tahammül
-
(bkz: sabir)
-
zamanla arasında doğru orantılı bir ilişki de vardır. yıllar geçtikçe, oldukça, olgunlaştıkça daha çok tahammül sahibi olur kişi.
-
sinirlerin iyice gerildiği ortamda sakin olmaya çalışmaya çalışma.
-
kimilerine göre dayanma katsayısı, kimilerine göre dayanmanın son noktası...
-
insanı insan yapan özelliklerdendir.
-
bir acıyı taşıyabilme gücü. acıyı yüklenme, acıya dayanma; kayıp sonrası yasa yaslanma.*
hayatı yasaları belirlenmiş, çözülmüş bir örüntü olarak görmemek; sonranın sonsuz imkanına tortulaşmış bir üslup yerine yumuşak bir bakış, ılık bir gülümseme ile hamledebilmek için gerekli hamle. lohusa şerbetinin tadını sevenler için. -
ya mecburiyettendir bu üstün sabrı* gösteriş
ya da kabulleniştendir ki bu kişinin erdiği noktada ortaya çıkabilir ancak. -
-
daha buyuk bir kelime gormedim, bilmiyorum
-
bir kimse diğerine zarar veriyorsa veya rahatsız ediyorsa, rahatsız olanın rahatsız edene gücü yetmiyorsa tahammül eder. veya iki tarafın güçleri denkse, iki taraf da birbirini altedemiyor ise, birbirlerine tahammül ederler.
tahammülün* bir ilke olarak ortaya çıkması avrupa' da katolik, protestan kavgalarından sonradır. bu iki grup birbirleri ile uzun süre savaştıktan sonra birbirlerine tahammül etmeye karar verdiler. bazı prensler toleration fermanı verdiler, yani ülkelerindeki resmî mezhebin dışındakilere tahammül edeceklerini bildirdiler.
(bkz: a letter concerning toleration)
(bkz: sabrın sonu selamettir)
(bkz: taşmayan sabir sabir degildir o tahammüldür)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap