hesabın var mı? giriş yap

  • geçen yıl aralık ayında bir arkadaşım bana, acil kan aranıyor ilanlarından birini attı. hani hepimizin şu bir yerlerde denk geldiği ve çok da önemsemediği ilanlardan birini. iletişim numarası ve hasta adıyla beraber, çok acil yazısı göze çarpıyor. arıyorum, durumu öğreniyorum. sürekli kana ihtiyaçları varmış. kan bağışı için geleceğimi söylüyorum.

    ertesi gün dersten çıkıp gidiyorum. bu arada protokol numarasını, hasta adını tam olarak öğrenmek ve geldiğimi haber vermek için tekrar arıyorum. babası, bilgileri mesaj atıyor. ama şu an hastanede olmadığını söylüyor. isterseniz bekleyin ben gelince yardımcı olayım diyor. gelmesine gerek olmadığını, bir sorun olursa arayacağımı söylüyorum.

    daha önce kan bağışında bulundum fakat ilk kez belli bir kişiye bağışçı oluyorum. formu doldurup muayeneye giriyorum. kan bağışına engel bir durumum olmadığını öğrenip çıkıyorum. kapının önünde 30'lu yaşlarda biri bekliyor. alperen'in babasıymış. beklerken alperen'in durumunu daha yakından öğreniyorum. 3 yaşında henüz diyor. sürekli kana ihtiyacı var ama bulmakta zorlanıyoruz. sabahtan beri o kadar insanla görüştüm ama kan vermeye gelen sadece siz oldunuz diyor. ne diyeceğimi şaşırıyorum. o esnada sıra bana geliyor, kan vermek için içeri giriyorum. 15-20 dakikadan sonra kan verme işlemi bitiyor. çıkıyorum, babası hala kapıda bekliyor. öyle teşekkür ediyor ki, ne söylesem eksik kalır.

    yurda kadar bırakmayı teklif ediyor, kendim gidebileceğimi söylüyorum. tekrar geçmiş olsun deyip ayrılıyorum hastaneden. ondan sonra tanıdığım tanımadığım kim varsa, sınıftan, fakülteden, arkadaşlarımdan o acil kan aranıyor ilanını gösteriyorum. kan bağışında bulunmaları için konuşuyorum, ikna ediyorum. iki hafta sonunda çabalarım sonuç veriyor ve iki haftada sadece alperen için 10 kişi bağışçı oluyor. birçoğuyla hastaneye ben de gidiyorum. bu arada alperen'in annesiyle ve alperen ile de tanışıyorum. o iki hafta boyunca ne hissettiğimi nasıl tarif edeyim bilmiyorum.

    o günden bu zamana kadar sürekli iletişim halindeyiz. dün itibariyle alperen'in tedavisinde sona gelinmiş. alperen iyileşmiş. artık hastaneye sadece kontrol amaçlı gidecekmiş. babası arayıp haber verdi. nasıl sevindim anlatamam.

    ardından bir video attı. alperen; yüzünde maskesi, gözlerinin içi gülüyor ve gogeziplamakistiyorum ablamı çok seviyorum, özledim diyor. dün geceden beri o videoyu kaç kere izledim bilmiyorum. ne denilir ki, umarım yolun bundan sonra hep iyilik ve güzelliklerle kesişir alperen.

    alperen ile tanışma hikayemiz böyle. biraz uzun oldu ama bir kişinin bile okuyup kan bağışında bulunmasına katkı sağlarsa çok mutlu olurum.

    kan bağışı, organ bağışı, kök hücre bağışı bütün bunlar sizin de bir insanın hayatına dokunmanıza vesile olabilir. bir kişiden ne olur demeyin. lütfen bağışçı olun.

    bunu da aylar önce kan bağışında bulunduğumda yazmışım.
    (bkz: #99311532)

    debe editi: her şey insanları sevmekle başlıyor. içimizdeki iyilik böylece kendine yol buluyor. çok iyi tanıdığınız ya da hiç tanımadığınız biri için bir şeyler yapma, onu mutlu etme isteği böylece baş gösteriyor.

    sevdiği kişiye hediye vermek ve sevdasını haykırmak isteyen seycik'in ricası üzerine paylaşıyorum.

    " seycik'ten muhteşem'e "

  • 27 aralık 2014 fenerbahçe mersin idman yurdu maçı'nı 12.500 kişi izlemiş olmasına sebep olan uygulama. on iki bin beş yüz kişi. neden acaba? spor yorumcuları hala tribünler iyi futbolla kıpırdandı diyor. bu kıpırdanmış haliyse ben almayayım.

    26 aralık 2014 gençlerbirliği galatasaray maçı'da ise galatasaray'ın tribün kapama cezası olduğu için galatasaray logolu passoliglere bilet satışı yapılmadı. ama galatasaray'lılar bir şekilde içeri girmeyi başarmış. bu uygulama nasıl işe yarıyor o zaman? bir de üstüne polis tüm galatasaray'lıları bir araya topladı. sistemin uygulanabilmesi için herkesin kendi koltuğunda oturması gerekmiyor muydu peki? ne hikmetse hiçbir statta kimse kendi koltuğunda oturmuyor, herkes orta bölümde toplaşıyor. ama asıl amaç o karta para vermekti. verdiler ve gerisi önemli değil artık.

    7-8 yaşındaki bir çocuğun dahi maça gidebilmesi için bir banka müşterisi olması gereken bir sistemi nasıl savunabiliyorsunuz? maça girebilmek için ben niye bir bankaya para ödüyorum? neden durduk yere birilerinin zenginleşmesine izin veriyorum? hala yok karaborsa, yok holiganizm falan filan. karaborsa ve bedava bilet hala eskisi gibi dönüyor. passolig içine bedava biletler çok kolay şekilde yükleniyor. hala geçen seneki durumdayken bir de üstüne statlar bomboş. passolig sponsorluğundaki futbol programları tek laf edemiyor. kulüpler birliği passoligin arkasındayız diye açıklama yapıyor. ama bu sistem kalkacak işte. kalkana kadar da durmak yok.

    eşit: imla

  • geçen sene bu zamanlar kız arkadaşım yeni bilgisayar almıştı. ben de tesadüfen bilgisayarı aldığı ilk gece onda kaldım. ama o gece kız arkadaşımın uykusu geldiği için erken yatmıştı. ben de onun bilgisiyarı alıp youtube’da biraz takıldıktan sonra uyuyakalmışım. ertesi sabah kız işe giderken bilgisayarını da almış lazım olur diye. bu arada sevgilim ana okulunda öğretmen. 5 yaş altı çocuklara eğitmenlik yapıyor. her neyse ders sırasında çocuklara youtube’dan bir çizgi film izletmek istemiş. ancak şansa bakın ki o gün de okula milli eğitimden müfettişler gelmiş dersi izlemek için. sevgilim youtube’a girdiğinde otomatik olarak ana sayfasına düşen videolara bakın;

    - kurtlar vadisi kahvehane baskını
    - laz ziya’dan testere necmi’ye racon
    - masonların karahanlı’yı infazı
    - testere’nin eroin profesörlerini öldürmesi
    - ezel ramiz dayı’nın gençliği
    - ezel cengiz kumarhane sahneleri

    meğer pc yeni olduğu için izlediğim her şey ana sayfaya kaydedilmiş. sevgilim youtube’a girdiği an müfettişlerin hepsi kahkahalarla gülmeye başlamışlar. allahtan olumsuz bir rapor falan tutmamışlar. ama o gün bayağı bir gülmüşler kızcağıza. tabi intikamı fena oldu. tam 1 hafta konuşmadı benimle. ben terkeder diye bekliyordum ama etmedi. sonunda da affetti.

  • the x-files
    1993-2002 yılları arasında 9 sezon oynamış, 2016'da 10. sezonu ile ekranlara geri dönmüştür. dizide ajan fox mulder ve dana scully, fbı'ın x-files (gizli dosyalar) departmanına atanmış iki ajandır, bu departman çözülemeyen, tuhaf ve paranormal olaylarla ilişkisi bulunan dosyaları araştırmaktadır. ajan fox mulder paranormal olaylara ve uzaylı komplolarına her daim inanırken, ajan dana scully ise bilimi rehber alır ve bu olaylara her zaman kuşkuyla yaklaşır. the x-files fight the future(1998) ve the x files i want to believe(2008) isimli 2 adet filmi de çekilmiştir.

    battlestar galactica
    ilk kez 1978 yılında çekilen dizi sadece 1 sezon devam etmiş ve iptal edilmiştir. daha sonra 1980 yılında galactica adıyla yeniden çekilmek istenmiş ama sadece 11 bölüm oynayıp yayından kaldırılmıştır. 2003 yılında 2 bölümlük mini seri ile ekranlara geri dönmüştür. mini serinin ardından da 4 sezon sürecek bir seri ile devam etmiştir.
    1.sezon 2004-2005 - 13 bölüm
    2.sezon 2005-2006 - 20 bölüm
    3.sezon 2006-2007 - 20 bölüm
    4.sezon 2008-2009 - 20 bölüm
    bir çok tv ve sinema filmi ile de desteklenmiş, büyük bir hayran kitlesi edinmiş, mutlaka izlenmesi gereken bir dizidir. (bkz: battlestar galactica seyir rehberi)

    fringe
    2008-2013 arası toplam 5 sezon sürmüştür. bilim kurgu, korku, gerilim ve drama türündeki dizinin yapımında, lost, the x-files, altered states ve the twilight zone gibi dizilerinden ilham alınmıştır. dizide fringe, dünya üzerinde açıklanamayan sıradışı olayları inceleyen ve açıklığa kavuşturmaya çalışan, fbı'a bağlı bir departmandır.

    black mirror
    modern toplumun ve bu toplum içindeki bireyin sorunlarını, yeni teknolojilerin getirdiklerini ve mevcut dünya düzenindeki siyaset, medya, sanat ilişkilerini yer yer hiciv ile yer yer de bilim kurgu ögelerine başvurarak yorumlayan bu muhteşem dizi günümüzde hala deva etmektedir. şimdiye kadar 3 sezon ve 1 adet özel bölüm olmak üzere yanlızca 13 bölüm yayınlanmıştır.
    1.sezon (2011) - 3 bölüm
    2.sezon (2013) - 3 bölüm
    2014- yıl başı özel bölümü
    3.sezon (2016) - 6 bölüm
    dizinin kazandığı başarı sonrasında ünlü bilim kurgu yazarı stephen king'in övgülerine mazhar olmuştur. ünlü oyuncu robert downey jr. ise "the entire history of you" adlı bölümü film olarak çekmeyi düşündüğünü açıklamıştır.

    koukaku kidoutai stand alone complex
    ghost in the shell mangasının production i g şirketi tarafından üretilmiş olan animasyon televizyon serisidir. animasyon sevenlerin mutlaka izlemesi gerektiğini düşünüyorum.
    1. sezon - ghost in the shell: stand alone complex (2002) - 26 bölüm
    2. sezon - ghost in the shell: stand alone complex 2nd gıg (2004) - 26 bölüm
    film ve dizilerinin izleme sırası için (bkz: #55609542)

    star trek
    dizinin çoğu bölümü istisnalar dışında, farklı ellerden çıkan senaryolardan oluşmaktadır ve farklı yönetmenler tarafından çekilmiştir, bu da tekdüzeliği önlemiş her bölüme ayrı bir bakış açısı katmıştır. turist ömer uzay yolunda (1973) filmine ilham kaynağı olmuştur. kronolojik olarak 6 seri halinde ekrana gelmiştir:
    - star trek the original series (1966-1969)
    - star trek the animated series (1973-1974)
    - star trek the next generation (1987-1994)
    - star trek deep space nine (1993-1999)
    - star trek voyager (1995-2001)
    - star trek enterprise (2001-2005)

    doctor who
    1963–1989 yılları arasında 26 sezon çekilmiştir. 2005 yılında yeniden çekilmeye başlanmıştır ve günümüzde hala devam etmektedir. dizi; doktor olarak bilinen, zamanda yolculuk yapan insansı dünya dışı yaratık olan zaman lordu'nun maceralarını anlatmaktadır. yapımda toplam 12 adet doktor rol almıştır bunlar; william hartnell, patrick troughton, jon pertwee, tom baker, peter davison, colin baker, sylvester mccoy, paul mcgann, christopher eccleston, david tennant, matt smith, peter capaldi'dir.

    terminator the sarah connor chronicles
    sinema tarihinine yön veren film serilerinden biri olan terminator hayranlarının, teminator 2 ile terminator 3 arasındaki zamanda geçen bu diziyi kesinlikle izlemesi gerekiyor diye düşünüyorum. yanlızca 2 sezon 31 bölüm oynadıktan sonra iptal edilmiştir. iptal edilen diziler arasında beni çok üzenlerden birisi olmuştur. her ne kadar kısa sürse de terninator evrenine farklı bir bakış açısı getirmiştir. siz de benim gibi ara ara tüm terminator filmlerini sırayla izleyip hasret gideriyorsanız ve eğer diziyi izlemediyseniz, bir şans verin, pişman olmayacaksınız.

    edit: gelen tepkiler üzerine açıklama ihtiyacı hissettim; person of interest'i izlemediğim için yazmadım, ilk fırsatta bu muhteşem diziyi izleyeceğim, o zaman burayı bir kere daha editlerim.

  • kendimi gördüğüm video. küçükken babam da gözünü çaldım der ağlardım. lan görüyon nasıl çalmış olabilir. zaten küçükken tek hayali dolmuş şoförü olmak isteyen bir çocuktan ne bekleyebilirsin. bence o ara beynimi çalmış babam geri de vermemiş. :d