hesabın var mı? giriş yap

  • ertem şener: mike tyson'ın yumruk basıncı 3 tonmuş.
    sinan engin: bende lunaparkta yumruk atılan makinayı kırdım.

  • işsizim, hem de ağır. 10 bin 15 bin alanlar var bi saniye. lan kazı kazanda kazanmayı hayal edebildigim en yüksek meblag 10 bin benim. allahinizi severseniz ciddi misiniz lan? ben aylık 2 bin alanlara zengin gözüyle bakıyor, ve hedef olarak ancak 2 bin lira kazanmayı koyuyodum önüme, bin lirasini giderlere versem bin lirasi oh mis, hatta iyi bi cocuk olursam araba bile alabilirdim. ama siz 10-15 diyince.. lan ya.. dil bilmek çok önemli tabi. neyse memurluk da güzel tatili fln var, garanti iş.. dimi lan :(

  • gavur bunu da yapti dedirten, insanlari rahatlik budalasi yapma kabiliyeti olan, kullananlari sicak dusuncelere gark eden, hijyen saglama konusunda iddiali olan, japon yapimi yeni model tuvalettir. tuvalette japon devrimi imis ve de avrupa'ya ulasmismis.

    haber icin baglanti: http://www.radikal.com.tr/…11.03.2009&categoryid=79

    baglantiyi tiklayip okumaya usenenler ya da yorumlari gozden kacirabilecekler icin iki yorumu buraya derc ediyorum:

    generalduncan'in yorumu:

    japon ve avrupa tuvaletleri - 10/3/200921:15

    japonların yaptıkları bu tuvaletleri kullandım. kullandığım ilk modelde oturağın sağındaki kontrol panelinde (evet!) erkek ve kadın için farklı yıkama modları vardı. ayrıca su sıcaklığı ayarlanabiliyordu. diğer modelde bunlara ilaveten kurutma özelliği de mevcuttu. aynı saç kurutma makinesi gibi ama çepeçevre sıcak hava üfleyerek kurutuyor. fakat sifonu çekmeden önce kurutmaya basarsanız ortalığın pek de iyi kokmadığını söylemeliyim. her iki modelde de standart olarak uzaktan kumanda bulunuyordu (evet!). yalnız sifonları bizim alıştığımız şekilden uzaktı: arkaya eğiliyor ve borunun üzerindeki bir vanayı açıyorsunuz. bizim haznelerdeki kendi ağırlığıyla akan sudan çok daha şiddetli bir şekilde su püskürerek tuvaleti temizliyor. eklemem gereken şu var ki japonlar buna batı stili tuvalet diyorlar ve batılıların gelip gittiği yerlerde en az bir kabinde bundan bulunduruyorlar. japonların kendileri bu tuvaletleri tercih etmiyor. bizim alaturka tuvalete benzer, yere gömülü bir modeli arkası dönük çömelerek kullanıyorlar. sadece ön tarafta çişin ileri uzaklara sıçramaması için bir koruma bulunuyor. japon tuvaletlerinin bu ileri özelliklerinin bence en yararlı kısmı yakından tanıdığımız taharet musluğu. avrupa tuvaletlerinde bu bulunmuyor. bazı ülkelerde görülen bizet dedikleri ikinci bir yıkama klozeti de yoksa tamamen kuru olarak temizleniyorlar. tabi uygar oldukları için tuvalet kağıdı olmadığı zaman ellerini kullanma gibi bir iğrençlik yapmıyorlar. dolayısıyla bizim kullandığımızdan en az 2-3 misli fazla tuvalet kağıdı kullanıyorlar. japon teknolojik tuvaletlerini ithal etmek yerine sadece taharet musluğu olayını yaygınlaştırsalar bu tüketimi kolayca azaltabilirler çünkü temizliği kolaylaştıran esas etmen bu. kurutma ihtiyacı ikinci planda kalıyor.

    alican_s'in yorumu:

    japon işi tuvaletin potansiyel tehlikesi - 10/3/200920:45

    testislere sıcak hava üflenmesi, üreme hücrelerine zarar verebilir ve hücrelerde mutasyona yol açabilir. üreme organının vücudun dışında olmasının sebebi, spermlerin vücud ısına dayanamamasıdır. tuvalet kağıdından tasarruf edelim derken kısır olmamaya dikkat edelim!

  • en azı oyu ceyhan almıştı oyumu ona verdim. ezilenlerin, dışlananların, sesi olmayanların sesi olmaya devam edeceğiz.

    #2bceyhanyalnızdeğildir

    40 bin oy editi: arkadaşlar verilen oy sayısı 40 bine'e dayandı. bu süre içerisinde ceyhan'ın gerçekten yalnız olmadığına inanmak istedim. belki benim entryim ceyhan için bir ses olur dedim, bir ışık olur, bir kıpırdama olur dedim ama bana rağmen durum pek değişmedi. çocuk gerçekten yalnızmış. benim aldığım fav sayısı çocuğun aldığı oydan fazla. artı oyları saymıyorum bile. utancımdan entryi silecek noktaya geldim.

  • viski firmalarından aldığımız eğitimlerde türkiye'nin viski tüketimi konusunda (özellikle chivas regal) dünyada ilk sıralarda olduğu söyleniyor. johnnie walker da artan talebi karşılayabilmek için roseisle gibi devasa tesisler açıyor.

    dünyadaki yüksek düzeyde viski tüketen diğer ülkelerden bizi ayıran çok önemli bir özelliğimiz var.

    kendi ürettiğimiz bir viski yok. hepsini ithal ediyoruz. pakistan'ın bile viski ürettiğini biliyor muydunuz? akp gelene kadar iyi kötü ankara viskisi adında single malt viskimiz de vardı.

    2004 yılında tekel'in adeta yabancı içki devlerine hibe edilmesi bu yüzden bu ülkeye atılmış en nadide kazıklardan biri. şu an rakımızı kendimiz üretebiliyorsak bunun tek sebebi içki devi diageo'nun elinde başka rakı üreten fabrika olmamasıdır. türk içki tarihi boyunca ürettiğimiz ve yurtdışına sattığımız her kaliteli içkinin üretim hakları bu dev firmalar tarafından satın alınıp üretimi durduruluyordu. ta ki akp gelip tekel'i bütün tesis, gıda depoları, fabrika ve taşınmaz malları ile 140milyon dolar gibi bir fiyatla satıp ülkenin alkol tüketimini tamamen ithal ürünlere bağlayana kadar.

    konu ile ilgili daha detaylı bilgi edinmek isteyenler tekel'in son genel müdürü olan kerim yanık'ın tekel'in nesi kaldı - damaklarda tadı kaldı kitabına göz atabilirler.

    edit: uyarı geldi özelleştirme değerinin 140 değil 290 milyon dolar olduğuna dair. düzeltme yapalım. şunu da eklemekte fayda var. önerdiğim kitapta yazılan bilgilere göre tekel satılmadan önce tüm üst düzey müdürleri satın alacak firma ile anlaşmışlar ve tekel'in tüm eski tesislerini son teknoloji ürünler ile donatmışlar, depolarına 10milyonlarca dolarlık gıda stoku yaptırmışlar ve işten ayrılacak tüm personelin tazminatlarını da devlet bütçesinden ödemişler ve şirketin kasasındaki 70milyon dolar ile yeni sahiplerine devredilmiş. böylelikle tekel için ödenen meblağın büyük kısmı geri alınmış ve yine ortalama benim verdiğim fiyata denk gelmiştir. tekel birkaç yıl sonra 2.1 milyar dolara diageo'ya devrediliyor. vurgunu yapılan para inanılmaz boyutlarda.

  • bu paylaşımdan sonra misvak dergisi almamaya karar verdim. bundan böyle papia ya da selpak gibi markaları tercih edeceğim.