• asla, kat'a
  • düşkünlüğün derecesi nedir?
    aynı yatakta yatmak istitorsa , hala sırtına kesesini yaptırmak istiyorsa run baby run
  • annesi ile arası iyi olan erkekten değil kötü olan erkekten korkun, sonra bir psikopat tarafından jülyen doğranınca buraları ayağa kaldırıyorsunuz.
  • herseyin fazlası zarar normali karar arkadaşlar.
  • bir erkek olarak cevaplıyorum evlenilmez. anneyi kıramaz, anneye hayır diyemez, anne dolduruşa getirir gider karısını üzer. sürekli annemlere gidelim der durur. ‘annem daha güzel yapardı’ der. e
  • annesine düşkün’ün tanımı nedir. neye göre kime göre.
    ben evli iken 3 yılda 4-5 kez gördüm ailemi, çocugum oldu ailemi davet etmedim ama yine de eşimin ana kuzusu lafından kurtulamadım. ne istiyonuz amk kütükten mi çıkalım
  • düşkünlükten kasıt ne acaba?

    annem genç yaşında kocasını kaybedip beş çocuğunu büyütüp okutmuş. üstelik tüm bunları esnaflık yaparak başarmış. üzerine birkaç defa kanser olup kurtulmuş. şu an 65 yaşında. sağlıklı ve huzurlu yaşayacağı kaç yıl kaldığını allah bilir.

    şimdi ben böyle bir anneyi düzenli olarak arayıp, hal hatır sorup, tatillerimin bir kısmında beraber gezdiğim için anne düşkünü mü olacağım?

    kimse kusura bakmasın ama bu dünyada gördüğüm en güçlü ve en çok saygı duyduğum kadın annemdir. ve hayatım boyunca hiçbir tercihime karışmamış sonuna kadar bana güvenmiştir.

    hülasa, anneye olan düşkünlük ile birey olamamayı birbirine karıştırmayın.
  • bence düşkünlük hep bir eksiklikten geliyor. eksikle de asla tam olamaz bir ilişki.

    özgüvensizlikten, cesaretsizlikten, başarısızlık korkusundan gelebiliyor anneye düşkünlük. sığınma ihtiyacı gibi geliyor bana. ben mesela ne zaman çok mutsuz olsam çok kitap okurum, ne zaman çok büyük hayal kırıklığı yaşasam bildiğim dilleri çeşitlendiririm, daha çok yazarım. beşiktaş daha çok üzer ya da daha çok mutlu eder beni eksikken. bu eksik dönemselse kabul edilebilinir, değilse feci zararlı. ondan kelli cevabım:

    evlenilmez.
  • bunu tecrübe etmiş biri olarak diyorum ki, aklınız varsa uzak durun.
    eski eşim annem de annem der başka bir şey demezdi. işin ilginç yanı bu düşkünlük evlendikten sonra birden peydah oldu. epey bir süre buna katlandım fakat bir süre sonra dayanamadım ve patladım. sonra beyefendi hazretlerinin hayatım boyunca unutmayacağım o meşhur sözü ortamda yankılandı, "ne sen ne oğlum benim annemden ve ailemden öncelikli değilsiniz"
    ben de armut toplamadim tabii, "ananı da al git" dedim.
    boşanmanın en temel sebeplerinden biri annesi ve onun fitnelikleriydi.
    evleneceğiniz insanın ailesine iyi bakın, zehirli ağacın meyvesi zehirli olur. istisnalar vardır elbette ama nadiren denk gelir.
  • koşa koşa uzaklaşın

    annesine düşkün erkek kimse ile evlenmesin bir zahmet

    annesinin dizinin dibinden ayrılmasın.
hesabın var mı? giriş yap