• friedrich august von hayekin 1944 yilinda yayimlanan kitabi. türkçeye kölelik yolu olarak çevirilen bu kitabin görsel malzemlerle oluşturulmuş hali için:

    http://www.mises.org/trts.htm
  • kölelik yolu. faşizmle sosyalizmin farklı köklerden aynı yola girdiğini söyler özetle. her ikisinde de insanlar sonunda özgürlüklerini kaybeder. kitapta bana enteresan gelen bir bölüm vardı. sosyalistlerle faşistleri dinlediğinizde nerede ayrıldıklarını çok kesin hatlarıyla ayırmak zordur der. her ikisi de sizin adınıza karar verir. doğrudan itiraz etmeden önce zihnin kapılarını açıp dikkatle okumak lazım gelen değerli bir eserdir.
  • hayek bu kitabında ingiltere özelinde, sosyal devlet ve planlama uygulamaları aracılığıyla gelişen devlet müdahaleciliğini topa tutarak bu müdahalenin hristiyanlık, kadim yunan ve roma'nın kurduğu garp medeniyetinin en önemli ürünü olan bireycilik ve liberalizmi ortadan kaldıracağını iddia eder.

    fikri'nin "sosyal devlet rezil birşeydir" derken kimden kopya çektiği anlaşıldı. #19157083
  • uygulamalı örneği için (bkz: #14584822)
  • ekonomik, politik ve felsefi bir başyapıt.

    totaliter bir rejimin (ki kitap, iyi niyetle başlayan planlama yollarının dönüp dolaşıp buraya çıkacağını savunmaktadır), insanlığın sahip olduğu tüm bilgiye vakıf olması ve etkili bir şekilde kullanabilmesi mümkün değildir der. yani at gözlüğü takılarak atılacak her adım, ancak ekonomiyi ve sosyokültürel yapıyı bir gün önce olduğundan kötü bir yere götürecektir. internet çağında bile, hayek'in işaret ettiği hataları inatla yapmaya devam eden sayısız devlet ve organizasyon var. sadece geçmiş örnekleri açıklayan bir eser değil yani. zaten açık konuşmak gerekirse, teorisinin test edildiği son 70 senede pek yanıldığı da görülmemiştir.

    hayek'in derdi, insanca yaşamla değildir. kendi anlayışına göre insanlar serf olarak yaşamasın diye yola çıktığı kitabında, daha ziyade insanca yaşama ulaşılmak için geliştirilen sistemleri eleştirmektedir.

    ---

    not 1: nasıl "istihdam faiz ve paranın genel teorisi"ni kötü yönetilen ekonomileri vatandaşın sırtına binerek kurtarmaya bahane olarak kullanıyorlarsa, hayek'in eserini de çarpık serbest piyasa görüşleri olanlar silah olarak kullanıyorlar. fakat ikisi de okunmalı.

    not 2: plancılığa vurduğu gibi orta yolculuğa da vuran bir eserdir.

    alıntı (routledge 2001 baskısı, sf 43):
    "nothing indeed seems at first more plausible, or is more likely to appeal to reasonable people, than the idea that our goal must be neither the extreme decentralisation of free competition, nor the complete centralisation of a single plan, but some judicious mixture of the two methods. yet mere common sense proves a treacherous guide in this field. although competition can bear some admixture of regulation, it cannot be combined with planning to any extent we like without ceasing to operate as an effective guide to production. nor is 'planning' a medicine which, taken in small doses, can produce the effects for which one might hope from its thoroughgoing application. both competition and central direction become poor and inefficient tools if they are incomplete; they are alternative principles used to solve the same problem, and a mixture of the two means that neither will really work and that the result will be worse than if either system had been consistently relied upon."
  • ...
  • liberte çevirisi bir tuhaf olan kitap. ilk 8 bölüm için turhan feyzioğlu'nun 1948'de yaptığı çeviri kullanılmış, ortaya iki dilli bir kitap çıkmış. eski türkçe kısmı anlaşılmayacak diye korktuklarından arkasına sözlük eklemişler. bu rezil kararı kim verdi merak ediyorum, büyük ihtimalle atilla yayla'dır.
  • gayet kötü yazılmış bir kitap. cümlelerin nerede başladığı, nerede bittiği belli değil. kafasındaki karışıklığı olduğu gibi kağıdın üzerine boşaltmış.
  • siyasi ekonomi dünyasındaki otoritesi felsefede aristoteles’e ya da teorik fizikte einstein’a benzeyen ve avusturya okulu'nun en etkili isimlerden biri olan ekonomist friedrich august von hayek tarafından yazılan muazzam kitaptır.

    hayek kitabında temelde, insan özgürlüğünün ve saygınlığının müreffeh, iyi ve adil bir toplumun oluşumu için ne kadar önemli olduğunu açıklıyor. bunu yaparken insanların devletler tarafından zamanla nasıl köleleştirildiği gibi eleştirel bir anlatıdan ilerliyor, ancak bu durumdan nasıl kurtulmak gerektiğine dair fazlaca olumlu çözümlere de yer veriyor.

    kötü yazıldığı fikrine katılmasam da kitabın biraz karmaşık olduğunu kabul ediyorum. zira bazı cümleler satırlarca uzunlukta. bu da belirli noktaları anlamak için bazı cümleleri defalarca kez okumayı gerektirebiliyor. çok kolay bir okuma olmayacak olsa da bence sonunda kesinlikle mücadeleye değiyor.
  • 'probably it is true enough that the great majority are rarely capable of thinking independently, that on most questions they accept views which they find ready-made, and that they will be equally content if born or coaxed into one set of beliefs or another. ın any society freedom of thought will probably be of direct significance only for a small minority. but this does not mean that anyone is competent, or ought to have power, to select those to whom this freedom is to be reserved. ıt certainly does not justify the presumption of any group of people to claim the right to determine what people ought to think or believe.'
hesabın var mı? giriş yap