hesabın var mı? giriş yap

  • benim için şu sıralar; yemek yedikten sonra üstüne sigara içmekten vazgeçip, yemek yedikten sonra üstüne yemek yemek olarak devam eden olgu. güzel bırakamadım sanırım.

  • hastanede doktora karşı sesini çıkaramayan, yakınlarına randevusuz baksın diye doktora el pençe duran tekniker gelmiş burada doktorlar zam alamayacak diye keyifli keyifli ışık hızıyla başlık açıyor.

    doktorlar kendine yetecek parayı bulur da senin bu fakir ruhun asla doymaz.

    resmen doktorla 2 senelik eğitim almış adamı bir görüyorlar. birinin yokluğu var birinden atanmayı bekleyen binlerce kişi var.

  • saçmalamayın sokak köpecikleri asla durduk yere saldırmaz. muhtemelen kadının beynindeki kötü düşünceleri görüp kadına saldırmışlardır. gördüğünüz gibi kadın yolda dümdüz yürüyor ve aklından çok kötü düşünceler geçiyor.

    t: sadece 5. dünya ülke simülasyonlarında görülebilen başka bir deneyim.

  • muharrem ince fetonun iş birlikçisi kimse yargılanacak diyor. nagehan iktidardakileri yargılamanız ülkeye ne kazandırır eski günlere döneriz diyor. itiraf değil de nedir bu

  • aynı görüntü 2 saat önce"filistinlilerin arabalarını yakıyorlar" diye servis edildi şimdi filistinliler israillilerin arabasını yakıyor deniliyor.

    bir karar vermeniz lazım ama kim kimi koparıyor.

    ayrıca bu gülerek haber yapılacak bir şey değil, ortada mucize yok, o gençleri öyle gaza getirerek yarin israilin tankına, silahına kurban etmeyin.

  • çok şey borçlu olduğumuz ve erken denebilecek bir yaşta (61 yaşında) ölmesine çok üzüldüğüm alman arkeolog.

    1982-1992 yılları arasında asıl kazı çalışması yaptığı yer nevali çori'deki işi bittiğinde türkiye'den ayrılmadan önce, kazı alanından çıkan kalıntıların müzede tutulduğu yerde daha önce görmediği bir heykel görür. bu heykel 1986 da göbeklitepede arazi sahibinin bulduğu ve müzeye o zaman getirdiği heykeldir. klaus schmidt'in hocası harald hauptmann bu arkeolojik buluntunun çok eskiye ait olabileceğini düşünerek test yaptırılmasını tavsiye eder. nitekim test yaptırılır ve sonuçlar mö 9500 i gösterir. bunun üzerine klaus schmidt tekrar urfaya gelir, göbeklitepeyi görür buranın doğal bir tepe değil de yığma bir tepe olduğunu tespit edip buranın kazılması gerektiğini düşünür.

    1993 yılında kendi imkanlarıyla işçi tutarak yaptırdığı kazılar sonucunda önce kayda değer birşey bulamazlar. fakat 1994 yılında yine kazı yapılır bu sefer dikkatleri çeken üstünde kabartma bulunan büyük t biçimli yapıları bulurlar ve sonrasında 1995 yılıyla beraber alman arkeolog klaus schmidt önderliğinde resmi olarak göbeklitepe kazı çalışmalarına başlanır.

    klaus schmidt’in göbeklitepedeki kazı çalışmaları arkeoloji çevrelerinde önce ciddiye alınmaz. çünkü bugüne kadar insan eliyle yapılan en eski yapının mö 2500 yıllarında tarım toplumları tarafından yapılan britanyadaki stonehenge taşları olduğu biliniyordu. fakat göbeklitepe deki anıtyapılar avcı toplayıcılar tarafından yapılmış olup mö 9500'e tarihlendiler. yapılan bütün testler bu anıtların tarım öncesi toplumlara ait olduğunu gösteriyor ve bu insanlık tarihi hakkındaki bilinenleri kökten değiştirecek önemli bilgileri içermekte.

    klaus schmidt gösterdiği çabalar ve yaptığı çalışmalardan ötürü adını tarihe yazdırdı ve çok değerli bir arkeolog olarak hayatına veda etti. ruhu şad olsun.

  • merkeze gelir gelmez kaldığımız otelin hemen dibinde karşılaştığımız manzara ile tebessüm ettirmiştir.
    link

  • link

    --- spoiler ---

    6 ay önce birini başkan yapıp, 6 ay sonra göndermeye demokrasi değil, kaos denir. fenerbahçeliler görev almayı da görev bırakmayı da bilirler ve fenerbahçe başkanları kravatlı değil atkılıdır. sapla samanı karıştırmayın.

    --- spoiler ---

    aziz yıldırım'ın 20 sene başkan olduğu kulüp için 'görev bırakmayı bilirler' ifadesinin yer aldığı, türkiye'nin en zengin ailesinin üyesine kravatlı değil atkılı denilen bir tweet.

  • çok eski atalarımızın beslenmek, barınmak ve yırtıcı hayvanlardan korunmak amacıyla zorunlu olarak yaptığı eylem. afrika'da halen ağaç evlerinde yaşayan kabileler vardır.

    günümüzde ise genellikle aşağıda sayılan amaçlarla yapılagelmektedir:

    - eğlence, oyun, hobi:
    özellikle çocuklar için eğlencelidir. sık yapraklı ağaçlar, saklanmak için, meyve ağaçları dalmak için idealdir. ağaç dallarına salıncak kurulur. batı ülkelerinde "ağaç evi" yapmak birçok çocuğun ve hatta yetişkinin hayalini süsler.

    ağaç otelleri bile vardır. örneğin: kadir's tree houses. keza, lüks ve konforlu, çok odalı ağaç evleri bulunur. bunları inşaa eden profesyonel şirketler ve bu konu ile ilgili televizyon dizilerini hatırlayınız (bkz: treehouse masters).

    - spor:
    ağaca tırmanmak, giderek popülerleşen bir spor dalıdır. uluslararası düzeyde şampiyonalar düzenlenmektedir. bu alanda uluslarası çatı örgütleri de mevcuttur. örneğin:

    - "tree climbers international". web sitesi: treeclimbing.com
    - "isa international society of arboriculture". web sitesi: www.itcc-isa.com
    - "global organization of tree climbers". web sitesi: www.gotreeclimbing.org

    - beslenme (hasat):
    çağdaş tarım teknikleri ve kültürleme sayesinde, görece küçük ve alçak meyve ağaçlarından daha fazla ürün elde edilebilmektedir. böylelikle, daha hızlı, verimli ve ekonomik bir hasat mümkün hale gelmiştir.

    buna rağmen; dut, çam fıstığı gibi yüksek ağaçlarda veya aguaje ve hurma gibi yüksek palmiyelerde yetişen bazı meyveleri toplamak için halen tırmanmak gerekebilmektedir.

    - budama (ağaç bakımı veya hayvanlara yem sağlama):
    şehircilik ve çevre düzenleme çalışmaları bağlamında ağaçların budanması yaygındır. bu amaçla genellikle alet ve iş makinaları kullanılsa da, bazı hallerde görevlinin bizzat tırmanması gerekir.

    öte yandan, özellikle karadeniz yöresinde, taze yem elde etmek için hayvanların çok sevdiği akasya gibi ağaçlar budanır. akasyanın (karadeniz'de "diken ağacı" denir) gövdesi uzun, düz ve dikenli olduğu için buna tırmanmak özel maharet ister.

    - bilimsel araştırma:
    yağmur ormanları; botanik, dendroloji, entomoloji, zooloji, ilaç endüstrisi, müzecilik ve birçok bilim dalının ilgi alanına girer.

    bu bölgelerde habitat genellikle yüksek ağaçların taç bölgesinde yoğunlaştığı için, bilim insanları gözlem yapmak ve numune toplamak amacıyla ağaçlara tırmanmak zorundadır.

    ağaca tırmanırken nelere dikkat edilmelidir?

    en önemli risk yüksekten düşme tehlikesidir. bunun yanısıra, ağaçta barınan arı, kuş ve diğer yabani canlıların saldırısına uğrama, olası yaralanma ve çiziklere bağlı enfeksiyon, alerji ve zehirlenme riski de dikkate alınmalıdır.

    yukarıda ayrıntılarına yer verilen, bilimsel araştırma, spor ve hobi gibi amaçlarla ağaca tırmananlar için özel teknikler ve ekipmanlar mevcuttur. bunlar, özel eğitim almış profesyonellerdir.

    hiç tırmanmamış veya yeni heveslenenler nelere dikkat etmelidir?

    - yerçekimi kanununa saygı duyun. o karıncaya da, insana da eşit davranır. dolayısıyla, her canlı kendi ağırlığından sorumludur.

    - ağacın altındaki zemini inceleyin. sert, sivri taşlar, parmaklık, çit, dikenli tel vb. varsa riske girmeyin. kurumuş dalları olan ağaçların altında durmayın.

    - tırmanmak istediğiniz ağaç hakkında ön bilgi edinin (dalları esnek midir, gevrek midir, dayanıklı mıdır, meyveleri (varsa) yenir mi, vs.)

    - ağaca, doğaya saygı duyun, koruyun. bir çok ağaç muhtemelen sizden daha yaşlı olacaktır.

    - gerekmediği sürece (yemeyecekseniz) meyvelerini, yapraklarını koparmayın. çünkü bunlar birçok hayvan için yaşamsal önemde besin kaynağı olabilir.

    - kavak gibi uzun, düz gövdeli ağaçlara tırmanmayın, ne işiniz var? bu hem zordur, hem de özel teknik ve sürtünmeyi artıran, kaymayı önleyen mekanik aletler gerektirir (palmiyelere tırmanan yerliler veya elektrik direğine tırmanan görevliler bunlardan yararlanır).

    - burası çokomelli: dalların gövdeye yakın, budak kısmına basın. dal uçlarına ağırlık vermeyin. cansız, kurumuş dal ve budaklara basmayın, tutunmayın.

    - gövde üzerindeki kav vb. mantarlara basmayın, tutunmayın. bunlar kaygan veya kırılgan olabilir.

    - bastığınız, oturduğunuz dal sağlam olsa da, elleriniz de boş durmasın. aynı anda başka dallara tutunmayı ihmal etmeyin.

    - incir ağacı oldukça tehlikelidir. odunu yumuşak ve gevrektir. dalları hiçbir belirti göstermeden budağından "pıt" diye kopuverir. anadolu'da "incirden düşen iflah olmaz" denir, doğruluk payı vardır.

    - kuş veya sincap yuvası, arı kovanı, karınca katarı, tırtıl olan ağaçlardan uzak durun. yuvasını savunan bir canlı çok tehlikeli olabilir. örneğin kargalar sürü halinde savunmaya geçer. sivri gagaları ve bıçak gibi sivri pençeleri vardır. arı, karınca ve bazı tırtıllar zehirlidir. saldırı altında panikleyebilirsiniz ve düşme riskiniz artar.

    - içini göremediğiniz delik veya kovuklara dokunmayın.

    - ağaçta kalmış kediyi kurtarmak için tırmanmayın, itfaiye çağırın. aceleyle, temel güvenlik tedbirlerini gözardı etmeniz muhtemeldir. ayrıca, kedi paniğe kapılıp size zarar verebilir. tekrar: itfaiye çağırın.

    - son olarak: bu keyfi güneşli havalara bırakın. yağmurlu, gök gürültülü havalarda tırmanmayın. kayıp düşebilirsiniz. daha da önemlisi: ağaçlara yıldırım düşme riski daha fazladır.

  • pargalı : size bir rus esintisi hazırladım hünkarım..

    süleyman : pezevenklikte sınır tanımıyorsun pargalı..

  • uykunun bölümlerinden biridir, normal bir insan gece uykusunda 3-5 kez bu evreye girer, 5 ila 30 dakika sürer. ingilizcedeki açılımı "hızlı göz hareketleri" anlamına gelir. uykusunun bu kısmında insanların gözlerinin hızlı bir şekilde titrediğinin farkedilmesiyle bu adı almıştır, ayrıca uykunun bu kısmında kollarda bacaklarda küçük hareketler görülebilir.

    normal uyku sırasında beyin dalgaları çok yavaşlasa da rem uykusuna geçildiğinde bu dalgalar uyanık bir insanda olduğu kadar hızlanır. insan genelde uykusunun bu kısmında rüya görür ve uykusunun bu kısmındayken uyandırıldığında rüyalarını net bir şekilde hatırlayabilir.
    ayrıca gözleri titriyor diye -bilim aşkıyla- abiyi uykusundan uyandırıp dayak yemek olasıdır.
    seneler önce denenmiş ve başarılı olunmuştur.
    tavsiye edilmez.

  • parası olan kimseler arabadan anlamaz arkadaşlar, bakın etrafınıza arabadan en çok anlayan tiplerin genelde ekonomik olarak alt gelir grubunda olduğunu görürsünüz.

  • her yaşa göre değişir.

    yaş 1: aha gene aynı parmaklıklar. çıkarın beniiiii üheheeeeee
    yaş 5: bugün alınsın diye tutturulacaklar: oyuncak kamyonet, akülü araba, marmelat, muzlu dondurma, sarı köpek. sorulacak konular; okula ne kadar büyüyünce gitcez, gitmesek olmuyo mu? leylek meselesi, kardeşi iptal edebilir miyiz? evet hazırım... bir de çekyatın içine girmeye çalışcaktım, unutmayayım.
    yaş 7: ulan okula hergün mü gidiliyo?
    yaş 10: anneme bugün tuğçeyle evlenmek istediğimi söyleyeyim. kıza doğumgünüde barbi evi mi alsam?
    yaş 15: shit, bu boktan hayatın boktan bir sabahı ve 4 boktan sivilcem daha çıkmış.
    yaş 17: oleyyy bugün perşembe, sedayı beden dersinde görecem. havalar fena değil şort giyme ihtimali var.
    yaş 18: neeeee? saat 8 olmuş. ulan beşte kalkıp 800 matematik sorusu çözecektim ben!
    yaş 20: burası neresi? ahh kafam, hiiiaaahhhh bu kadın kırk yaşında be!
    yaş 22: gitmiyorum lan okula mokula. gitsem de bitmiyor, gitmesem de... mmhh
    yaş 23: allaaaaah kep yok lan! nasıl kaçıcam içtimadan!??!
    yaş 25: bugün istifa ediyorum abi. sabah gider gitmez istifamı veriyorum. insan insanı bu saatte uyandırır mı be!
    yaş 26: bugün istifa ediyorum abi. sabah gider gitmez istifamı veriyorum. insan insanı bu saatte uyandırır mı be!
    yaş 27: düğün salonunu bugün kesin bağlamam lazım. evleniyor muyum hakketen?
    yaş 28: bugün istifa ediyorum abi. sabah gider gitmez istifamı veriyorum. insan insanı bu saatte uyandırır mı be!
    yaş 29: bugün istifa ediyorum abi. sabah gider gitmez istifamı veriyorum. insan insanı bu saatte uyandırır mı be!
    yaş 30: bugün ödenecek çek vardı lan! sıçtım!
    yaş 32: ağlıyor mu? vallahi ağlıyor! geldim babacııım geldimm.
    yaş 40: ben mi horladım bütün gece o mu?
    yaş 45: o stajer kız bana bakıyordu kesin, bakalım bugün de bakacak mı? hala iş var bende ehehe
    yaş 50: çok şükür hala sertiz
    yaş 60: heyyyo bu sabaha da çıktık
    yaş 70: penaltılara kaldık.
    yaş 80: bu ışık da ne?