hesabın var mı? giriş yap

  • bir çok sözlük yazarının "aha ne boktan film, iğrenç, utanç verici" diye entry girip 3-5 ay sonra bir otobüs yolculuğu sırasında mecburen izleyeceği filmdir, hatta bazı sahnelerde elinde olmadan gülecek, sonra da etrafına bakıp "ulan rezil olduk yandaki kızlara, bu filme bile gülüyor diyecekler" diye hemen kenarda bekleyen leman/uykusuz vs. dergiye yönelecektir bu arkadaşlar

  • iclerinde bo$luk falan yoktur aksine ateistler muminlere gore daha doludur. cunku onlar hayatla ilgili sorularini basit cevaplara indirgeme luksune sahip degillerdir. haliyle varolu$ sebeplerini rasyonalize edemezler. her ortaya ciktiginda oldukten sonra yokolacagini bilmenin ya$amsal icguduleriyle carpi$masindan dogan depresif ruh halleriyle de mucadele etmek zorunda kalirlar.

    oysa ki din bizim varolu$sal kaygilarimizi ya$am dongumuzden soyutlayan bir ara bolmedir. hayatla ilgili cozemediginiz $ey mi var, atin dine, allah bilir. her sifat gibi etiketleme ve gutmeye kurban gitmedigi surece de guvenlidir.

    bizim toplum olarak dini sadece bu amacla kullanip, ickisiydi kumariydi karisiydi be$ vakit namaziydi pek takmiyor olmamizin sebebi de tek derdimizin aidiyetin yumu$ak pembe tasmasini takmak, ondaki huzurun bize yetiyor olmasidir.

    (bkz: ignorance is bliss)
    (bkz: hayati cozmek)

  • sokakta çöp karıştıran dalmaçyalıları, husk'yleri, terier'leri görünce içimi bir hüzün kaplıyor...

    sokak köpeği doğuştan "alfa". çöpten yemeye alışmış. çomar doğmuş, çomar ölecek. işini biliyor, fırsatçı, uyanık, açgözlü. hayatında hiç sevgi görmemiş, onun için kendinden başkasını sevmiyor.

    ama sen asil bir köpeksin, kuru mamalarla beslenmişsin, yıkanmışsın, bakılmışsın, sevilmiş, şımartılmışsın. sonra birden bire sokakta tek başına bırakılmış, "başının çaresine bak" denmişsin.

    allah hiçbir canlıyı gördüğünden geri koymasın... çok zor çok...

  • ben..
    benim asosyal insan tanımım "çok kişi tanımak uğruna, bir sürü arkadaş, çevre edinmek uğruna kişiliğinden ödün vermeyen kişi." olurdu.

  • * her temas iz bırakır (roman 2006)
    * son hafriyat (roman 2008)
    * behzat ç - bir ankara polisiyesi (televizyon dizisi 2010-2013 / ilk 3 sezon)
    * behzat ç - seni kalbime gömdüm (sinema filmi 2011)
    * behzat ç - ankara yanıyor (sinema filmi 2013)
    * behzat ç - imamların öcü (televizyon dizisi 2016 / iptal proje)
    * behzat ç - bir ankara polisiyesi (televizyon dizisi 2019 / 4. sezon)
    * çekiç ve gül (polisiye hikayeler 2019-2021 / derleme roman 2022)
    * saygı - bir ercüment çözer dizisi (televizyon dizisi 2020-2021 / spin off)
    * çekiç ve gül - bir behzat ç hikayesi (televizyon dizisi 2022)

    2006 da başlayan hikaye bayağı bir külliyat haline gelmiş. ve devam ediyor.

    edit : ercüment çözer’in dizisi behzat ç evreninde geçmiyormuş. izlemedim, bilmiyorum. kendi hikayesini anlatsa da behzat ç romanlarından çıkan bir karakter. sonuçta behzat var olmasa ercüment olmazdı.

    imamların öcü için 2016 sonunda televizyonda teaser dönmeye başlamıştı. 2017 içinde tarih de veriyorlardı sanırım. sonra galiba o yıldı emrah serbes ölümlü kazadan dolayı hapse girdi. aklımda projenin iptal edilme sebebi o durum kalmış. belki de ilgisi yoktur. duyuru yapacak, teaser yayınlayacak aşamaya gelindiyse sinopsisi, tretmanı falan hazırdır diye tahmin ediyorum.

    o malzeme çöpe mi gitti yoksa biraz modifikasyonla çekiç ve gül senaryosuna mı tekamül etti acaba?

    edit 2: ercüment çözer romanlarda yokmuş. bir ankara polisiyesi’nde görünmüş ilk kez. dizinin senaryosunu ercan mehmet erdem yazıyordu ama emrah serbes ile koordineli çalıştıkları biliniyordu. acaba ercüment karakteri emrah’ın marifeti mi ercan’ın mı ?

  • bildiğiniz her şeyi sıfırlayın. meseleyi işin üstadı bendenizden dinleyin bir kez de. yılların tecrübesi konuşuyor lan burada; başçavuşun beygiri anırmıyor aloo!

    ciddiyete dönelim. insanlar karşılarındaki kişiler hakkında karar vermek için en fazla 30 saniye düşünürler. içgüdüsel bir olaydır aslında bu. 30 saniye içerisinde bir x cinsi y cinsi için beynine "olur" sinyalleri yolladı yolladı; yollamadıysa don juanlık filan hikaye. afedersin bir yerini yırtsan da o saatten sonra boş.

    şimdi konuyu gerçek hayattan vereceğimiz örnekle açıklamaya çalışalım. y bıcır bıcır şirin bir kızdır. x1 ise efendi adam. x2 ise x1 in fiziksel olarak tıpatıp aynısı piç erkektir.

    y, x1 ve x2 ortak bir ortamda bulunurlar. y hanımkızımız 30 saniye içerisinde beynine iki genç için de olur sinyalleri yollar. ortamdan ayrılınır ve insan davranışları incelenir.

    y --> evine gitmiş ve iki erkekten de eşit derecede hoşlanmıştır

    x1 ve x2 --> evlerine gitmişlerdir ve y cinsinden eşit derecede hoşlanmışlardır.

    olayın özü burada başlıyor işte (üçlünün pazartesi buluştuğunu hesap edersek)

    x1 davranışları:

    pazartesi gecesi: acaba sevgilisi var mı? yok canım sevgilisi olsa neden bizimle buluşsun ki? ama böyle güzel kız da boş kalmaz yani...
    salı gecesi: arasam mı acaba? yok yahu ararsam şimdi bulaşık bir tip olduğumu düşünür. en iyisi biraz zaman geçsin.
    çarşamba gecesi: saat geç mi oldu yahu? arasam mı? yok aramayayım en iyisi. yarın arar haftasonuna bir yerlere davet ederim
    perşembe gecesi: geç mi oldu? arasam mı? mesaj çekeyim en iyisi, müsait olduğunda cevaplasın.
    cuma gecesi: neden cevaplamadı ki? ben biliyordum abi kesin sevgilisi vardı o kızın bıdıbıdı...

    halbuki aynı anda x2 nin davranışları şu şekildedir:

    pazartesi gecesi: - aloo y naber? iyi ya n'olsun işte takılıyoruz. yarın işin yoksa gelsene yine takılırız beraber? ok kaçta alayım seni...
    salı gecesi: - yarın gel yine bıdıbıdı yaparız
    çarşamba gecesi: - bana gidelim mi?
    perşembe gecesi: finish her!

    yani anlayacağınız üzere olay tamamen erken müdahale hayat kurtarır mantığı. atalarımız buna akıllı düşününceye kadar deli oğlunu everir demişler. ne güzel bir söz öyle...

    ataturkiye, xyz haber, atina.

  • takip edebildiğim kadarıyla bilimsel ve gelecek ay görevlerinin planlanması açılarından önemli, ancak onun dışında biraz "meh" bir buluş.

    önemli, çünkü ayın 100+ dereceleri bulan gündüzünde de su olduğu kanıtlanmış oldu, artık suyun düşündüğümüzden biraz daha yaygın olduğunu biliyoruz. diğer yandan keşif şimdilik gelecekteki kolonistleri bile tam olarak ilgilendirmiyor, bulunan su moleküler düzeylerde, nasa sahra çölünde 100 kat daha fazla su olduğunu açıkça belirtmiş ve suyun kullanılabilir olup olmadığı da belli değil. ay'ın başka bölgelerinde su daha büyük miktarlarda olabilir, belki bu moleküller yer altı su birikimlerinin işaretçisi olabilirler veya belki de güneş gören bölgelerde su sadece bu kadardır. bunları gelecekteki görevlerle araştırmamız gerekecek.

    niye nasa bunu bu kadar büyük olay yaptı? eh nasa'nın asli görevi bu, bilim yapmak ve halka duyurmak, benzer açıklamaları zaten sık sık yapıyorlar. diğer bir sebep de muhtemelen gözlemin yapıldığı teleskoplu uçak sofia'yı bütçe kesintisinden kurtarabilmek, 2021 bütçesi kesintileri sebebiyle erken emekliliği gündemde, nasa'nın politik bir hamleyle bu programdan gelen somut bir sonuç göstermek istemiş olması normal.

    ayrıca suyun bulunduğu clavius kraterinin 2001 a space odyssey'deki ay üstünün kurulu olduğu krater olması gibi ilginç bir tesadüf var.