• değerli müzik adamı timur selçuk'un eurovision'u lüzumundan fazla ciddiye alması sonucu ortaya çıkmış senfonik eser.
  • sertab sağolsun, jenerasyonumuzun varlığını yıllar sonra hatırladığı bir yarışmaya, kanımca, türkiyenin yolladığı en özgün şarkıdır. halley, halay, seninle bir dakika, hani, ve tabii o muhteşem opera gibi şarkılar dururken sözleri ve müziği beynime çivi ile çakılabilmiş yegane şarkıdır. everyway that i can'i daha dün iki kez dinlememe rağmen hala söz ve müziğini hatırlamakta zorluk çekiyorum, ancak ne zaman sıkılsam, yatağa uzansam, örovizyon lafını duysam kafamın içi 'bana bana bana bana bana bunu bana bunu bana bana, gelirse üzerse giderse severse dönerse ay ay yay yay yay' doluyor. sanırım psikaytrik tedaviye ihtiyacım var.
  • waterloo dan baslayip soyle eurovision goruntulerini izlemeye baslarsaniz en manyak performansin bu sarkinin icrasinda gosterildigini goreceksiniz.. headbanger s journey kivaminda bir performans sergiler bunun gosteriminde timur selcuk.. yirtior kendini elindeki cubukla orkestrayi yonetecegim diye.. saci basi dagiliyor, küme düsmek üzere olan takiminin basindaki bir yilmaz vural misali yerden yere atiyor kendisini.. akliniz durur bi izleseniz..

    bununla birlikte sarkinin sozlerinin cok ama coooook zor oldugunu dusunuorum ben.. muhtemelen ki sarkiyi seslendiren insanlar sarkiyi daha once seslendirmeye calisan insanlarin 3. yedegi falan.. ben bir kac kere sarkiyi soylemeyi denedim.. yanimda ayakkabi cekicegi bulundurmasaydim dilimi yutup ölüordum neredeyse..

    velhasil cok dikkatli soylenmesi gereken bir sarki.. oysa waterloo oyle degil "wa wa waaa ğ wa waterloo" bakin ne kadar kolay..
  • eurovision başarısızlığı sonrası demeçlerde, tüm günahı timur selçuk'a yüklenmiş olan parça.
    grup pan'ın dörtte birini teşkil eden arzu ece, canlı performans sırasında timur selçuk'un orkestrayı gereğinden hızlı yönettiğini; kendilerinin bu nedenle -afedersiniz- sıçtığını ifade etmiştir.

    irrite edici gelmekle birlikte, başından beri hep garip bir ilgim ve sevgim olmuştur bu parçaya karşı. hem kötü bulur, hem içinden birşeyleri severim. timur selçuk'u da severim aslında ben. ama lütfen, şu linkten bir izleyiniz kendisini, parçayı yönetirken... bu, bu, nedir bu? "hızlı" yönetmek, "yönetmek" kavramını içerir, zannımca...

    edit: bu entriyi yazdığımdan beri, dönüp dönüp parçayı dinliyor ve izliyorum. koreografisiyle, vokalistlerin çıkardığı seslerle, saniye saniye durdurarak, tekrar tekrar izlenmesi gereken, tosun paşa gibi destansı bir eser yahu bu...
  • bırakınız eurovision' u türk pop müzik tarihinde yapılmış en güzel şarkıdır kanımca. böyle bir düzenleme, böylesine beyni kemiren sözler, şöylesine çok sesli vokaller, öylesine bir çalışmanın ürünü olamaz. hergün dinlemeden ve dinlerken ritmik tepinmeden edemiyorum. evet sıyırdım sanırım. çok guzel.
  • sarkinin ilk duyuldugu gunlerdeki bir karikaturu animsiyorum da, erbakan, ecevit, demirel ve gunun diger liderleri yuksekce bir platforma cikmis, halka hitaben bana bana diye sesleniyor, halk da her birine, olur mu seklinde karsilik veriyordu, hafifce tebessum etmistim..
  • sözlerinin saçma ve boşluğuna ek olarak 80'lerin sonundaki tipler ve giysiler komik gelse de,müziği ve orkestrasyonuyla zannımca ilkokul şarkısı tadındaki everyway that i can'den çok daha başarılı bir çalışmadır.türk ezgileri de içermektedir.tabi eurovision garipliğinde "back to square number one" gibi dahiyane sözler içeren malum sertab eseri kadar başarılı olamamıştır.
  • bence, turkiye'nin eurovision'a gonderdigi seninle bir dakika'dan sonraki en iyi sarkidir. hatta nefis bi sarkidir.
  • eurovision şarkı yarışmasına katılmanın, kızını yıl sonu balosuna hazırlayan anne titizliği ile yürütüldüğü yıllara ait naif heyecanlardandır.

    şarkı yarışmasının olacağı güne kadar fevkalade büyük umutlar beslenir ama puanlamada dost bildiğimiz ülkeler bile sırası ile kol saatini verince "bize bizden başka dost yok" derdik.

    ama ertesi günü de o yarışmaya katılanı bir daha değil şarkı söylemek, şarkı bile dinlemeyecek şekilde müzikten tiksindirirdik.

    işte o yıllarda timur selçuk'un bugün yarışmaya katılsa kesin dereceye sokacağı güzel bir şarkısıdır.

    hani youtube'da aradım buldum seyrettim gözlerim nemlendi. yaşlanmışız farkında değiliz hesabı.

    http://www.youtube.com/watch?v=v2xlhbe2ore
  • cok sesli yapisindan midir nedir timur selcuk'un orkestrayi kollari, saclari ve biyigiyla yonetmeye calisirken heder oldugu sarki olmustur. orkestra sefimizin bu cabalari gereken ilgiyi toplamis, tecrubeli sunucu terry wogan "...just keep an eye, here goes the boy timur selcuk..." diye onceden izleyenleri uyarmistir. wogan'in hislerime tercuman olan yorumlariyla asagidaki linkten izlenebilir performans (tanitimdan itibaren).

    http://www.youtube.com/watch?v=v2xlhbe2ore

    saka bir yana, bence bu sarkiyi vokaller bitirmistir. keske vokalsiz halini dinlemenin bir yolu olsaydi. zaten fazlasiyla cok sesli olan sarkiya bir de 4 kisilik vokal ekibi surekli tekrar eden seslerin oldugu sozlerle eslik edince cok sesliligin tadi kacmis, dinleyenlerin dikkati muzikten uzaklasmistir.

    bu arada sarkinin promosu soyle;

    https://www.youtube.com/watch?v=glqkpyvd1t0

    gercekten yarismadakinden daha yavas gibi. ama yarismadaki daha basarili bence.

    düzenleme: taze linkler gelmiştir. special thanks to faaip de oiad
hesabın var mı? giriş yap