• "bağnazın kafası gözbebeği gibidir; ne kadar aydınlık olursa o kadar küçülür." *
  • kendinden olmayanı kabul etmemekle birlikte gereken min. saygı da göstermekten aciz olanlara denir.
  • boş gelmiş, boş giden. sığ.

    akıllı biri olsa bir kez düşünür, ben bu dünyaya niye geldim, neden varım, neler yapabilirim, insanlığa neler katabilirim, insanlık daha mutlu olsun, ferah içinde yaşasın, ya da en azından ben nasıl ferah içinde yaşarım der. ama değil. olamıyor.

    allah beyin vermiş, onu kullanmıyor. varoluşunu etraf ne düşünüre atfediyor. yok oluşunu "allahın sevdiği kul oldum benden mutlusu yok" a getiriyor. oysa hiç bir fikri yok allah hakkında. önüne ne konmuşsa onu yiyor fikirsel bazda. yanacaksın diyorlar korkuyor, ödülleneceksin diyorlar, seviniyor. düşünmüyor hiç. düşünenlere sığınıyor.

    pek de acımıyorum açıkçası. umrumda bile değil. işte geldiler, gidiyorlar, öbür taraf varsa "lan sana beyin verdik, onu bile kullanamadın, al senin kulağına fiske" demezler mi? derler. hele bir de yoksa. hepten yanmış.

    vah ki ne vah ona.

    bence ayette bahsedilen de ta kendisi.

    "şüphesiz ki biz onları alemlere ibret olsun diye gönderdik"
  • dini ya da ideolojik bir yöne tutunmuş olanı birbirinden farksızdır.
    cehalet ile kolkola olduğu gibi okumuş insanlar arasında da bolca karşımıza çıkabilir. bilginin çalışmadığı, bir türlü aydınlanamayan insanlarda daha da çirkin bir şekle bürünür bağnazlık.

    harekete geçmiş cehaletin dinamosu olur o halde. bu kör manipülasyona girişen bağnaz ne geçmişini görür ne de sağlıklı bir öngörüde bulunabilir öteye dair.
    inkar en güçlü silahı, bilinçle kalkışılan öteleme, bilgiyi reddetme, ilk öğretiye olan sorgusuz bağlılığı da kafası kadar kalın kalkanıdır.

    yıllarca süren zihinsel baskının sonucunda oluşan bu karbon yumağı elmas kadar da sağlamdır.
    ve onlar hiçbir yere gitmezler; her zaman buradaydılar, ileride de yine burada olup hastalıklarını sonraki kuşağa aktaracaklar.

    bağnazlar, ideolojileri, dinleri ellerinde tutan yüksek akıllılarca her zaman olduğu gibi yönlendirilecektir. zekaya sahip manipülatörler için bağnaz, sadece harcanabilir bir müşteridir.
    siktiğimin starcraft gibi değil mi?
    değil.
    benim, senin sokağın bu. yakın.
    hafife alınası, bin yıldır duyduğun bir tespit mi bu?
    öyle mi?
    belki de o yüzden hala revaçtadır, hım. sen ötelediğin için.
  • 3 önemli özelliği vardır kendilerinin:

    1. onlarla tartışamazsınız.

    2. onlarla tartışamazsınız.

    3. onlarla tartışamazsınız.

    ama çok isterseniz pilavlıya gidebilirsiniz tabi.
  • hep türkce oldugunu düsünürdüm. yumusak "g" yanilsamasiymis demek ki. etimolojisi asagidadir:

    bánausos (eski yunanca) > banause (almanca) > bağnaz (türkçe)
  • potansiyel köy ismi.
  • birşeylere saplanıp kalmış kör bıçak. kör olmasına rağmen, gesebüğ de gesmeyebülüğ de...
  • bağnaz, at gözlüğünü artık var olduğunu unutacak kadar uzun süredir çıkarmayan kişidir. sormayan, sorgulamayandır. sanki kendisi tartmış, düşünmüş, karar vermişçesine haklılığından emin, dünyanın en doğru işini yapıyormuşçasına böbürlenendir. körü körüne inanandir.

    bağnaz kendi halinde oturup "zaman" isimli gazeteyi okuyan genç bir adamın üzerine yürüyüp "burası odtü!cumhuriyet okuyacaksın burda. zaman okuyacaksan burada olmayacaksın!" diye ağzından tükürükler saçarak bağıran kimsedir.

    bağnaz; eşitlikçi, özgürlükçü, insancıl solculuğun adını kötüye çıkarandır, kimi zaman da "solcuyum" diyenlerin, solcu geçineni, yüz karasidir.
  • bağnaz ne fikrini ne de konuyu değiştirme isteği olan kişidir. (demişti birisi, ama kim?)
hesabın var mı? giriş yap