• özellikle de i.ö. 1. yy.'da roma yunan'ın kültürel hegemonyası altında ezilmeye başlamıştı. horatius "kılıçla baş eğdirdiğimiz yunancıklar kültürleriyle/sanatlarıyla bize egemen oldular" minvalindeki lakırdıları damacadan bardağa döküyordu. cicero ise kendi gibi cumhuriyetçi ve mukaddesatçı olan, dahası "roma'da felsefeye roma vatandaşlığını veren adamdır bu" dediği cato'yla birlikte bir elinde yeniçağ gazetesi diğer elinde latince-yunanca sözlükle yunan dilinin latin diline kültürel baskınlığını sona erdirmeye "çoktan" başlamıştı. bilhassa felsefe sahasında latincenin yunancadan hiç de geri kalmadığını göstermek adına başta platon olmak üzere türlü filozofların eserlerindeki felsefe terimlerine latince karşılıklar arıyor, bulamayınca kendi terim uyduruyor ya da yunancasının transliterasyonlu ya da transliterasyonsuz halini olduğu gibi alıyordu. amacı latinceyle de felsefe yapılabileceğini yunan'ın kültür emperyalizminin sağlı sollu atakları karşısında latinliğini unutmuş ve kimi sözlüklerde "latincenin yetersiz bir dil olması" başlıklarını açan vatan haini romalılara göstermekti. işte cicero'nun bu amaç doğrultusunda latince karşılık aradığı terimlerden biri de başlıktaki epokhe'dir.

    cicero buna, daha sonra tüm felsefe-bilim tarihi boyunca orjinaliyle birlikte kullanılacak olan şu tamlamayı önermişti: retentio assensus. (acad. ii.18.59)

    aslına bakılırsa retentio assensus çevirisi biraz düşündürücüdür. niye mi? düşündürücüdür, çünkü... neyse burası epokhe başlığı, yani yeri değil. retentio assensus başlığına gidiyoruz hadi. devamı orada.
  • "koy gotune gitsin"in felsefi tarzda soylenisidir. cumle icinde kullanilmasina ornek; "dun epokhe dedim".
  • felsefecinin; "yargıda bulunmama", "yargılarını askıda tutma " tutumudur. doğru bilginin mümkün olmadığını savunan felsefecilerin,
    varlık, oluş, bilgi, etik vd. hakkında kesin yargılarda bulunmama tutumudur.
  • husserl'in felsefeyi kesin bir bilim olarak inşa etme yolundaki fenomenolojide önemli bir yere sahiptir bu kavram. paranteze alma olarak kullanılan manasıyla şeylerin kendi bilincine varabilmek için tüm duyguları, önyargıları vs dünyevi her bir haltı yok sayma, demin de söylediğim gibi paranteze alma işlemine deniyor bu epokhe.
  • yargisizlik, yargi vermeme durumu. bunun nedeni olarak, hicbir seyin kesin olarak olarak bilinemedigi dusuncesi yatar. bu yuzden, yargida bulunulmamasi gerektigi dusunulur. suphecilik baskindir.
  • "bildiğim tek şey hiçbir şey bilmediğimdir; ki bundan da emin değilim" sözünü temel alan davranış biçimi. kuşkuculuk, erteleme, tarafsızlık, bekleyelim görelim, olursa ekim ayına kadar vs. gibi halı altına süpürme tekniklerinin tekmili birden detaylandırılarak bu başlığın altına örnek olarak yazılabilir. hatta bir rivayete göre isviçre bayrağını güneşe tutunca epokhe yazısı beliriyormuş, gerisini siz düşünün. ya da düşünmeyin, bırakın dağınık kalsın.
  • 2017'nin sonu ile birlikte epokhe.press adresinde yayın hayatına başlayan online sosyal bilimler dergisidir.

    internette, şeffaf bir hakemli dergi güzeldir.

    internete okunacak yeni şeyler biriktirmemize sebep olmuştur.

    ilk sayısı zygmunt bauman üzerinedir.
  • fenomenolojide de yer tutar. husserl için epokhe yargının askıya alınmasıdır.
  • husserl'in fenomenolojisinin tıpkı descartes'in de yaptığı gibi herşeyi bir kenara koyarak düşünmeye başlaması için kullandığı felsefî yöntem. paranteze alma olarak anlaşılması gereken terim, bir olgu karşısında sağlam bilgiye ulaştıracak yolun o olgu hakkında şimdiye kadar bildiğimiz tüm şeyleri bir kenara bırakarak başlaması gerektiğini ifade eder.
  • (bkz: septisizm)
hesabın var mı? giriş yap