• almanya'da işgücü açığı konusunda hâlâ tam anlaşılmayan noktalar var galiba, ben gördüğümü yazayım.

    arkadaşlar, almanya'da yüksek maaş ödeyen pozisyonların hiçbirinde açık falan yok. mühendis ve yazılım sektörü için konuşuyorum, en yüksek maaşı ya abd'den gelen bazı şirketler(apple,google,amazon vs.), ya ig metall tarifesiyle ödeme yapan, genelde güney almanya veya hamburg çevresi konuşlu büyük şirketler(bmw,mercedes,airbus,bosch, siemens vs), ya da büyük yatırım almış gelecek vadeden startuplar(bunlar da çok spesifik bir alanda, 10 yıldan fazla tecrübeli tarzında bir insan ararlar, mesela münih'teki lilium, sözlükte burada çalışan birisi kesin vardır)öder.

    abd'li firmalar genelde almanca bilmeyen kişiyi de alabilirler, amazon ve apple'dan çalışan hint arkadaşlarım var, almanca 0. zaten münih teknik informatik bölümü tek semestr'da, tüm bu şirketlerin ihtiyacını karşılayacak mezunu kendi başına veriyor. eleman sıkıntısı yok, çok niş biri gerekirse gider onu ülkesinden getirirler. bu şirketler ayrıca almanlar arasında da popüler. hatta münih teknik non eu öğrenciler için yüksek semester harcı getirdi, adamlar gelmeyin yeter diyor zaten.

    ig metall tarzı şirketler de istediği gibi almanca şartını sunar, bmw'de şirket dili direkt almanca'dır mesela mühendislikte, zaten ülkenin her yerinden alman burada çalışmak için can atıyor, giren de çıkmıyor. mercedes'te açılan bir pozisyona ilk gün 100 kalifiye başvuru geliyor(intern pozisyon). eleman sıkıntısı 0 burada. bu şirketler birçok taşeron mühendis kiralarlar, 3 yıl çalışıp giderler, bu alanda açık var işte. hem ücret biraz düşük, hem de kalıcı pozisyon değil, başvuran az.

    asıl işgücü açığı orta/küçük ölçekli şirketlerde. adam 40.000 nüfuslu ufacık yerde bir parça üretip abd'de falan satıyor, kalifiye mühendis lazım. ama üretimdeki herkes çevre köylerde oturan alman, ingilizce 0, almanca bilmeden olmuyor iş. bu tarz binlerce firma var almanya'da, kalifiye işgücü açığı oluşuyor, mezun sayısı yetmiyor, ya da firma imkanları büyük şirketlerle yarisamiyor( insanları ufak köye taşınmaya ikna edecek kadar çekici değil). kısır döngü de burada başlıyor. sırf kalifiye adam gelsin, abd'ye gitmesin diye ülke dili değişecek hâli yok?

    yani yüksek maaşlı iş arıyorsanız işgücü açığına güvenip gelmeyin, rekabet hayvan gibi. bmw,porsche tarzı bir şirkette ilan gördüyseniz, o pozisyona gelecek kişi ya önceden bellidir, ya da max 5 günde bulunur, red gelince çok şaşırmayın..

    ha sağlık alanı farklı olabilir bakın, o konuda yorumum yok.
  • yakisikli alman arkadasim gecen günlerde alman bir kizla tinder/bumble dateine cikmis.
    kiz doktormus, durumu iyiymis falan evi cok güzelmis.

    kizin evinde otururken kahve masasinda sarap tipalari dolu bir kase görmüs. merak etmis sormus. kiz sevdigi anilari yaziyormus daha sonra onlara bakip mutlu oluyormus falan. cocuk da cekmis bir tanesini bu ne icindi demisti. kizin afrika'da yaptigi atislari hatirlatmasi icinmis. kiz bildigin afrika'da ava gitmis.

    mayin tarlasi gibi ülke. :)
  • almanyada almanca konusulur.

    gelen veya gelmek isteyen almanca ögrensin veya ögrenmeye baslasin. almanca bilmiyorsaniz isiniz zor. öküz almana denk gelirsenin, scheiss auslander diyebilir.

    sonucda türkler de almanlar da bir. okulda dersleri görülse dahil, bilmiyor kimse yabanci dil.
  • bu ülkede o kadar gizli yabancı düşmanları var ki anlatamam.

    hem anne-babamın yaşamasından, hem de şirketimin alman menşeli olup tüm eğitimleri almanyada yapmasından dolayı yılda 4-5 defa almanyaya turist olarak gidiyorum ve her defasında, ama her defasında almanca konuşmadığım için biri bir şey diyor.

    en son bir konsere gitmiştim, vestiyere ceketimi vericem almanca konuşunca almanca bilmiyorum dedim, kadının bana verdiği cevap "ama köln'de yaşayıp para kazanıyorsun di mi?" oldu.

    neyse ben bu kadar turistlere kendi dillerini konuşmadığı için çemkiren, yabancı düşmanı bi ülke ne gördüm ne de ziyaret ettim. yaşayanlara sabır dileklerimi iletiyorum.
  • almanların, yabancıların almanca konuşmasını istemesinden rahatsız olanlar var. komik misiniz lan siz? türkiyeye gelen araplar arapça tabela asınca bile sıkıntı yaratıyorsunuz, buraya gelince “ bana gider yaptı almanca konuşamayınca” diye ağlıyorsunuz.

    adam almanyada doğmuş bir bio-alman, eğitim düzeyi belli ki düşük bi yerde vestiyere bakıyor, almancası bile sınava girse c1 çıkmayacak bir cahil, ingilizce vs hak getire… senden almanca konuşmanı istiyor yanlış bir üslupla, sen de gelip “ alman köylüsü bana ırkçılık yaptı” diye ağlıyorsun.

    anadolunun şehirlerine gidin de gavura neler yapıyorlar görün. ramazanda hangi şehirde ilk oruç dayağı yenecek diye iddiaya giriyoruz farkında mısınız? bu adamları gavuru görünce hoşgörüyle karşılar mı sanıyorsunuz?

    hayat bu kadar pempe değil.
  • almanya'nın cumhurbaşkanı türkiye'ye dönerci getirip döner keserek türk kültürü bundan ibarettir demek istemiştir. aşağılamıştır. türkiye'den cumhurbaşkanı yanında hamburger ustasıyla gidip almanya'da hamburger yaptırsa, almanya'nın aydınları, gazetecileri bu adam bizimle dalga mı geçiyor demezler mi? hamburger buradan çıktı, türk halkı çok sevdi dese, alman kültürünü bir hamburgere sıkıştırsa kuşkusuz aşağılayıcı kabul edilir. türkiye'de normal kabul edildi.
  • son yapılan ankete göre 14-29 yaş arası gençlerde afd birinci parti olmuş istediğin kadar batı hegemonyası eğitime,medyaya, iş hayatına sirayet etsin bir pandemi,bir savaş ve ufacık bir enflasyon, beyni propaganda ile yıkanan insanları nazizme itebilir
  • bizim cellolar buraya keşke yorum yapmasa. çok iticiler. her şeyi çok iyi biliyorlar, ama geldikleri yer bok gibi. başka diyeceğim yok.
  • trump sonrasinda devam eden donemde olusturulan yeni duzende bir sekilde eski aliskanliklarini birakmak zorunda oldugunun farkinda olan ulkedir. soguk savas sonrasinda yasanan uzun catismasiz donemde gerek savas riskinin azalmasiyla gerekse ucuz rus gazinin sanayisine eklemlenmesiyle ciddi bir sekilde savunma harcamalarini azaltmislardi.

    bunun aslinda iki sonucu oldu. bunlardan ilki sanayisinin hizli bir sekilde buyumesiydi. savunma harcamalari az oldugu icin sanayileri sivil teknolojilere dayaniyor ve bu yuzden de ozellikle 2000 sonrasindan trump ticaret savasini baslatana kadar gecen donemde ciddi bir bireysel refah artisi yasadilar.

    diger sonuc ise ciddi bir sekilde kapital birikiminin artmasinin yaratacagi servet esitsizligidir. ortalama refah arttigi surece servet esitsizligi ciddi bir sosyal gerilim yaratmaz. kapital, ozellikle de olcek yogun ve teknoloji yogun kapital gelisebilmek icin yuksek sabit sermaye yatirimlarina ihtiyac duyar. bunu yapabilmek icin de savas riskinin olmadigi ortamlari sever.

    mesela, soguk savasin yarattigi nukleer denge yaklasik 40 yillik donemde kita avrupasi icinde bir savas riski yaratmadigi icin sermaye avrupa'da onceki doneme gore daha cok buyumus bu da elbette refah artisini getirmisti. soguk savas bittiginde ise ab ulkeleri savunma harcamalarini iyice daraltmis ve daha buyuk bir ekonomik guce ama askeri acidan gucsuz bir cuceye evrilmislerdir.

    o yuzden bu donemler icerisinde yasanan servet dagilimi ya da gelir dagilimi asimetrileri sosyal tansiyona yol acmamistir. su an yapilmaya calisilansa refaha alisan avrupa halklarinin refahlarindaki gorece ufak kayiplara riza uretmelerini saglamaya calismaktan ibarettir. trump'in restleri sonrasinda, aradaki iki yillik garip pandemi donemini saymazsak, almanya ciddi anlamda savunma butcesini artiriyor.

    diger kosullar ayni kalmak sartiyla, savunma demek halkin refahindan kismak demektir. ister savunma sanayi olsun, ister ordu harcamalari olsun bunlardaki artisin refah yaratma kabiliyeti kisitlidir. haliyle bu refah kaybina halki alistirmak icin iki ileri bir geri adimlar atiliyor.

    afd'nin yukselmesi dogal bir surec oldugu gibi, yukselen afd'yi halka ocu gibi gostermek ya da rus tehlikesini gostererek insanlari bir sekilde harcamalarini kismaya yoneltmek bu sureclerin dogal bir sonucudur. bunu ne kadar basarabilecekleriyse bir muammadir. ciftcilerin eylemleri ve deutsche bahn grevlerinde kismen geri adimlar atildi.

    2022 yilinda yasanan yuksek enflasyon sonrasi gelen bu goreceli ve gec adimlar tabii kaynak biriktirmede etkili olmustur. guclu sendikalar disinda bu yuksek enflasyondan korunabilen ucretli kesim hayli dardi. dolayisiyla pandemi oncesine gore simdilik kontrol altina alinmis gorunen enflasyon bir sekilde alman sermaye gruplarinin ellerini guclendirmistir. bu arada artan kamu harcamalarinin da olasi bir trump zaferine karsi ellerini guclendirecegini dusunmeleri normaldir.

    sanirim pandemi sonrasinda fed 2013'te dile getirip bir turlu yapamadigi faiz artirimlarini hayata gecirmeyi basardi. isin ilginc yani ise amerikan istihdam piyasasinin bu faiz artirimlarina son derece dayanikli cikmasi ama cekirdek enflasyonda istenen dususun saglanamamasiydi. belki de sikilasma oncesi mindset yuzunden bana boyle ilginc geldi bilmiyorum.

    bundaki en temel neden garip ama belki de baslatilan ticaret savasinin etkileridir. trump'in ticaret savasini baslattigi donemle fed'in faiz artirimina basladigi donemler hemen hemen aynidir. temelde yapilan sey kuresel ticaretin artik eskisi kadar rahat olmayacagini belirterek faiz artirirken dolar'i abd'ye geri cagirmak olabilir.

    bir yandan faiz artirirken diger yandan abd disindan dolar'i ulkeye geri cagirarak issizligi dusuk tutmayi ve cekirdek enflasyonu da bir turlu dusurememeyi basarmis olabilir amerikan ekonomisi. ote yandan bu, amerikan cikarlarinin tasarlamak istedikleri dunya icindeki yerini de gosteriyor.

    soguk savas zamanindaki kadar keskin duvarlarin olmadigi ama 2008-2017 arasindaki bol parali ve devasa cin-abd dis ticaretine dayanan dunya ticaretinin de eskisi gibi olmayacagi yeni bir duzen pesindeler. bu aslinda insanlarin hep bol para kazanma hayali kuracak farkindaliga sahip olmasini ama hem de duvarlar nedeniyle serbest hareket edememesini beraberinde getiriyor.

    vergilerden bunalan almanlarin abd'ye, ulkede kafayi kiran turklerin almanya'ya gocune giden yolu acan da biraz bu amerikan politikalarinin halklar uzerindeki etkisidir.

    kisacasi almanya yeni duzene adapte olmaya calisiyor. bu bir miktar refah kaybi gerektirdigi gibi, uzmanlar sinifini elde tutmak icin de ucretliler arasinda gelir asimetrisinin artmasina bir sekilde halki alistirma denemelerine benziyor. isvec'in uyeliginin onaylanmasi sonrasi turkiye bati ile iliskilerini biraz daha duzeltmis olsa da, henuz 2002-2008 arasi donemde oldugu gibi yuksek hacimli dogrudan yatirimlarin oldukca uzaginda gorunuyor. bu da belirsizlikleri bir miktar azaltmis olsa da, ulkenin gelecegi hala tam olarak kestirilebilmis degil. pazarlik gucumuzu artiran da belki tam olarak budur.
  • 1 seneden beri ekonomide ve sosyal politikalarda düşüşte olan ülke. rusya-ukrayna savaşının belki de en kötü etkilediği ülke olabilir.
hesabın var mı? giriş yap