• tatilde kıçımızı güneşin altına serip uyumayı veya çimmeyi, hareket etmeye tercih eden bir millet olarak varlıklarından çoğu zaman rahatsızlık duyduğumuz ve bu yüzden şaklaban/palyaço/maymun olmakla eleştirdiğimiz insanların mesleği.

    fakat geçtiğimiz hafta tatilimi yaptığım güney beldesinde, sakatlığından ötürü o gün mesai yapmayan bir tanesi ile havuz kenarında uzun uzun sohbet ettiğimde, haklarında sıkça kullanılan "ulan nasıl karı götürüyordur bunlar şimdi, ruslara çift vurup tek sayıyolardır. eğlence ayağına deli gibi sikişiyolardır krolar" gibi övgü/kıskançlık/hiciv karışımı iafedelerin abartılı olduğunu anladım.

    meğer animatör eleman içini dökecek biri arıyormuş bana denk gelmiş. bazen ben sordum o yanıtladı, bazen ben tek kelime etmedim o uzun uzun anlattı. konuşmaktan ağzı kuruduğu zamanlarda eline vişne-soda, buzlu-limonlu sprite tutuşturup devam etmesini sağladım.
    konuşmamızdan anladığım kadarıyla meslek hayatlarının özeti aşağıdaki gibi:

    1 - sabah en geç 08:00'de kalk, 09:00'a kadar müşterilerden izole bir yerde kahvaltını yap, diğer hazırlıklarını tamamla.

    2 - 9:00'dan itibaren havuza gelen insanları kolla, atraksiyon için yeterli kalabalığa ulaştıklarını gözlemlediğin an gün aşırı tekrarlanan eğlence faaliyetleri için müşterileri teşvik turlarına çık.

    faaliyetler :

    i - fonda unutulmaya yüz tutmuş türk pop gruplarından birinin vaktiyle icra etmiş olduğu "güzel türkiyem" temalı pop şarkısıyla türk+ ecnebi kardeşiliğini simgeleyen geleneksel kulüp dansı.
    (dans bileşimi = %50 macarena + % 20 latin + % 20 oryental + % 10 özel koreografi)

    ii - sırf vakit geçirmeye yönelik, esasında hiç bir kas grubunu çalıştırmayan havuz içi kültürfizik(!) hareketleri.

    ii - su basketbolu.

    iv - sabah/öğle/akşam step aerobiği.

    v - extreme sport shuffleboard !!?? ( bildiğin sandalye kapmaca oyunu. müzik çalar dansedersin. müzik durur, boş sandalye kapmaya çalışırsın. ayakta sik gibi kalan elenir. ne zaman ekstrem spor oldu hiçbir fikrim yok)

    vi - dart. (onca uyarıya rağmen elinde birayla, votkayla dart alanına giren ruslar, kıçlarına başlarına saplanan oklarla hastanelik olup çıkarlar. vukuatsız gün çgeçmez)

    vii - plaj voleybolu.

    viii - futbol.

    ix - basketbol.

    3 - saat 19:00 olunca kıyafetlerini değiştir. akşam yemeğini yine müşterilerden yalıtılmış bir yerde ye. saat 21:30'da başlayan ve amfitiyatroda gerçkeleşen gece şovlarında konu mankenliği yap. şovmen komiklik olsun diye üstüne sıçsa, suratına osursa bile gık deme.(maksat müşteri memnuniyeti)

    4 - 23:00'de açılan otel/tatil köyü diskosunda, kare şeklindeki 36 metre karelik pistin etrafına diğer meslektaşlarınla birlikte çit oluşturacak şekilde dizil. bulunduğun yerden dans ederek ortamı ısıt. insanlar yavaş yavaş piste akmaya başladığında iki figür de onlara karşı sergile, "ver çoşkuyu" sonra kenara çekil. sürekli tetikte ol, dans pisti nüfus kaybına uğrarsa piste tekrar zıpla. breakdance, olmadı electric boogie yap. insanların şevki geri gelince tekrar kenara çekil. gece saat 02:00'ye, yani dans faslı bitene kadar bekle.

    5 - 02:00'den 03:00'e kadar, diğer animatörlerle günün değerlendirmesini yap. kritik bitince şahsına ayrılan bölmede zıbar.

    bana kalırsa, hafta içi hafta sonu ayırt etmeyen bu tempoya insan bünyesi dayanmaz. işini en bir severek yapanı bile en geç 3 haftada perte çıkar, "skerim çayocağını da geçmişini de" diyip tasını tarağını toplar gider.

    ve düşünüyorum da en aşağı double team halinde gezen beyaz pantolon + siyah gömlek + altın kolye + sivriburun kreasyonlu genç delikanlılarımızın, tek derdi diskodaki dans pisti üzerinde eğlenmek olan teenager ruskilerin etfanında aç kurt sürüsü gibi toplanarak, onlara jim carrey & roxbury guys vidyosundakilerden hallice ultra salak dans hareketleriyşe kur yapmaları normal de bu eli mahkum animatörcağızların ecnebilerle diyolağa girme çalışmaları mı "asılmak", "yüzsüzlük" oluyor ?

    varsın olsun. mesleğini sevsin ya da sevmesin; sabahın köründen gecenin zkine kadar insanları hareket halinde tutmaya, tebessüm ettirmeye çalışan ve bunu mecburiyetten yapan; elin kızıyla cilveleşmeyi götünü olduğu yere serenden daha fazla hakediyor.
    "burada kapı delüghanlıyız, gitti irispu karı animatör herifçioğluna verdi" tepkisi de lüzumsuz.
    türk de olsa ecnebi de olsa hiçbir hatun, etrafını ereksiyon halindaki pipilerle kuşatan ayulara "ay ne sempatikler.her birine sırayla domalayım" demez ; en azından yakasında "hede hödö tatil kılab animation team staff" kartı olan birinin kollarında/yanında/altında/üstünde kendini daha rahat, daha güvende hisseder.
  • genelde milleti atraksiyonlara sokmak icin ugrasirlar, kolunuza yapisip "haydi, havuzdan kasik toplama yarismasi var, gelin, katilin heyo heyoo" diyerek cekistirmek icin mi para aliyorlar bilmiyorum. ayrica cok sakacidirlar da, deniz yatagina yatmis guneslenirken, deniz yatagini devirip "ooo kurumu$sun, yok oyle ehi ehi" derler .
  • güzel para kazandıran, oldukça yoran, bütün bir yaz boyunca her öğünümü tanımadığım insanların masalarında yememe sebebiyet vermiş, insanı durup dinlenme ve düşünmeden mahrum etmesi yüzünden oldukça yıpratan, kalıcı "uyumak istiyorrrruuaaaaaam" hissinin mesleki karşılığı. animatörler için, belçikalılar süper, fransızlar ve ingilizler iyi, almanlar ise içine kapanıklıkları dolayısıyla biraz uğraştırıcıdırlar. bununla birlikte bir formüle oturtulamayan davranış ve düşünme şekilleri, beklentileri, zaman zaman korkutucu boyutlara varan tepkileri ile türkler tam bir kabustur. "başka seçenekler varsa türklere yaklaşılmaz, süper aktif genç erkeklerden uzak durulur, süper aktif genç kızlara ilgi gösterilir, ele geçirilen ilk fırsatta saatlerce uyunur" felsefesi abartısız her animatör için geçerlidir.
  • tatil köyü animatörleri beni fitil etmekle mükellef yaşam formlarıdır, bunlar sabahın bir zki ayaklanıp gecenin başka bir zkine kadar eğlendirmek sempatik olmak durumundadırlar.tunusluları mübahtır.çekim eki olarak her kelimeye de eki ekleyerek idare edebilirler, zorla kolunuzdan tutup havuza atanları, ilgisiz davranırsanız sizi sitenin çoluğuna maskara yapanları mevcuttur.şahane biri dahi olsanız bu kişilerin arkasında rüzgar vardır(bkz: ruzgari arkasina almak), sizi rezil ederler.dövmek tek çıkar yoldur.
    bahane olarak "kızlara sarkıyordu abi" diyebilirsiniz, zira homo olmayan bütün animatörler bir şekilde sarkarlar.
  • birde çizgi film - animasyon mezunu animatörler vardır.sadece bir kişi bu mesleğe değindiğine göre bu animatörlerin işi zor sanırım.bu konuyla ilgili ufak bir anımı paylaşmak istedim.

    okula girdiğimiz ilk sene,serviste size hangi bölümde okuduğunuzu soran kişiye "animasyon" diye cevap verirsiniz.o da size "aa öyle mi,ne güzel!" der.sevinirsiniz hemen animasyonlardan bahsedecek olursunuz ki arkasından darbe gelir: "hangi otelde animatör olmak istiyorsun?" .gerisi malum zaten "ha yok öyle değil,çizgi film...".çizgi film deyince akan sular durur ve bir anda "tom ve jerry'i hala izliyorum ben" veya "aaa şunun çizgi filmini yapsana" tarzında yanıtlar alınır.en klasik soru tabii ki de "peki ne iş yapıcaksın mezun olunca?"
  • bunlar genellikle yurdumuzun büyük tatil köylerinde $enlikleri ve havuz yarı$malarını tertip ederler.
    yabancı olanları en az 3-4 dil bilir.hatun olanları süper kültür-fizik sahibidirler ve konu$abildikleri lisan sayısının getirdiği kültür birikimiyle kimi zaman tanrıça gibi görünürler.ama bu venüsün yanında bir adet etli butlu (bkz: kalantor) gördüğünüzde dü$leriniz hiç olacaktır falan.

    aman diyim.
  • fifi, susu gibi komik isimlere sahip olanları genellikle taş gibi bir vücuda sahip olan ayrı bir ırktır efendim bunlar. misal; ben yaklaşık iki gün önce yoğun bir animatör bombardımanına maruz kaldım, en son hatırladığım ise, susu hanımın estetikli göbek deliğindeki piercing'in güneş ışığında hafif parlamasıyla gözlerimi delmesi, ardından yeşil bikinisinin altında zar zor zaptettiği meme uçlarını ağzıma sokarmışcasına suratıma suratıma yanaştırıp bana tombala bileti satmaya çalışması idi. her ne kadar bir fransız-türk kırması tadında olsa da tek başına bir yunan tanrıçası duruşuna sahip olan susu hanımı, bana zorla kaktırdığı bilete bir şey çıkmadığı için bir kafa darbesiyle yok etmek istesem de, son anda gözlerinin muhteşem güzelliğine yenik düşüp tüm sinirimi yatıştırdım.
    bir de gülcan hanım diye bire hadise var ki; başlı başına roman konusu. sen tut, hem muhteşem bir güzelliğe sahip ol, hem de dilini yanlışlıkla yut. eh be gülcan, ne diyeyim ben sana? allah boy vermiş, gerisini de vermiş ama dil vermemiş. gel ben sana benim dilimi vereyim kuzucığım diyeceğim de, "aman aman sözlükte dil mil diyolar, durun küfür etmeyin, ahlaklı olun, onun bunun karısını kızını zikmeye kalkmayın" türü çığlıklar yükselir de tadımızı kaçırır diye susuyorum.
    neyse efendim, ne diyorduk? hah evet, animatör dediğin bildiğin şebek işte. yıkılıyoo...
  • meslegi cizgi film/animasyon yapmak olanlara da bu isim verilir..
  • tipleri otelden otele göre değişir. şöyle anlatayım, benim çalıştığım otelde eğer ki o gün voleybol oynanmazsa şef ağzıma sıçardı. gel gör ki daha kaliteli bir otelde oynanmaması değil, o oyun oynanacak diye milleti rahatsız etmen uyarı almana sebep olur.

    bu gözler neler gördü, bu kulaklar neler duydu teheeey. ben ingilizceyi geçtim, yüzme bilmeyen animatör gördüm. animatörlüğün büyük kısmı ameleliktir. bayağı bildiğin amele. o dekorlar kendi kendine mi taşınıyor sanıyorsunuz? işte o elemanlar ve yeni başlayanlar genelde bu tip amelelik işlerini hallederler. rütben yükseldikçe işin güzelleşir. herhangi bir animatöre "boş zamanlarında ne yapıyorsun?" diye sor bakalım. boş zamanların alayını uyumakla değerlendirir bu arkadaşlar. gündüz 1 saatlik ara mı var? oyhş. sabah 8.30'dan gece 1'e kadar gözünün önünde adam. gece bi de diskodan sonra takılmaya kalkmışsa en erken 3 4'te yatmıştır. sabah 8.30, kalk borusu tabi gene. haftada bir gün izin.

    güzel yanları yok mu? olma mı. bir dünya insanla tanışıyorsun. bir dünya dil duyuyorsun. bayağı eğlenceli vakit geçirip, otelin neredeyse tüm imkanlarından yararlanıp para vermiyorsun. ben hayatımda o kadar yemek yediğim başka bir zaman dilimini hatırlamıyorum. genç arkadaşlara söylüyorum. eğer ki aklınızda varsa, fırsatınız varsa ve kafa-vücut olarak kaldırabileceğinize inanıyorsanız kesinlikle yapın bu işi.

    bu arada, bir şeyler yaşadığınız ilk hatuna aşık olmayın. sonra götü başı kaybedersiniz.
  • çok sevdiğim bir arkadaşımın deyişiyle; mevsimlik seks işçileri
hesabın var mı? giriş yap