• senelerce büyük transfer yapamayan kulüplerin taraftarlarını uyutmak için kullandığı bahane. bunun ceremesini beşiktaş çekti geçtiğimiz son 10 yılda. şimdi görünen o ki yeni kurban bursa spor.
  • transfere ikna olmayan futbolcu eşi ile beraber türk futbolunun anasını ağlatmıştır.
  • sanırım ilk defa mario jardel transferinden sonra ortaya çıktı bu sikimtırak kavram. bana göre türkiye'ye kariyerinin zirvesindeyken gelen ilk ve tek futbolcuydu jardel ve basın bir şekilde bok atmak için aldığı paraya saldırdı. işin ilginci türkiye'de ki herkes kabul etti bu olayı. başkanından kokoreççisine ! sen de jardel gibi 4 senede 150'ye yakın gol at sen de al kardeşim paranı !

    ulan, c.ronaldo'nun bonservisine ve aldığı paraya bakıp küsen olabilir mi real madrid de ? kafası çalışan futbolcu "ben de performansımı geliştireyim ben de para kazanayım" der. zaten profesyonellik de budur.

    galatasaray'daki takım içi dengeyi bulup sikerek öldürmek istiyorum ki adam gibi transferler yapsın ednancığım.
  • sürekli bozulur. hayatımda bu kadar dandik birşey daha duymadım. genelde transfer edilen bir futbolcuyu yermek için, rakip takım taraftarları tarafından kullanılır.
  • afyon etkisi yapar. çok mantıksız bir sebeptir özünde. tüm dünyanın önünde eğildiği bir adama istediği parayı verince bozulan dengeler, nedense 20 yaşında, ne yapacağı belli olmayan adam için verilen on küsür milyon euro bonservisler sonrasında bozulmuyor.
  • sadece türkiye'de bozulur. başka ülkelerde adı "büyük" olarak anılan kulüplerde bozulmaz. bizim insanımızın hasetliğinden kaynaklanır.
  • türk takımlarının kamburudur bu zırva. sırf bu yüzden saçma sapan transferler yaptığımıza inanıyorum. atıyorum; melo 3-4 milyon alıyor bizim takımda. ceyhun gülselam ya da ne bileyim furkan özçal falan gidip ''vay efendim melo neden o kadar çok alıyor da biz az alıyoruz'' diyebilir mi? diyemez. ya da real madrid'de ronaldo 9-10 milyon alıyor yılda. jose callejon gidip de itiraz edebilir mi buna? edemez. odunla kovalarlar adamı.

    işin özü; daha önce de belirtildiği gibi, yapılamayan transferlerin sebebi olarak gösteriliyor sadece ülkemizde.
  • sanırsam futbol için bahsedilen bir kavram. ne anlama geldiğini az buçuk çözebiliyorum. tv'lerde ara sıra rast gelirim.

    peki bu denge nereye oturur? hani diyeceğim ki herkes eşit işe eşit ücreti savunuyordu sanki de bir anda bu dengeden bahseder oldu. palavra sıkan futbolcu zırvalamarı. sen bugün bulunduğun takımdaki bir çalışanın olumsuz yaşam koşulları hakkında kafa patlatmıyorsan neyin dengesini arıyorsun. futbolcuların çoğu bir kere en büyük dengeyi bozandır. metin kurt vardı sanırım bu alanda "denge"yi arayan bir tek. onun da dengesini bozdular ve öte dünyaya gitti. şimdi eğer bu dengesizliğe başkaldırmıyorsanız bari susun da samimiyetsiz olduğunuz anlaşılmasın. denge ya tümden aranır ya da hiç. yanındakinin dengesizliğine aldırmayıp sadece "kendi" denge arayışına girersen güldürürsün hepimizi.
  • zamanında alex de souza ve aykut kocaman arasında sağlanamayan denge. ağır taşı kefeden çıkarınca takımın amı götü dağıttığı da görülmüştür.
  • duyduğum her an içimden "dengenize sokayım!" dememe vesile olan söz öbeği. şu günlerde beşiktaş'lı arkadaşların yaşadığı hissiyatı özetliyor olsa gerek.

    (bkz: ronaldinho)
hesabın var mı? giriş yap