*

  • sef erol erdinc yonetminde, cok basarili konserlere imza atan orkestra.
  • geçtiğimiz hafta içi beytepe stadyumunda şahane bir carmina burana gecesi yaşatmış topluluk.
  • yaklaşık 4 sene önce kurulan, şuan itibariyle yaklaşık 30 kadrolu sanatçıya sahip olan, çoğunluğu h.ü.d.konservatuvarı mezunlarının oluşturduğu, ayda 1 (bazen 2) kez, genelde hacettepe merkez kampüsteki "m" salonunda konserler veren, yılda bir kaç kez yurtiçi ve yurtdışı turnelere çıkan, yaş ortalamasının 25 oldugu, çok çalışan ama az konser yapan, bünyesinde en az 10-15 senelik arkadaşlık ilişkilerinin olmasindan dolayı mutlu ve hoş bir ortamı olan, benim de uyesi oldugum ve gurur duyduğum, kadro meseleleri yüzünden malesef geleceği henuz pek belli olmayan; orkestram.

    (bkz: hacettepe akademik senfoni orkestrası)
  • hepsi birbirinden profesyonel sanatçılardan oluşmuş, dinlemeye doyamayacagınız; cso 'ya tas cıkartan orkestra.
  • konserlerinden herhangi birine şanseseri gidildiğinde bile fena şekilde bağımlılık yapan, her hafta konserleri olsa da her hafta gitsek dedirten orkestra.
    hele hacettepenin hastane cenneti sıhhiye kampusu insanlari icin bulunmaz nimet. allahtan bu aralar sıkça konser veriyorlar da özlettirmiyolar kendilerini.
    (bkz: 21 şubat 2008 hacettepe merkez kampusu m salonu saat 19.00)
    bilet fiyatlarının öğrenciler için 2 ytl, öğr. görevlileri için 4 ytl olması da ayrı bi guzelliktir. ki bu staj icin hacettepeye gelen avrupalı öğrencilerin ağızlarını açık bırakmaktadır.
  • bu yılın ikinci alexander rudin konserini m salonu'nda* izledik. bu kez dvorak'ın konçertosunu çaldı baba. gelgelelim yüzde doksanı öğrencilerden oluşan hacettepe senfoni orkestrası'nın (bu ülkede konsertuvarda okuyan çocuklar bile mafya dizilerindeki katiller gibi giyiniyor, bakıyorsun daha bıyıkları terlememiş ama pis sakalla gezip yerlere tükürüyorlar; yeni gelen kuşaklar, dolayısıyla da ülkenin geleceği hakkında çok karamsarsın demezler mi bir de bana, öpesim geliyor onları!) evet, orkestranın korkunç eşliğinin çamurunda parıltısını ancak görebildik rudin'in, olabildiğince. üstüne üstlük ilk bölüm "allegro"dan sonra salon kapılarının açılıp büyük bir gürültü patırtıyla içeri doluşan kalabalığın verdiği rahatsızlığın da etkisiyle olacak, konçertonun sonunda alkış parçası bile çalmadan izleyiciyi esenleyip gitti ünlü viyolonselci. tatsızdı. istemihan taviloğlu'nun ikinci yarıda çalınacak olan yapıtlarını dinlemek istesek de, orkestraya daha fazla dayanamayacağımız için bastık sakarya'ya yürüdük simge'yle, midye ile kokoreç yemeye. erol erdinç böyle bir düzensizliğe, özensizliğe, aldırmazlığa nasıl oluyor da göz yumuyor anlayamadık.
  • sitesinde 2011-2012 sezonu etkinlik programı hala olmadığı için kendisinden haber alınamıyor. şef erol erdinç'in rengim gökmen'den boşalacak csb'deki koltuğa geçecek olması bunda ne derece etkili bilinmiyor...
hesabın var mı? giriş yap