• osmanlı ve türk tarihinin en belirleyici tarihi dönemeçlerinden biri olan
    balkan savaşları'nın yüzüncü yılı, tahmin edilebileceği gibi sessiz sedasız geçilirken,
    bu konuda en yetkin, en geniş ve zengin yayını hazırlamış olan dergidir.

    diğer yayınlar gibi, aylık sayısının içinde değil, özel bir saıy hazırlanmıştır:
    100. yılında balkan savaşları: rumeli'ye veda adını taşıyor bu özel sayı.
    derginin ekim-kasım sayısı ile karıştırılmamalı, bu özel bir sayı.

    bu özel sayıda atlas tarih yazarları, osmanlı’nın 500 yıldan fazla bir süre siyasi, askeri, ekonomik ve kültürel yapısını şekillendiren balkan topraklarının tümüyle kaybıyla sonuçlanacak olayların nasıl geliştiğini, savaşın sivil ve askeri yönlerini, bilinmeyen hikâyelerini, çeşitli asker ve sivil anılarını kaleme aldı.

    balkanlar uzmanı amerikalı prof. heath lowry, derginin yazı işleri müdürü behice tezçakar’a osmanlı’nın balkanlar’a gelişini ve sistemini nasıl yerleştirdiğinin perde arkasını anlattı.
    (harika bir yazı bu, ancak derginin konusu ile biraz uzaktan alakalı diyelim)

    prof. ilber ortaylı, balkan savaşı’na giden süreçte osmanlı’nın askeri ve diplomatik durumunu ve savaşın türkiye için telafi edilemez sonuçlarını yazdı.
    (ordunun siyasete bulaşmış olmasının doğurduğu sonuçları görmek için çok iyi bir yazı)

    balkan harbi’nde osmanlı ordusunun hangi cephelerde kimlerle nasıl savaştığını atlas dergisi araştırma editörü kemal tayfur, anadolu’nun tüm demografik yapısını değiştiren balkan göçlerini orhan koloğlu anlattı.

    mustafa kemal’in pek de bilinmeyen balkan savaşları’nda edindiği askeri tecrübesini sonraki yıllarda özellikle gelibolu’da nasıl başarıyla ortaya koyduğunu çanakkale 18 mart üniversitesi’nden yard. doç. mithat atabay yazdı.
    (m. kemal ve enver paşa arasında gerilime olan baız askeri girişimleri takip etmek açısından önemli bir yazı)

    savaş boyunca osmanlı ordusunu ve diğer balkan devletleri askerlerini kırıp geçiren kolera ve diğer salgın hastalıkların hikâyesini ise oya dağlar macar aktarıyor.
    (savaşın en rezil yanıdır bu kolere salgını. öyle ki askerler kurşunla ölebilmeyi ister bu illete tutulmaktansa)

    meriç kıyısında yaşanan büyük bir katliamı, edeköy katliamı'nı araştırmacı atakan sevgi anlattı.
    (bu yazıyı hazırlayan, aynı zamanda bu satırların da yazarı oluyor nacizane)

    edirne savunması ve esaret hikâyelerini emre sarıkuş’un araştırmasından okuyacaksınız.
    (emre sarıkuş, aynı zamanda sesim rüzgara isimli belgesel filmin yönetmeni, genç araştırmacı)

    atlas tarih yazarlarından oğuz otay ise selanik’te sultan ii. abdülhamid’i balkan savaşları’nın ilk günlerine kadar zorunlu misafir eden alatini köşkü’nü gezdi, sultanın oradaki günlerinin hikâyesini anlattı.
    (2. abdülhamit'in, tahttan indirildikten sonra eler yaptığı bilinmez pek; bu yazı o dönemin bir bölümüne ışık tutuyor.)

    bu özel sayıda savaşın askeri yönden pek bilinmeyen iki ayrı cephesi de sunuluyor. araştırmacı bülent yılmazer, balkan savaşları’nda osmanlı havacılarını anlattı;
    m. turgay erol ise kahraman hamidiye kruvazörü’nün çarkçısı şakir efendi’nin orijinal günlüğünden karadeniz’deki varna muharebesini aktardı.

    bulgar kralı ferdinand’ın savaştan sadece iki yıl önceki istanbul ziyaretinden, troçki’nin savaş muhabirliği notlarına kadar birçok makale daha özel sayının sayfaları arasında.

    bu özel sayıda bir de görsel albüm hediyesi var:
    özel sayının hediye albümü selanik’ten işkodra’ya, manastır’dan saraybosna’ya rumeli’deki osmanlı şehirlerinin 100 yıl önceki fotoğraf ve kartpostallarından oluşuyor.

    kendi araştırmam yayınlandı diye övmüyorum gerçekten, edinirseniz özenli çalışmayı siz de göreceksiniz.
    bu özel sayıya yine gazete bayilerinden, derginin daha önce bulunduğu herhangi bir yerden ulaşmak mümkün.

    özel sayı ve daha özelinde benim yazım ile ilgili olumlu-olumsuz fikirlerinizi buradan paylaşırsanız, ayrıca mutlu olurum.

    detaylı bilgi:

    http://www.kesfetmekicinbak.com/…el-sayi/3203n.aspx
  • cumhuriyetin 100. yılına özel bir sayı çıkarmışlardır: görsel

    ilgilenenlere duyurulur.
  • haziran-temmuz 2015 sayısı gerçekten çok nitelikli.
  • verilen parayı sonun kadar hak eden dergi. yeni sayısının çıkmasını insan sabırsızlıkla bekliyor.
  • ntv tarihle kıyaslandığında araştırma ve incelemelerinin daha detaylı ve özenli olduğu anlaşılan 2 ayda bir yayınlanan tarih dergisidir.

    nisan-mayıs 2012 sayısında yakın tarihimizden gazete küpürleri, ilanlar ,biletler, askeri müze kayıtlarının incelenmesi yöntemi ile dopdolu bir içerik ile yakın tarihe ışık tutmuştur. derginin eki olarak fatih sultan mehmete ait değişik gravür,minyatür ve resimlerinden oluşan küçük bir kitapçık hediyesi bulunmaktadır.

    derginin sert kapağı; tepsi, mousepad olarak kullanılmaya uygun olsada eğilip bükülmemesi okuma koşullarını daraltmaktadır. otobüste okumak için alınan dergi koltuk boşluğuna sığmamış, en nihayet kapatılıp çantasına tıkılmıştır.

    --- spoiler ---

    -fukara babası bir hekim başlığında dr. hafız cemal'in kimse okumuyor olsa bile lokman hekim isminde bir dergiyi yıllarca yayınladığını;
    -1930 larda kadınların futbol maçlarına gran tuvalet gittiklerini, bir giydiklerini bir daha giymediklerini, fakat her maçta bir elbise zayiatı olduğundan maça gitmeyi bıraktıklarını;
    -naşit özcanın 1943 te hayattan ayrıldığını, hasta yatağında bile komiklik yapıp, sünnet kıyafetleri ile fotoğraf çektirdiğini;
    -sabiha gökçen in 4 kadın pilot yetişirdiğini bunlardan birinin nezihe viranyalı olduğunu;
    -türkiye de ilk sinematograf gösterilerinin 1897 de yapıldığını ve gösterilen 1 dakikalık trenin gara girişi filminin millette korku uyandırdığını;
    -eduardo bianco isimli arjantili sanatçının türkiye'ye tangoyu sevdirdiğini;
    -alaturka musik dalında düzenlenen "türkiye bülbülü" yarışmasının ilkinde "mevsim gül mevsimi olmadığından bülbül bulumamıştır"denilerek birinci belirlenmediğini ,hikmet rıza hanımı ikinci, safiye aylayı üçüncü olarak belirlediğini,
    -fransa'da yapılan yarışmaya katılabilmek için türkiye'de garp musikisi dalında ses yarışması yapıldığı, yarışmanın birincisi olan hudadat şakir hanımın fransa da 2 lik aldığı.
    -türkiye de 1933 lere kadar eroin üretiminin yasal ve devlet eliyle yapıldığını;

    --- spoiler ---

    göstererek , mum dibine ışık vermez misali yakın tarihimizin farkında olmadığımızı en azından şahsımın öyle olduğunu göstermiş dergidir.
    1071,1453 biliyoruz hatta hun tarihini bile biliyoruz. ama 80 yıl önceye dair hayattan hiç bir şey bilmiyoruz
  • son sayısında sıkı bir balkan araştırmacısı, trakya aşığı olan ve o topraklarda doğup büyümüş olan atakan sevgi'nin bir yazısı var rodop dağları'nda geçen ufak bir hikayeyi anlatıyor.
    okuyun okutturun.
  • ocak ayı özel fotoğraflarla yirminci asır sayısı minik bir almanak olan dergi. kısa kısa, özenle seçilmiş fotoğraflarla enfes bir geçit sunuyor. eski ntv yayınlarının dünya tarihi kitabından bir kesit bir satır başı hali gibi, merak uyandıracak güzellikte olmuş.
    özel sayılarını ayrı seviyoruz kendisinin, başarılı.
  • temmuz - ağustos sayısında ittihat ve terakki cemiyetini incelemiş olan tarih dergisi. benim gibi o döneme ilgisi olanlar için harika bir sayı olmuş.
  • ntv tarih takip ederdim. daha sonra #tarih çıktı onu almaya başladım. bir iki sefer de olsa atlas tarih almışlığım da olmuştu. eylül ayından bu yana hem #tarih hemde atlas tarih alıyordum taa ki ocak ayına kadar. #tarih'in atlas tarih karşısında baya zayıf olduğunu gördüm. ve 1. sayısından bu yana takip ettiğim #tarih'i bıraktım.

    beni şaşırtan atlas tarih hakkında bu kadar az entry girilmiş olması oldu.
  • eski kalitesinden uzak, çok fazla detaya ve kişilere gömülen, 146 sayfalık yayının yarısı reklam olan, 12 lirayı hak etmeyen "tarih" dergisi. reklama bir şey diyemiyorum. sonuçta taş yemeyecek bu dergide çalışan arkadaşlar ama dikkat ettiniz mi bilmiyorum... sürekli "xxx oğlu yyy" muhabbetleri can sıkıcı. iki ayda bir çıkan bir dergi nasıl olur da bu kadar özensiz ve tarihin ana hedefi olan "olayları anlatma ve olaylardan ibret alma" temasından yoksun hazırlanır anlayamıyorum. tarih, biz sıradan okuyucular için "genel kültür"den ibarettir. gerçekten sayın atlas tarih, "istanbul'da açılan ilk kitapçılar ve bu kitapçıların sülalesini" bilmek istemiyoruz. bu kadar gereksiz bir başlığa da sayfalarca yazmanıza anlam veremiyoruz. tarih üzerine yüksek lisans yapmıyoruz sonuçta. kişileri merak edenin altında internet var, kütüphane var. bizim bilmediğimiz, şaşıracağımız olguları açıklamanız daha doğru olurdu. o kişiler umrumuzda değil, bize olayları anlatın...

    çarpıcı cümleler bekliyorum. doktora tezi tadında buz gibi makaleler eklemeyin. yorum yapın. açıklayın. aydınlatın. koskoca aralık - ocak sayınızda şu cümleden başka hatırda kalmaya değer cümle yoktu:

    "işin diğer acı bir yönü de filistin’de ölen binlerce osmanlı askerinin “gözden ırak olan” misali müstakil bir şehitliklerinin olmamasıdır."
hesabın var mı? giriş yap