• belirli bir sure viskoz tutulabilen malzemenin
    bir kalipla tanimlanmis bicime getirebilmek icin yapilan islem.
    mecaz: (bkz: sekil vermek)(bkz: beyin yikamak)(bkz: hizaya getirmek)(bkz: ip cekmek)
  • mecazi tarafları pek bir fena olan hadise.

    kimi karton kutuları çeşitli kağıtlarla kaplama gibi bir hastalığım var. yani ilkokulda filan defterleriniz kaplı olacak emrine karşı bant, makas ve defter kabı üçlüsü ile defterimizin yanına yaklaşıp, evire çevire kapladığımız zamanlardan kaldığını sanmıyorum. kanımca muntazamlık arayışı. öyle durmasın şimdi o, madem işe yarayacak içine bir şeyler konulacak; bari adam olsun. sanki aksi halde kutu değil. bu çeşitli kağıtlar dediğim de, bakmayın; her çeşit kağıt olmaz. anlamlı da olması gerekebilir muntazaman. kutuları kaplama ritüeli sırasında bir de bandımızı küçük küçük keserek en yakın yüzeye sırayla yapıştırma, bu esnada bir ucunun açıkta kalmasına dikkat etme, ihtiyaç oldukça burda kesilmişi var sevinciyle oradan kullanma şeklinde bir sivrizekalılık da yapılır. bir de bandımızın neresi başıydı neresi ucuydu dememek adına işimiz bitince kenarından içine doğru küçücük katlarız ki; sakata gelinmesin. aslında bir şeyleri özelleştirme arzusu da bu hallere düşürüyor sanırım. yani, nasıl ki sözlük theme denen bir kavram var, ya da mailimizde arka planın rengini ayarlayabiliyoruz, masaüstümüze duvar kağıtları atıyoruz; bu da bir nevi kutuyu sahiplenme, şekillendirme anlayışı. benim sevdiğim gibi olsun. tabii o cansız. niye anlatıyorum ki ben şimdi bunları.. şundan;

    insanlarda da; aynen bir kutuyu kendi zevkine göre kaplama ayini gibi başka insanlara bir kılık giydirme arayışı hakim işte. kalıba sokmak. kendi isteklerimize göre. kendi hayat tarzımıza göre. birlikteliği/yakınlığı hapse çevirme. belirli standartlara uymayan davranışlar gözlemlendiğinde kahveden arkadaşları çağırıp olaya müdahale etme. ruhu pataklama.. kulak memesi kıvamına gelinceye kadar yoğurup şekillendirme. olmuyorsa, ve ebeveyn değilseniz eğer, yanından uzaklaştırma. ebeveyn iseniz tehditkar yaklaşma. kusursuz güzellikte, istenilen insanı yaratma çabası ile tüm kusur sayılanları oyarak çıkarma, yerini özsuyunuzla doldurma. bla bla bla. pek çok cümleyle defalarca anlatılabilir bu olgu. her insan da bu fabrikasyon aşamasından en az bir kez geçer. mühim olan yontula yontula başkalarının istediği bir heykele dönüşmek değil, hayatımızdaki bu gelişmelerle kendi sokağımıza sapıp orda balkonunda hanımeli açmış bir evde yoldan geçenleri dikizleyebilmektir.

    evet, bugünkü programımızın da sonuna geldik değerli okurlar. bir başka gün, hayattaki küçük ayrıntılardan özlü söz çıkarmakla kafayı bozmuş gubik programımızda yine buluşmak dileği ile. sendeyiz gülgün..

    bonus track: (bkz: insanları tek kalıba sokma isteği)
  • argoda sikmek.
  • zorluk derecesi, sokulacak nesnenin kaliba uygun olup olmamasina gore degisen eylemdir.
  • zordur, yorar. bunu meslek edinen kimsenin inşaat jargonundaki tanımı için (bkz: #7167166/@kalıpçı) *
hesabın var mı? giriş yap