• bosnakca'da kadinlar icin iyi demek.. (bkz: dobro) (bkz: dobr)
  • saklızı gizlisi olmayan, herşeyi herkesin yüzüne kar$ı çekinmeden söyleyen. (bkz: açık yürekli) (bkz: harbi)
  • (bkz: dobra dobra)
  • (bkz: kaan dobra)
  • ksbp runway11'e yaklaşmak için kullanılan intersection.
  • slav dillerinde iyi demek.
  • sihirli sözcük. bir kere bu sıfatı adınızın (ya da ortama göre nick'inizin) önüne aldınız mı artık çene ishali olup mutemadiyen sıçsanız da batırsanız da farketmez. aklınıza gelen herşeyi, üzerinde fazlaca kafa yormadığınız, yormaya gerek duymadığınız tüm yargılarınızı, tüm hezeyanlarınızı, öfkenizi, ezikliğinizi gönül rahatlığı ile kamuya sunabilir, bunu yaparken sesinizi biraz da tok çıkarmayı başarabilirseniz, boşboğazlığı dürüstlükle karıştıran denyo bir kitlenin sevgilisi olabilirsiniz.
    diyeceğim o ki böyle yeterince kalabalık bir kitle bulabilirseniz fırsatı kaçırmayın, başlayın saydırmaya. saydırırken de düzenli aralıklarla damarlarınızdaki asil kanda mevcut bulunan dürüstlüğe vurgu yapın, sık sık birilerine "yalaka, iki yüzlü" diyin ki "dobra"lığınız iyice pekişsin, arada "lan iyi hoş da bariz saçmalıyor bu" diyenler dürüstlüğünüze saldırmış gibi görünsün. afiyet olsun...
  • fevkalâde kullanışlı etiket.
    bir kez kendisine bu etiketin yapıştırılmasını sağlayan kimi insanlar, artık bütün sözlerine inanılmasını ve canları ne isterse söylemelerine izin verilmesini bekleme hakkını edinmiş sayarlar kendilerini.
    işin kötüsü sadece o dobraların değil dobralığa mâruz kalanların da böyle düşünmesidir.
  • sao tome ve principe'nin para birimidir. 100 centavo değerindedir.
  • şahsıma; harbi olmaktan çok, patavatsız olmak gibi gelmiştir hep.
hesabın var mı? giriş yap