• "bana dokunan yılan gebersin" hissiyatının kibarca dile getirilişi.
  • gerçekten pek çoğumuzun hayat felsefesi haline gelmiş bir sözdür.en çok üzen şey de arkadaş dediğiniz insanların siz zor bir durumdayken yanınızda haklısın diyip de diğer ortamda sizi savunma fırsatı geldiğinde sessiz kalmasıdır.
    herkese yaranmaya çalışan kimseyle aram kötü olmasın diyen insanlar bir gün yardıma ihtiyaç duyduklarında o yaranmaya çalıştıkları insanların kaçı onların yanında olacaktır acaba.
    şu dünyada herkesin başına her an herşey gelebilir ben bunu bilir bunu söylerim.bencil olmamak lazım gelir ,yatağa başımızı koyduğumuzda huzur bekliyorsak eğer...
  • şu anda halkımızın içinde bulunduğunu düşündüğüm ruh hali.
  • “bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın..”
    bu yılan doğadaki yılandır, toplumdaki değil. yanlış anlaşılıyor.

    özdemir asaf
    yuvarlağın köşeleri
  • eski bir deyimdir bu. ağızda sakız olmuş, kafasınıza göre çekebileceğiniz bir deyimdir. eski olması ve yıpratılmış olması, anlamından birşey kaybettirmez ama ilk söylendiği zamanki çarpıcılığı elbette kalmamıştır.

    yılan tehlikeli hayvandır ya, hani sokar ya, işte o yüzden yanınızdan geçince, hele de kentin içindeyse, tehlikesiz hale getirmek gerekir. ve hani o yılana, "aman bana ne" diye dokunmazsınız ya, ve işte sizin evinize gelip sizi sokar ya, onu anlatır.

    bunun sosyal hayattaki karşılığı, ben suç diye tanımlanan şeyleri yapmazsam, otorite ve onun uzantısı olarak tarif edilebilir.

    ancak ve ancak şu vardır ki hep unutulur. nazilerden güzel bir örnek aktarır zygmunt bauman, modernite ve holocaust'ta. toplama kamplarına diğer yahudiler gönderilirken kalanlar birbirlerine, o gidenin ne kadar suçlu olduğunu anlatırlarmış. böylece toplu bir ses çıkamamış, yahudiler kuzu kuzu toplama kamplarına gitmişler ve sabun olmuşlar.

    denilebilir ki, o ekstrem bir tarih sahnesidir, bugün bunlar olmaz, artık dünya değişti.

    efendim, düşünün ki sıkı bir iş teklifi alıp koşa koşa macera dolu amerika'ya gittiniz. koşullar biraz daha kötüleşti ve orada türkiyeliler'e karşı bir kampanya başlatıldı ve kendinizi bir göçmen kampında buldunuz. hatta bir baktınız birisi sizin hakkınızda yalandan din tandanslı bir terör örgütüyle bağ iddia etti. o zaman çalıştığınız hastaneden çıkartılırken:

    faşizme geçit yok ama bize var dediğiniz hatırlanırsa ve yine de bir antifaşist dernek gelip sizi kurtarırsa vicdanınız sızlar mı acep?

    böyle şeyleri anlatır işte bu eksi özdeyiş.

    bi de kamer genç'in eski bir deyişi vardır:
    - anlayana davul zurna az, ay sivrisinek saz, ay anladınız siz işte.
  • yılan (bkz: evil) olarak bilinen hayvandır, her ne kadar gerçekte öyle olmasada, mecaz anlamda bu bağlamda kullanılır. bu atasözü de demek isterki, bana dokunmayan kötü kişiler sonsuza kadar yaşıyabilir, istediğini yapabilir, yeterki bana bulaşmasın.
  • türkiye'nin 3. dünya ülkesi olmasının sebebi olan felsefe.
  • bu mantıktaki kişiler, yılandan en çok zararı görenlerdir. çünkü, yılan tam da bu tipleri kendisiyle bağdaştırır ve onlara ilgi duyarak yönelir.
  • şu durumu yaşamaya mahkûm düşünceye sahip insan'dır.

    naziler önce komünistleri götürürken sesimi çıkarmadım,
    evet, ben bir komünist değildim. sosyal demokratları hapsettiklerinde sesimi çıkarmadım. evet, bir sosyal demokrat değildim. sendikacıları almaya geldiklerinde sustum. evet, ben bir sendikacı değildim. benim için geldiklerinde ise, buna karşı çıkabilecek kimse kalmamıştı.

    papaz martin niemöller
hesabın var mı? giriş yap