hesabın var mı? giriş yap

  • baktığım bir şey öncesi yaklaşık 20 soruyu okumak zorunda kalıyorum.
    bugün yağmur yağacak mı? bugün yağmur mu geliyor? acaba bugün yağacak mı yağmur? sizce ıslanacak mısınız? yanınıza şemsiyelerinizi almalı mısınız? ya yağmazsa o şemsiyeleri ne yapacaksınız?
    bu nedir böyle ya.
    ruh hastaları.

  • diyelimki bir akvaryumun içerisinde 3 tane balığım var, dördüncüyü alamayacak mıyım?

    edit: "valla çok ibnesin :)))" diye iltifat eden de oldu. gün güzel gidiyor.

    edit2: evet bunun da sorumlusu kemal kılıçdaroğlu'dur.

  • eşeğe altın semer vurmuşlar ama eşekliği baki kalmış.

    edit: guzel bir amerika’li dusunurun sozu var, “ batida insanlar ilk once parayi ele gecirir sonra para ile gucu ele gecirir; doguda ise insanlar ilk once gucu ele gecirir sonra onunla parayi ele gecirir.” akp’de tam boyle bir parti iste. ılk once cemaat ile gucu ele gecirdi, daha sonra onunla parayi ele gecirdi. bunu yaparkende egitim ile kusaklari yozlastirdi ve boyle yobazlasmis nesil ortaya cikti.

    kendini egitenler, iyi egitim gorenler yurtdisina kacti, kacamayanlar ya kacmaya calisiyor veya artik gozlerini ve kulaklarini kapatmis bir durumda hayatlarini yasiyor. cunku saray ve saray soytarilari artik milletin gazi meclisinde, milletin paralari ile kurulmus duzen icinde masaya ayaklarini uzatip instagram’da millete caka satiyor.

    ama bu durum sadece bu iktidarin degil o mecliste olan butun partilerin ele ele yaptigi bir durum. sali gunleri grup toplantisinda bagarmaktan baska bir halta yaramayan partilerin.
    bana kimse ne yapsinlar, iktidar butun gucu eline almis demesin. bu millet padisah ingilizlerle gorusurken kurtulus savasi vermis, parasiz pulsuz ulke kurmus bir nesil.

  • bakın buraya yazıyorum, yakında batacak bu site! batmalı! batmasını istiyorum!

    çünkü 10 ilandan 8 i boş. o yüzden insanlar ben bu site üzerinden “iş bulamıyorum” diyor. bu sizin özgeçmişiniz ile ilgili değil bu durum, kariyer.netin satış politikası ile ilgili.

    bu hafta x inşaat şirketinin üst düzey yönetici ilanını gördüm. elimde bir arkadaşımın çok iyi bir özgeçmiş var diye, insan kaynaklarını aradım. ik camiasında genel olarak herkes birbirini tanıdığından nazımız geçer diye düşündüm. kariyer.net de başvurmuş bir de ben göndermek istedim diye rica ettim. uzun yıllardır tanıdığım ik yöneticisi "öyle bir arayışımız yok, sanırım bir yanlışlık olmuş" dedi. peki dedim, herkes hata yapabilir.

    sadece iki gün sonra yine aynı pozisyon için başka bir firmayı aradım. "marsha iflas açıklıyoruz bu hafta, bir yanlış anlaşılma olmasın sakın" dedi.

    bu sitede iş bulma umuduyla her gün insanlar çok fazla zaman geçiriyor. sizde bu sitedeki kullanıcının kullanım süresine göre "reklam satıyorsunuz." onu da biliyorum. ama bu boş ilanlarınız yüzünden insanlarda "insan kaynakları geri dönmedi" imajı oluyor. cv görüntülenme sayısının düşmesinden bahsetmiyorum bile.

    eğer alım yapmayacaksanız ve şirket “istihdam yaratıyor gibi” göstermek adına boş ilan çıkıyorsanız insan kaynakları “allah sizin de belanızı versin.” işsiz kalın, kalın ki aynı durumu sizde yaşayın! hatta cvniz benim elime düşsün, bütün stresimi sizden çıkarayım.

    özetle batmanı istiyorum kariyer.net! insanlara daha fazla hayal kırıklığı yaşatmaman için batmanı istiyorum!

  • öncelikle, veranda ne amk diyecekler için; (bkz: veranda)

    ya ben köy evlerinde bile çok az gördüm bunu. geçenlerde bi çiftlik evinde görür gibi oldum onu da pimapen ile kapatmışlardı amk. bir de teoman kafası iyiyken bir kır evinde görmüş bunu ama nası uçuyorsa orada bi rüzgar gülüne rastlamış konuşmuş falan. yani o da görmemiş..

    her neyse bence amerika'yı amerika yapan şey aha bu verandadır arkadaşım. babanla bir sorunun mu var, otur veranda da konuş. ananla mı var gel verandaya bağır çağır, düşmanın mı var al silahı verandaya otur...

    sen bildin onu filmlerden, beyaz boyalı, sallanan koltuk var orada en yaşlı insan oturuyor. 20 sene sonra gelmiş evlat hesap soruyor,şurada bana tokat attın, orada beni mahçup ettin burada bok ettin diyerek.. tanıdın tabii.

    türkiye de veranda olmayınca ne oluyor, salon var babaya hesap sormaya geliyorsun altı ay sonra ( bizde öyle 20 sene 25 sene ayrılık olmaz en babası bi bayram arası) ülke tv açık. salondaki büfe enerjini alıyor kafadan, büfe ne amk diye düşünürken az yumuşuyorsun, koltuk örtüsünün üstündeki kırlent, bardakların üstündeki dantel, ülke tv spikerinin naif ve mıymıntı sesi derken odaya girdiğinin 10. saniyesinde yumuşuyorsun. bir de anan poğaça viriyim ayrana katık eden mi diye sorunca ne oluyor, hesap soramıyorsun. ömrünce taşıyorsun o ağırlığı.

    amerikalı o verandadan zıpkın gibi çıkıyor. sorunlarını halletmiş, herkes bir diğerini bağışlamış diyor ki sorunum yok madem gideyim afganistan'ı işgal edeyim diye süper güç oluyor, uzaya çıkıyor adam. onun için veranda mecbur tutulmalı. 38 katlı apartmanın hemen giriş kapısının yanında bi veranda olsa fena mı olur?

    neyse bi şarkı ile bitireyim, bir kır evinin verandasında bir rüzgar gülüne rastladım, insanmışçasına konuşmaya lay lay lay..

  • bir yıla yakın zamandır kullandığım cihaz. gs1000.

    daha önce başka bir tane vardı, memnun kalmamıştım.

    alacaklara faydam olsun:

    - full hd dışında bir cihaz almanın anlamı yok.
    - çift yönlü (hem camdan dışarı hem arabanın içini çeken) cihazlar saçma, çünkü iki kayıt yapmıyor, hd ekranı yarıdan bölüp tek kayıt yapıyorlar. iki tarafın da ya yatay çözünürlüğü ya görüş açısı düşüyor tabii.
    - kameralar o kadar geniş açı ki, sonuç hafif balık gözü. ortaya yakın olaylar çok daha detaylı görülebiliyor, yanlar biraz bulanık. plaka okunurluğu görüş alanının ortasında en çok 3-5 araba boyu.
    - gps'lisini almıyoruz. oldu ki aldık, hız göstergesini kapatıyoruz. görüntüleri polis ya da sigorta şirketine iddianı kanıtlamak için vermeye kalkarsan kaçla gittiğini bilmelerini istemeyebilirsin.
    - en önemli özellik: bu aletler 2-5-10-15 dakikalık video klipler halinde kayıt yapıyor. bir klipten diğerine geçerken atlama olmaması en iyisi. 1-2 saniyeye kadar da eh işte. daha uzun süreler kötü. (gs1000 class 10 microsd ile atlamasız. öncekinden şikayetim 5-6 saniye atlamasıydı.) olayı araya denk getirirsen cihaz bir işe yaramaz.
    - g-sensor ve hareket algılama cihazın davranışını etkiliyor. hareketsizken kayıt duruyor. yeniden hareketin algılanması ve kaydın başlaması bir saniye kadar sürüyor. buradaki sıkıntı: dururken bir şey olursa kaydı yok. bellekte yer kalmadığında video klipleri eskiden başlayarak silen bir cihaz almak ve kayıt işlemini kontak açmadan kontak kapatmaya kadar kesintisiz ayarlamak en güzeli.
    - kontak olayına gelirsek: cihazla uğraşmamak için, kapalı unutmaya karşı kontak ile çalışmaya başlaması önemli. çoğu model gücünü çakmaktan alıyor. aracın elektrik sistemi garip bir şey değilse, kontak çevrildiğinde çakmağa elektrik verildiğinde kamera otomatik kayda başlıyor. kontak kapatıldığında da ayarlanabilir bir süre içinde kayıt durdurulup cihaz kapanıyor.
    - ses kaydı genelde boktan ama çoğu cihaz sinyal sesi duyulabilecek kadar kaydedebiliyor.
    - anladığım kadarıyla rusyada kasko için şart koşuyorlar, en büyük pazar orası. cihazların çoğu "by default" rusça kurulu geliyor. aldığın yerde çevirtmezsen rusça menüden deneye deneye ingilizceye çevirebiliyorsun. kalite cihazlarda türkçe desteği daha görmedim.
    - çin malından korkma. yalnız vantuz ve bağlantı aparatlarını kontrol etmek lazım alırken, parçalarda boşluk, sallantı ve arıza olmasın.

  • gelin: allahım bana " aşkım orası değil yaaa " dedirtme, amin.

    damat: allahım erkenden gelmek istediğim tek yer senin yanın, amin.

  • "açık sözlü olmak iyidir. en kötü ihtimalle sonradan kaybedeceklerini en başta kaybedersin."

    hayat felsefesi yapılası bir söz. kaybetmek degil, fazlalıklardan kurtulmaktır belki de...