklaşımından rahatsız olduğu,fakat siyasi arenada aldığı bu konumun da bu ülkenin yakın tarihindeki bazı süreçlerle bağlantılı olduğunu bildiği siyasi partidir.

    türkiye'de kürt milliyetçiliğinin bugün bulunduğu noktaya geliş sürecinde neler oldu bir düşünün?önde gelen kürt aileleri defalarca sürgün edildi,mustafa muğlalı olayları oldu,diyarbakır cezaevinde neler neler yapıldı.ve ne yazık ki kürt milliyetçiliği de bugün kürt kimliğinin tek kendini ifade ediş tarzı haline geldi.ve eğer bugün kürt milliyetçiliği bir şekilde varolacaksa da adam öldürerek değil,seçimlere iştirak ederek varolmalıdır.
    bu ülkede dep'li milletvekilleri meclisten zorla dışarı atıldı,evet belki onlar meclis kürsüsünden saçma sapan şeyler söylediler,ama bu onlara yapılan muameleyi haklı gösteremezdi,çünkü bu mecliste kürt halkı adına öyle yada böyle birşeyler söyleyebilecek insanlarla dialogu tamamen imkansız hale getirdi.

    bugün bir kürt sorunu varsa bu ülkede,bu sorun ancak demokratik bir yöntemle gerçek bir çözüme kavuşturulabilir ve dtp'nin mevcudiyeti de bu konuda çözüm için bir avantajdır.terörizmden hepimiz nefret ediyoruz, ama terörizme duyduğumuz nefret yüzünden asla demokrasiden taviz veremeyiz.kaldı ki kürtlerin kendini ifade etme şansı olsaydı, türkiye pkk terörizmini belki de asla yaşamayacaktı.

    ispanya bask sorununda, ingiltere kuzey irlanda sorununda çok yol aldı son yıllarda,aynı başarıyı türkiye'nin tekrarlamaması için hiç bir sebep yoktur.
hesabın var mı? giriş yap