• guardian gazetesine göre 2012 yılının en iyi kitabı. 2012 orange ödülünün de sahibi kitap. everest yayınları seda çıngay çevirisiyle türkiye'de de yayımladı.
  • patroclus ve achilles ilişkisini çok ince detaylarıyla ele alan, madeline miller'ın tam on senede tamamladığı romanı.
  • dinlediğim okuduğum en güzel efsanelerden biri. dört dakikadır, ne kadar güzel olduğunu nasıl anlatabilirim diye düşünüyorum ancak ne diyeceğimi bulamıyorum. hüzünlü ancak bir o kadar da sevgi dolu önce iki çocuğun sonra da iki adamın hikayesi bu kitapta anlatılanlar..
  • şahane bir eser.

    (bkz: madeline miller)
  • nisan ortasında okuduğum ve üzerine beş kitap okuduğum halde bir türlü etkisinde çıkamadığım madeline miller romanı.

    hazır aylardan haziran, eğer yunan mitolojisine biraz ilginiz varsa, tarihin en ünlü aşklarından (ya da dostluk? bromance?) biri olan achilles ve patroclus'un öyküsünü, patroclus gözünden anlatan bu kitabı okumalısınız.

    --- spoiler ---

    “i could recognize him by touch alone, by smell; i would know him blind, by the way his breaths came and his feet struck the earth. i would know him in death, at the end of the world.”

    --- spoiler ---
  • uzun zamandır okuduğum en güzel roman.

    normalde de bu tarz yeniden yazımları sevmeme rağmen, the song of achilles yazım diliyle de bambaşka bir yer edindi hafızamda. okurken sanki ayrı bir roman değil de ilyada'dan bir kesit okuyormuş gibi hissettiriyor.

    ayrıca patroclus ve achilles arasındaki aşkı çiğ olmadan, bu denli masum ama bir o kadar tutkulu yazabilmek gerçekten güçlü bir kalem becerisi ister. madeline miller'a bu konuyla ilgili ayrıca bir şapka çıkarmak lazım.

    çevirisinin de fevkalade güzel ve özenli olduğunu bir dipnot olarak düşmek lazım.
  • çok bir beklentim olmadan başladığım ancak beni tamamen sarıp sarmalayan kitap. bir baktım 4 günde bitmiş, biteli iki hafta olmasına rağmen hala aklımdan çıkmıyor. hele bazı insanı derinden etkileyen quote'lar var orda burda karşıma çıkan, anında kitaba geri götürüyor. yazarın kelimeleri kullanışı, gerçeklere bağlı kalması, ne fazla ayrıntıya girmesi ne de bu ne şimdi ne oldu dedirtmesi... her şeyiyle çok çok güzeldi. konuya biraz olsun ilginiz varsa kesinlikle okumanızı tavsiye ederim.

    şimdi de dayanamadım yazarın diğer kitabı circe'ye başlıyorum, onun dili biraz daha ağır geldi ama bakalım o nasıl.
  • --- spoiler ---

    ah bir yerde akhilleus'un henüz savaş başlamadan patroklos'a "hektor'u niye öldüreyim ki, bana bir şey yapmadı," deyişi hep aklımda kalacak galiba. kelimeler çok güçlüdür çünkü, ağzımızdan çıkan her şeye dikkat etmemiz gerektiğinin ne güzel bir örneğiydi.
    --- spoiler ---
  • ince ince işlenmiş harika kitap. mitoloji hikayelerini okuduktan sonra unutan ben; bu kitaptaki hiçbir karakteri ve olayı unutabileceğimi sanmıyorum.

    yazar, kişilerin fiziksel betimlemelerini yaptıkça akhiellus gözümde fallen angel olarak; patraklos'da pippin* olarak canlandı.
hesabın var mı? giriş yap