• hz.ali ile ona isyan eden suriye valisi muaviye arasında, 657 yılında, fırat'ın sağ kıyısına yakın, rakka'nın doğusunda bulunan sıffin'de yapılan savaş.
  • (bkz: hakem olayı)
  • veysel karaninin şehit olduğu savaş.
  • muaviye'nin kur'an ayetlerini mızrağa taktırarak paçayı kurtardığı savaş. bu olay hz.ali'nin ordusunda ihtilafa neden olmuştur. bu ihtilaf neticesinde haricîler adlı ayrı bir fırka tezahür etmiştir.
  • üçüncü halife osman'ın öldürülmesinden dördüncü halife ali'yi sorumlu tutan suriye valisi muaviye'nin baş kaldırması sonucu 657 senesinde rakka'nın doğusunda gerçekleşen savaştır.

    dikkat çeken birçok husus barındırır.
    bu savaşın büyük çaplı bir "ilk fitne" niteliği taşıdığı söylenebilir. ayrıca, savaşın halife ordusunun lehine döndüğünü fark eden muaviye'nin kuran ayetlerini mızrakların ucuna takması sonucu halife ordusunun kılıç çekmemesi üzerine bir hakeme başvurulması kararı alınmıştır.
    emevi düşmanı bir kısım ırak ahalisi bu karara, "eğer onlardan biri öteki aleyhine sınır tanımazlık edip saldırırsa, azgınlık edenle, allah'ın emrine dönünceye kadar savaşın."(hucurat 9) ayetini öne sürerek karşı çıkmış ve bu olay islam topluluğuna üçüncü bir kitle olan haricileri meydana getirmiştir.
  • "sıffin savaşı, râşid halifelerin dördüncüsü olan hz. ali (r.a.) ile, onun halifeliğini kabul etmeyen şam valisi muaviye bin ebu süfyan arasında çıktı. savaş, 657 yılında, fırat havzasında bulunan rakka’nın doğusundaki sıffın denilen yerde yapıldı ve bu savaşta bir çok müslüman şehit oldu. (bkz: ammar bin yasir)

    savaşın çıkış sebebi, bir konudaki içtihat (görüş) farklılığına dayanıyordu. konu siyasî bir konu olduğu için de savaşla sonuçlandı. yoksa içtihat farkı sırf ilmî olsaydı, kitap üzerinde kalmış olacaktı. savaşa giden yol özetle şöyle gelişti:

    hz. osman (r.a.) halifeyken medine-i münevvere’ye bir grup isyancı geldi. uzun bir müddet hz. osman’ı (r.a.) kuşatma altında tuttuktan sonra, o grubun içinden birisi veya birileri hz. osman’ı şehit etti. (burası çok yüzeysel; ancak hz. osman'ın şehit edilmesini okursak nedeni daha iyi idrak edebiliriz.)

    bunun üzerine hz. ali (r.a.) halifeliğini ilân etti ve hz. osman’ın katilini aramaya başladı. ancak o isyancı grup içinde bizzat katilin kim olduğu tespit edilemiyordu. o zaman şam vâlisi olan hz. muaviye adalet-i izafiyeyi savunarak “milletin selâmeti için kulun hukuku feda edilir” demiş, o isyancı grubun tamamının cezalandırılmasını istemişti. hz. ali de (r.a.) adalet-i mahzâyı savunarak, “hak haktır. ferdin hukuku hiçbir şeye feda edilemez.” demiş, o isyancıların içindeki asıl katil veya katillerin tespit edilmesi için çalışmaları sürdürmüştü. katilin tespiti gecikince rahatsızlık had safhaya vardı. arada islâmiyet'in zayıflığını isteyen fitnecilerin de körüklemesiyle iki tarafın ordusu karşı karşıya geldi.

    bu arada cemel vak’ası da yaşandı. bu vak’adan (olaydan) sonra kûfe’ye yönelen hz. ali (r.a.), muaviye’ye elçi göndererek, sahabeden muhâcirlerin ve ensârın kendisinin halifeliğini kabul ettiklerini; onun da kabul edip itaatini bildirmesini istedi. muaviye, kendisine elçi olarak gelen cerir bin abdullah’ı (r.a.) oyalayarak amr bin el-âs* ile istişarede bulundu ve hz. osman’ın (r.a.) katilleri derhal cezalandırılmadığı takdirde ordusuyla üzerine yürüyeceğini belirtti. muaviye seksen beş bin kişilik bir orduyla şam’dan yola çıktı. hz. ali (r.a.) ise doksan bin kişiden oluşan ordusuyla kûfe’den sıffin’e doğru harekete geçti.

    hz. ali,muaviye’ye elçiler göndererek, onu bu tutumundan vazgeçirmek istedi. ancak olumlu bir cevap alamadı. iki ordu birlikleri arasında bazı ufak çarpışmalar sürerken, hicretin 37. senesi muharrem ayının sonuna kadar anlaşma yapılabilmesi için elçiler gidip geldi. ancak barış yolunda bir gelişme sağlanamadı. safer ayının ilk günü savaş tekrar başladı.

    hz. ali’nin şiddetli bir taarruzu ile şam ordusu dağılma noktasına geldi. savaş kazanılmak üzereydi ki, amr bin el-âs, şamlı askerlere “her kimin yanında mushaf varsa onu mızrağının ucuna takarak yukarı kaldırsın.” dedi.* bu emri yerine getiren askerler hz. ali (r.a.) tarafına, “aramızda allah’ın kitabı hakem olsun.” diye seslendiler. amr bin el-âs’ın tedbiri etkisini göstermiş, ıraklı askerler; “allah’ın kitabına yapılan çağrıya icabet edelim.” demeye başlamışlardı. hz. ali (r.a.) bunun bir savaş hilesi olduğunu askerlerine anlatmaya çalıştıysa da başarılı olamadı. her iki taraftan birer hakem seçilerek, kur’ân’a uygun kararın çıkartılması istendi. (tabii bu bir numaraydı ve halifelik hz. ali'den ç/alındı!) hz. ali’nin (r.a.) tarafında bulunanlar bunu memnuniyetle karşıladılar. şamlılar amr bin el-âs’ı, hz. ali tarafındaki ıraklılar da hz. ebu mûsâ el-eş’arî’yi hakem tayin ettiler. 37. yılın safer ayında düvmetü’l-cendel’de bir araya gelerek, karar verirken esas alınacak prensipleri içeren “tahkimnâme”yi kaleme aldılar. bu olaya islâm tarihinde “hakem olayı” denir."

    bu konuyu daha sonra genişletilmiş olarak editleyeceğim..

    sıffın savaşı'nın en büyük kaybı hiç şüphesiz anne babası ilk islam şehitlerinden, kendisi de ilk sayılı müslümanlardan olan ammar bin yasir'dir..
    ammar bin yasir'i şehit edip suçu hz. ali'ye yıkmak da tam bir onun bunun çocukluğudur..

    taşların altında kalasın muaviye..
    taşlarla ezilesin amr bin el–as..
  • hz. ali ile muaviye taraftarları arasında geçen kanlı muharebe. 2 ay boyunca düşük yoğunlukta sürmüştür. savaşın başlarında, iki tarafın askerleri toplu bir hücum yerine kabile kabile çarpışmayı tercih eder. hatta ateşkes görüşmeleri yaşanır, bu süreçte fırat nehri suyundan iki tarafın muharipleri de dostça faydalanır. ancak bir türlü sonuç alınamayınca hz. ali genel taarruza kalkar. muaviye'nin ordusunu önüne katıp sürer, karargahına dek varır. bu aşamada hz. ali, daha fazla insan ölmesin diye muaviye'yi teke tek çarpışmaya davet eder. ancak muaviye, hayatında hiç mübareze kaybetmemiş bir kişinin karşısına çıkmayacak kadar akıllıdır. bu durumda taarruza devam eden hz. ali, zaferi elde etmek üzereyken malum olay gerçekleşir. suriye ordusunun mızrak uçlarına kuran takması nedeniyle ıraklıların hücumu kesilir. bundan sonra sıcak harp biter, diplomatik savaş başlar. (bkz: hakem olayı)
  • muaviye tayfasının ayetleri kullanarak hile açtığı savaş. iyi bir savaşçı olan ali'nin daha fazla insanın ölmemesi için muaviye'yi göğüs göğüse çarpışmaya davet etmesi üzerine muaviye'nin bir tarafları yememiş ve askerlerinin mızraklarına kur'an taktırıp ali'nin ordusunun üzerine yürümüştür.
  • ümeyye oğullarının islam devletini ele geçirmek için yaptığı entirikaların halkalarından biridir.
    ilk halka ebu sufyanın kendisini affettirip müslüman oldum demesi,
    sonrasında ümeyye oğullarının sistematik bir şekilde devleti ele geçirmesiyle devam eder.
    şunu sorgulamak gerekir.
    mekke'nin fethine kadar islam'la savaşan bir adamın oğlu nasıl olurda sonrasında şam valisi olur?( akp'nin iktidara geldiğinde fetöcü kadrolardan faydalanması gibi, halifelerde devleti yönetmek için samimiyetine güvenmedikleri eski müşriklerin görgüsünden bilgisinden faydalanma yolunu seçmişlerdir.)
    bu sorunun cevabı osman'ın ümeyye oğullarına yol vermesidir.
    hatta osman daha sonra bu yol verdiği gücün entirikaları ile öldürülmüştür.
    muaviye ise kendi mimarı olduğu bir cinayetin faillerini arıyorum ayağına hz aliye baskı yapmış ve sıffın savaşına zemin hazırlamıştır.
hesabın var mı? giriş yap