yeterlilik

• (bkz: eşdeğerlik)
• bir işte erbab değilse bile en azından ehil olmak.
  (bkz: adequacy)
• yeterlik ile karistirilmasi isten olmayan sozcuk.
• herhangi bir alanda doktora yapabilmek icin gecilmesi gereken sinavlar butunu.
  (bkz: yeterlilik sinavi)
• yine bildik bir hadiseyle karşılaşmamıza neden olan göreceli kavram (bkz: kime göre neye göre)
• (bkz: doktora yeterlilik sınavı)
• istatistikte iyi bir tahmincinin özelliklerinden biridir. [yansızlık, tutarlılık, etkinlik, minimum varyans gibi]
  bir tahminci örneklem ya da verideki tüm bilgileri ve değerleri kullanıyorsa yeterlilik özelliğine sahiptir. buna göre aritmetik ortalama yeterlilik özelliğine sahipken, medyan yani ortanca bu özelliğe sahip değildir.
  ingilizcesi sufficiency'dir.
• uluslararası literatürde, belirli bir duruma uygun bilgi, beceri ve davranışların bir kombinasyonu olarak tanımlanıyor.
• ingilizcesi efficacy'dir.
• bugün; yıllardır yapamadığım, kendisiyle zeyna gibi mücadele ettiğim, her deneme şansında -kendime kızarak- kaçtığım o şeyi, kaçmadan ve sakince yaptım. mutluyum çünkü kıyısına yanaştım, elimi suya daldırdım ve susuzluğu bir yudum suyla giderdim. ne ilginç, yıllar süren bu susuzluğu doyurmaya içtiğim bir yudum yetiverdi.
  
  istiyorum ki bu, güzel ve hatırlatıcı bir not olsun. çünkü yapma cesareti göstermek hiç kısa sürmedi. beklenilen kadar cesur da olamadım. kendimi yapabilir hissettiğim o ana kadar çalıştım, arada düştüm, nefret ettim ama sonra yine çalıştım. yavaştım, ürkektim ve istemiyordum. hala yavaşım, ürkeğim ama artık istiyorum.
  
  31 mayıs salı 2022 itibariyle kendimi biraz daha yeterli ve dünyaya bir adım yaklaşmış hissediyorum.
  
  sanırım tüm süreci şöyle özetleyebilirim: kendime bir amerika keşfettim. süreç yorucuydu çünkü vespucci'den farklı olarak ben, buranın hindistan olmadığını en baştan beri biliyordum.