• allahım bu nasıl bir naifliktir, nasıl bir incelik zarifliktir.. sunuculuk konusunda ders diye okutulması lazım televizyonculuk yapmak isteyenlere..
  • beşinci mevsim diye bi müzik-magazin prooramını sunarkene içleri ışıldayan gözleriyle bir dönem orta yaşlı beyler ve bayanların gönüllerinde taht kurmuş hanımefendi sunucu. her programda bikaç kez değişen kostümleri ve mikrofonu bir gül dalıymışcasına narin ve yana yatık tutuşuyla da eşsizdi.
  • 20 kasım 2012 tarihinde saba tümer'e konuk olduğunda, ekşi sözlük yazarlarını sevdiğini belirten, cesurca ve isim vererek bazı türkçe katillerini ifşa eden, fakat mesleğinde yirminci yılını tamamladığını ifade ederek hafızası ile ilgili endişeler duymama sebep olan dönem kadını
  • çocukluk aşkı, yüce insan... beni bu kadın mahvetti...bu kadın yüzünden ewe ekmekle tuz götürmeyi unuttum, tek kanallı dönemde tv seyretme alışkanlığım onunla nüksetti, beni bu güzel - gülen gözlü kadın mahvetti.....ailecek esenlikler diliyoruz kendisine
  • sözlüğün son dönemine damgasını vurmuş, vurulan yerin şişip su toplamasına sebebiyet vermiş bir üslubun tohumlarını atmış, dinç olmasa da genç dimağlarda seneler sonra yeşerdiğine tanık olmamızı sağlayan bir büyük türk düşünürü.

    kendisini çok sevdiğimden, seks sujesi ve dahi metası olarak gördüğümden onu kendi eşsiz üslubuyla* selamlamak, bu cihetle rüçhan hakkını müaccelen iade etmek isterim.

    evreninin tınısını majör gamlarda arayan beyhude çabalara dudağının kenarında donuk bir gülüşle yanıt verirken, buğulu gözlerinin yosun yeşilinde dünyaların her gün ölen ve doğan ve yeniden canlanan bir acunun bilinç ötesi plazentası akıyor, olan ve biten, doğmamış ve doğrulmayacak bir öfkenin sancısını bugünden tırnak uçlarından provitamin b 5 ile beslenmiş saç diplerime(ve kışın soğuğu yediğimde örselenen sızısına) değin duyumsayarak, görünçlüklediği her anın izini madalya gibi taşıdığımız bir şiir dinletisi, bir sevi anlatısı, bir sarhoş uykusu insan, insandan öte bir ana, anadan öte yar, yardan ötesi bağdad ve sadabad paktı, ve vietnamlı askerler, ve kore gazileri, ve bizim olmayan bir yurttan sesler çapraşıklığının uzamsal düşüşü...(ve nijat özön lügatçasından ve fotokopisi sözlüklerden asortik, sıradışı kelime seçip cümle içine yerleştirmenin doyumsuz sergüzeşti, ve imlâ ve gramer kurallarında kuraldan çok kuralcılığın ve bilcümle çifte standardın aymazlığı, "grif bir kişiliğim binaenaleyh anlaşılamıyorum, beni benden sonraki nesillere, ve kafamın dengi sırdaşlara, arkadaşlara hediye ve emanet ediniz" kifayetsiz muhterisliğe bağıl çilekeş sanatçı feveranının kaypaklığıyla, ve cümle sonlarında 3 nokta kullanımının vuruculuğuyla bir parantezde sana veda etmek sevgili, sana ve kamboçya da ki bir bebeğe, ve dil kurumunda odacı çalışan hısmıma, "sana laf sokmadan ölmeyeceğim" derken ki hışmıma say sevgili...)
  • şimdi otuzlarını sürmekte olan insanlar bugün bile 'şiir' kelimesini her duyanda fellik fellik kaçacak delik arıyorlarsa, bunda ayşe hanım'ın inkar edilmez bir payı var. saygıyla selamlasak yeridir.
  • tek kanallı çocukluğumuzun romantik sunucusu... benim için büyük bir anlam ifade ederdi. haftasonları sunduğu müzik-eğlence programında anons edeceği yorumcunun veya ses sanatçısının seslendireceği eserin sözleri ne olursa olsun anlamlı bakışlar altında, harika bir içtenlik ve şairane bir seslenişle bize aktarırdı. küçük dimağımda bıraktığı izleri henüz başka bir şiir okuyan insanda bulamadım. en son geçen sene brt'de izledim. pek değişmemişti.
  • an itibariyla, stv'de 'ahirim sensin'i defne joy'a ithafen okuyor. anlamlandiramadim. ardindan da defne'nin konuk oldugu program goruntuleri kosedeki 'canli' ibaresi kaldirilmadan yayinlaninca icim bir tuhaf olmadi degil.
  • 2000'li yılların başında rahmetli sacit onan'ın tv5'teki şiir programına konuk olduğunda tanıdığım; enfes sesli, düzgün diksiyonlu kadın spiker. o ne biçim şiir okumaktı öyle. keşke daha çok okusaydı da biz de dinleseydik.
hesabın var mı? giriş yap