• fethiye'de seyilde ılıman taraflarda yetişen, adının başka yörelerde ne olduğunun henüz saptayamadığım, zambak ve nünü bitkilerine/çiçeklerine benzer bir bitki. çiçeği beyaz. ortak yanları soğansı köklü olmaları galiba. tatlı değil acı, doğal olarak yiyen hayvan yok, insan da yiyemiyor. dikenli değil. gayet yararlı bir ot, hekim bile denebilir; yara iyileştirici, yara kapanmasını hızlandırıcı, olasılıkla kan akımını hızlandırıcı etkiye sahip.

    yara üstüne etkisi annemin deneyimiyle sabit: annemin dedesini komşunun köpeği tutmuş*, yani ısırmış. köpek ısırığının kuduz ve tetanoz tehlikelerinin yanı sıra bir de kolay iyileşmeme, iz kalması sorunu vardır. anam bir yerden bulduğu notraç/notraş kökünü biraz taşla ezip, başka muamele bile yapmayıp yakı gibi dedesinin kalçasına ısırık bölgesine sarmış. 3 gün 1 hafta içinde yara iyileşmiş. çok yakıcı, kavurucu, acı veren bir yakıymış, yapılanı bağırtırmış, anamın dedesi de bağırmış, anırmış, sonra torununa dualar etmiş kurtardın diye.

    bir başka notraş anısı ve skeci: kontaş mıstavası varmış, bizim akraba, seyilde yani sahilde, fethiye'nin sıcak aşağı bölgelerindeki köydeyken birinde eşekle dağdan odun getiriyor, yüklemiş. fakat hayvan ölgün, durgun; dyah diyor gitmiyor, deh diyor hayvan duymazlanıyor. seyil hayvanı iri de olsa ölgün olur, yayla hayvanı ve bitkisi zayıf, ufak da olsa diri, canlı ve tatlı olur. mıstavaca'nın aklına geliveriyor, canı sıkılıp, biraz da zineliğine**, bir notraş kökü buluveriyor, taşla eziyor, suyunu hafif çıkarıyor, ezintiyi eşeğin götüne, kuyruk altına doğru sürüveriyor. eşek anında ateşleniyor, canı yanıyor, vites yükseltiyor, neredeyse sırtındaki odunu atacak, adam eski durgun eşeğe yetişemiyor.

    bazı insanlara da soğana benzer burunlarından dolayı "notraş burunlu" deniyormuş.

    notraşa manisa'da galiba çildirge veya "nünü kireci" (işe yaramaz nünü) diyorlarmış. önce çildirgenin o notraş gibi hayvanı kudurtan, çıldırtan özelliğinden ötürü olduğunu sandım. düzelten ve bilgilendiren ebu hureyrenin kedisi'ne göre çok zayıf insanlara, ince bacaklara "çildirge gibi" derlermiş. yani ince ve kolayca kırılıverecekmiş gibi. çildirgenin öteki bir eşdeğeri çilbidir: kesilen hayvanın derisini yüzmek için içeriye hava üfürmeye bacaktan sokulan ağaç çubuk.

    (ilk giri tarihi: 22.5.2014)

    (bkz: nişadır)
hesabın var mı? giriş yap