• (bkz: nuri leflef kundura cilası)

    pazar öğleden sonraları ayakkabıları, serili gazetelerin üzerinde boyarken o tanıdık koku yayılırdı eve. fırçayı sallarken keyifli keyifli ıslık da çalardı bazen. boya sandığıyla sokaklarda gezdiği çocukluk yıllarını, öğle sıcağında bir ağacın altında içtiği gazozun tadını hatırlatıyordu belki de. yeni yeni anlayabiliyorum canım babam; biz büyüdük, sen gittin. mekanın cennet olsun.

    edit: mesajlarıyla yüreğimize dokunan tüm dostlara selamlar...
  • bizimkinin favori markası (bkz: ne gerek var)
    çok seviyor vazgeçiremiyoruz
  • (bkz: renault)

    beraber gittiğimiz araba fuarında bile renault standına 3 saat fuarın geri kalanına sadece bir saat ayıran bir adam
  • (bkz: sony)

    eğer sony bir şekilde babamın kendisine olan bağlılığından ve saygısından haberdar olsa hemen bugün bütün satış ve pazarlama personelini kovarak sadece babamı çalıştırırdı. reklamlarda babamı oynatır, teknoloji fuarlarına fala sadece babamı gönderirdi.
  • (bkz: ender çikolata)

    lan her bayram nerden bulup getiriyor hala anlamadım.
  • genelde araba markasıdır

    illa da almana binecen, almana binecen, almana binecen

    adamda bi alman takıntısı var, evlerden ırak
  • (bkz: mercedes)

    kendisine 10 arabalık bir mercedes koleksiyonu hediye etmek en büyük hayalim.
  • marka karşıtıdır. bir ayakkabı beğendi diyelim, bunun fiyatı 200 tl olsun varsayalım. gider ayakkabı imalathanesine aynı parayı verir isimsiz bir ayakkabı alır. gitsin bir takım elbise beğensin adı bilindik bir marka olsun, terziye gider kumaş satın alır diktirir. böyle biridir. bu adam benim babam... :)
hesabın var mı? giriş yap