ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
spoiler için türkçe karşılık önerileri
ukrayna şehirlerini türklerden biz koruduk
-
kenya’da iki kabile mızrak savaşı yapsa ucu dönüp dolaşıp bize giriyor nasıl iş anlamadım amk.
mutsuzluğun formülü
-
kafanin calisir, alginin acik, vicdanin islevsel vaziyette olmasi.
keep talking
-
son derece etkileyici "müzikalite"sinin yanında; pink floyd un kendine özgü dahiyane söz kurgusunu da yogun biçimde yansıtır..
sozlerin içerigine bakıldıgında hislerini anlatamayan bir insanın sozleri gibi görünür..
oysa ki birçok anlamı bir arada barındıran bu parca,
cagımızın modern toplumunda iletişim teknolojilerinin ust duzeyde oluşuna karşın var olan "iletişimsizlik" sorununu ele alıyor izlenimini verirken, aynı zamanda da ilkel çağların, iletişim kurmayı, yani konuşmayı, bir "dil" yaratmayı henuz cözememiş insanının hislerini dışa vurmakta yasadığı imkansızlık halini de anlatır..
there' s a silence surrounding me - "bir sessizlik var etrafımı saran"
i can' t seem to think straight - "dogru duzgun dusunemiyorum"
i' ll sit in the corner - "bir köşede oturacağım"
no one can bother me - "böylece kimse beni rahatsız edemez"
kısmında bu "ikili" anlatım açık biçimde görülür.. ancak bu anlatım butun sarkıya yayılmış olmasına karsın tum soz duzeni içinde kendini gostermez.. biraz daha acarsak:
i think i should speak now (why won' t you talk to me)
i can' t seem to speak now (you never talk to me)
my words won' t come out right (what are you thinking)
i feel like i' m drowning (what are you feeling)
i' m feeling weak now (why won' t you talk to me)
but i can' t show my weakness (you never talk to me
i sometimes wonder (what are you thinking)
where do we go from here (what are you feeling)
sanirim simdi konu$malıyım (neden benimle konu$muyorsun)
konusabilecegimi sanmıyorum (neden benimle konu$muyorsun)
dogru sozcukleri bulamiyorum (ne du$unuyorsun)
sanki boğuluyor gibiyim (ne hissediyorsun)
şu anda kendimi gucsuz hissediyorum (neden benimle konu$muyorsun)
ama bu gucsuzlugumu ifade edemiyorum (benimle hic konu$muyorsun)
bazen merak ediyorum (ne du$unuyorsun)
'nereye' gidiyoruz (ne hissediyorsun)
bu ilk kısımda, ilk çağlarda herhangi bir konuşma-iletişim kurma yeteneği bulunmayan ilkel bir insanın dusuncelerini, acılarını, korkularını, kaygılarını ve daha bircok envai çeşit duygularını ifade edemeyişindeki "boğulma" hissi anlatılmak istenir.. keza şarkının bu bolumundeki sozlerde de*****bu "içinde kalan duygular arasında boğulma" hali açıkça dile getirilir..
hemen devamında yer alan iki mısra ise** bu bogulma hissinin nereye kadar surecegini, hislerini anlatamadan nereye kadar dayanabilecegini dusundukce gelecegin neler getirecegini bilemeyişin ve bunun getirdigi kaygının anlatıldıgı bir kısımdır..
ikinci kısım ise gunumuzun "modern çağlar"ına ayrılmış bir ikinci bölüm gibidir..
why won' t you talk to me (i feel like i' m drowning)
you never talk to me (you know i can' t breathe now)
what are you thinking (we' re going nowhere)
what are you feeling (we' re going nowhere)
why won' t you talk to me,
you never talk to me
what are you thinking
where do we go from here
neden benimle konu$muyorsun (sanki boğuluyor gibiyim)
benimle hic konu$muyorsun ($imdi soluk alamadigimi biliyorsun)
ne du$unuyorsun (hicbir yere gitmiyoruz)
ne hissediyorsun (hicbir yere gitmiyoruz)
neden benimle konu$muyorsun
benimle hic konu$muyorsun
ne du$unuyorsun
'nereye' gidiyoruz
bu ikinci "soru-cevap" bölümü ise "we're goin' nowhere" sözü ile ilk bölümdeki "ilkel adam"ın sorusuna bir cevap niteliği taşır..
bir çelişkinin ortaya çıkışına işaret edilir,yani;
ilkel insanın elinde bırakın herhangi bir iletişim aletini, konuşabilecek bir dili bile yoktur, iletişimsizlik içerisindedir ve bu durumun ne noktaya kadar surecegi onda bir merak, bir kaygı yaratmaktadır,
diğer taraftan ona gore muthis derecede "üstün" olan gelişmiş "modern" cag insanı yuksek teknolojinin yarattıgı imkanlara ragmen iletişimsizlik sorunu yaşamakta, aynı "boğulma" hissi halen surmekte * ,toplum içinde kendini yalnız hissetmektedir, iletişim açısından "varlık içinde yokluk" çektiği bu durumda o ilkel insandan ne farkı oldugu tartışma konusudur..
her iki soru-cevap kısmının ardından yinelenen;
it doesn' t have to be like this - "böyle olmak zorunda değil"
all we need to do is make sure we keep talking - "tek yapmamız gereken konuşmaya devam etmek"
sözü, iletişimsizliğin ve bunun sonucu olarak gelen içine kapanıklık, depresiflik ve yalnızlık hissinin tek çaresini gözler önüne serer, "konuşmak".. "bir köşede oturup" kendini insanlardan çekmek yerine, "keep talking", iletişim kurmaya devam etmek..
işte pink floyd'un muhteşem sanat ve anlatım yeteneği burada ön plana çıkmaktadır.. bu "ikili anlatım" pink floyd'un bircok parcasında üstü kapalı biçimde gorulebilecegi gibi, jethro tull'ın "steel monkey"*isimli parcasında da nispeten daha görünür biçimde kendini belli eder..
hans adası
-
cozum sekli kardak kayaliklariyla uzaktan yakindan alakasi olmayan ada.
soyleki; ne zaman kanada birlikleri adaya cikip kendi bayraklarini dikse danimarkalilarin biraktigi schnapps’lari adada oturup iciyorlar. adadan ayrilirken de kendi brandy’lerini birakiyorlar. birkac ay sonra danimarkali askerler adaya cikip kendi bayraklarini diktiginde kanadalilarin biraktigi ickileri iciyorlar. bu surec surekli tekrar eden bir olay.
bizim birliklerimiz yunan birlikleriyle kardak adasi icin boyle bir sey yapmayi dusunse (raki, uzo, sarma, baklava, yogurt artik ne olursa) iki taraf da aslinda bu bizim yiyecegimiz der olay bastan iptal olur sorun daha da buyur.
duyulmuş en enteresan iltifat
-
sonuncuyu istiklal marşı için bahçeye çıktığımda bi ergenden duydum:
"hocam siz çıkmayın dışarı. iki güneş fazla bize"
gönlümü fethetti kerata.
23 nisan 2021 tevfik göksu habertürk yayını
-
dün imamoğlu, “6 aydır cumhurbaşkanından randevu istiyorum, şu anki 10 yıllık otobüsler miadını doldurdu, her biri milyon km’ye sahip, ancak alacağımız 300 otobüs bir türlü cumhurbaşkanlığı tarafından imzalanmıyor.” demişti.
tevfik bunun külliyen yalan olduğunu, bizzat kendisinin bu otobüslerin alınması için uğraştığını ve cumhurbaşkanının imzası ile onaylandığını söyledi.
ardından gürkan hacır, ibb’nin chp’li meclis üyesinden gelen mesajı okudu. tevfik 180 derece kıvırarak “bu otobüsler için 90 milyon euro dış kredi gerekiyor. cumhurbaşkanlığı şu anda büyükşehirlerin hiçbir dış kredisini onaylamıyor bütçe açığı sebebiyle” dedi.
gürkan’dan “ee büyükşehirlerin zaten neredeyse tamamı chp’li” gülüşü gelince sırıtarak “yok urfa, antep falan da var” şeklinde yanıt verdi.
adam 2 dakika içinde 20 yalan söyleyip, bir de başkalarını yalancılıkla suçlayabiliyor. gerçekten inanılmaz.
26 temmuz 2021 can dündar tweet'i
-
tam iran islam devrimi’nde kendilerine özgürlük getireceğine inanan mollaları destekleyen solcu kafası vol.2021.
edit: devamını biliyoruz zaten.
kamp bombalamakla pkk'nin bitmeyeceği gerçeği
-
ya sende olmayan bende olan ne hak var kardeşim.sizin derdiniz başka!
en hüzünlü türk filmi
-
(bkz: canım kardeşim)
mohammed salah'ın paylaştığı aile fotoğrafı
-
parayı bulunca ilk önce karısını ve arabasını değiştiren tayfa was here.
evde depolanan saçma şeyler
-
ders notları. küçük çapta bi dağ kadar biriktiğinden atmaya üşenmiştim yıllardır, sonunda annemin de baskılarıyla alt dönemden birine ateşledim yazın.
muharrem ince'nin elini sıkan sandık görevlisi
-
muharrem ince yalova’da oy kullanmak için sandık başına gelirken etrafındaki herkesi o harika gülümsemesiyle selamlar. o esnada bir “canlı” da hemen önünde beklemektedir. muharrem ince bu mahlukun görüntüsüne aldırış etmeksizin elini uzatır. kadın, tam bu esnada, bu ülkede dindarlar tarafından 16 yıldır oluşturulan tiksintinin arayüzü olur.