hesabın var mı? giriş yap

  • mekanı cennet olsun şehidimizin.

    aradan kaç yıl geçti zekai paşa ile yaptığı telefon görüşmesi sonrası güvenlik kamerası görüntüleri var hala aklım almıyor. sana komutanın imkansızı emrediyor at izinin it izine karıştığı gecede. kimin neci olduğu belli olmayan bir gece seni zekai paşa arıyor ve "semih paşa hain özel harp dairesini ona teslim etme vur" diyor. 15-20 bordo berelinin arasında bordo bereli bir generali vurma emri alıyor. görüntülerde ne kadar soğukkanlı. işin ucunun ölüm olduğunu bile bile nasıl sakin kalabiliyorsun, son kez eş, çocuk anne baba kardeş ile vedalaşma fikri nasıl olmuyor. hala tüylerim diken diken.

    ekşide bir sürü anket başlığı var 1 gün sonra dünyanın yok olacağını bilsen ne yaparsın vs gibi. ömer halisdemir bir kaç dakika sonra şehit olacağını bile bile sakin sakin yürüyor ve emri uyguluyor. sana da seni doğuran yetiştiren ana babaya da seni yetiştiren komutanlara da helal olsun.

  • sözlükte gezinirken başlığı gördüm dedim ne salak salak başlıklar. sonra girdim film olduğunu öğrendim dedim ne salak salak filmler izliyorlar. sonra önümde açık televizyona baktım salak salak birşey konuşuyorlar. köşede filmin ismine baktım 5 başlı köpekbalığı. dedim ne salak salak filmler izliyorum.

    edit:salak olduğumu keşfettiğim başlık

  • olayın altında yatan sebep plüton'un güneş sistemi aidatlarını geciktirmesiymis. güneş'e çok uzak olduğu için ısınma problemleri yaşayan plüton, "ulan bizim paramızla merkür ısınıyor" gerekçesiyle doğal gaz aidatlarını ödemek istememis. vay sen mısın ödemeyen?

  • http://www.haberturk.com/…tanlarin-iqsu-daha-yuksek

    london school of economics'in araştırması uyku ile zeka arasında bağlantı kurmuş. iq'su yüksek olanlar geceleri daha aktif oluyor ve bununla bağlantılı olarak geç yatağa giriyorlarmış. zeka düzeyi düşük olanlar ise erkenden yatakta olmayı tercih ediyormuş.

    senelerdir gec yatmamizin bir seyin göstergesi oldugu belliydi zaten.

    anneler, babalar, ögretmenler, patronlar duyun bu haberi!*

  • bir kediyle yaşamak, evde küçük bir çocuk varmışcasına önlem alarak yaşamaktır.

    - içi kızgın yağ dolu tavanın sapını ocağın iç tarafına doğru çevirmek (pati atarak tavayı üstüne devirmesin)

    - yanan mumu yanına yaklaştırmamak (bıyığı kuyruğu yanmasın)

    - çamaşır ve kurutma makinesini doldurmadan evvel içini kontrol etmek (içine girip yatıyor)

    - bıçağı tezgahın kenarında bırakmamak (sapına pati atıyor, kafasına saplanabilir)

    - kapıları, pencereleri hızlıca kapatmamak, rüzgarın çarpmaması için önlerine ağırlık koymak (sıkışabilir, bir keresinde az daha kafası kopuyordu)

    - ortalıkta permatik bırakmamak (oyuncak zannediyor, elini ayağını kesiyor)

    - ortada deterjanlı su bırakmamak (içiyor, manyak mıdır nedir)

    - klozete blok takınca kapağını hep kapalı tutmak (mavi suyu da içiyor)

    - zeytinyağı, sıvı yağ tenekesinin tıpasını sıkıca kapatmak ( devirip yağla oynuyor)

    - balkon kapasını kapatırken her zaman içeride olduğundan emin olmak (bir gece balkonda kalmış, sabah çok dinlenmiş bir şekilde uyandığımda anlamıştım bunun ortalarda olmadığını, yazık kulakları filan hep buz kesmiş)

    - eğer ortalarda görünmüyorsa ve dışarı çıkmak gerekiyorsa gardrop kapağını açık bırakıp evden öyle çıkmak (bir gün eve geldim, dolaptan miyav sesleri geliyordu, tüm gün dolapta kapalı kalmış)

    - pencere açıkken dikkatli olmak (i believe i can fly)

    ve daha bir sürü şey, anksiyete bozukluğu yaşıyorum bunun sayesinde.

  • nadir bir hastalık spinal muskuler atrofi'de (sma) kullanılan antisense oligonükleotid (aso) ilaçtır. ticari ismi spinraza. 2017 itibariyle tıp tarihinin en pahalı kabul edilen ilaçlarından biri. teknik terimler ve tanımlardan sonra konuyu biraz türkçeleştirelim.

    sma kasların hareketine aracılık eden motor nöronların (sinir hücrelerinin) ölümüne neden olan genetik bir hastalıktır. omurilikteki motor nöronların ölmesi ile hareket sinyali alamayan kaslar yıkıma gider. kaslar sadece uzuvlarda değil akciğerlerde de yıkıma gittiği için bebekler çoğu zaman çocukluk çağına gelmeden kaybedilir.

    kasların yıkımıyla sonuçlanan motor nöron ölümünün ana sorumlusu smn genidir. smn motor nöronların sağkalımı kelimelerinin ingilizce kısaltmasıdır. proteinler genlerden mrna (mesajcı molekül) aracılığıyla üretilir. nusinersen, protein üretimine aracılık eden (sense) dizi ile eşlenmek (antisense) üzere etki eden mrna parçacıklarından (oligonükleotid) ibarettir. hastalığın nedeni olan nöron ölümüne engel olacak proteinin üretilmesinde karmaşık ve kritik bir rolü vardır.* bu kritik rolü üstlenen nusinersin sayesinde smn proteni artar, kaslara giden kablolar olarak düşünülebilecek motor nöronlar sağ kalır, hareket yeteneğindeki bozulma durur ya da yavaşlatılır ve en nihayetinde hastanın ölümü engellenir.

    amerika'da bir ilacın satışı ve dağıtımı için olmazsa olmaz fda onayı bu tedavi için ekim 2016'da alınmış. ilk araştırmaların da 2004'te başladığı biliniyor. yeni bir ilaç olmakla birlikte pahalılığı (ilk yıl tedavi masrafı 750.000 dolar) nedeniyle büyük tartışmalar yaşanıyor. nadir hastalıklar için endüstrinin nadir olarak harekete geçmesi açısından da bu ilacın geliştirilmesi önemli bir adım olarak kabul ediliyor. umarım gelecekte ülkemizdeki sma hastalarının sancılı bekleyişinde mutlu bir son olarak anılan ilaç olur.

    *ek not: nusinersenin bahsettiğim karmaşık ve kritik rolünü konu dağılmasın diye buraya taşıdım. konuyla ilgilenenler için şöyle anlatabilirim:

    sma hastalığında mutasyon nedeniyle normalde çalışırken işlevsiz hale gelen smn1 genidir. bunun yedeği ama normal koşullarda da tembel olup çalışmayanı smn2 geni. smn2 geninin tembellik nedeni smn1'de de bulunan exon 7 bölgesindeki tek nükleotid (harf) farkı. bu tek harflik fark nedeniyle smn2 exon 7 bölgesi (şifre sözcük) normal şartlarda kesilir ve atılır, yani okunmaz. smn2 exon7 okunmayınca anlam kaybolur ve canlılık proteini üretilmez. nusinersen tam burada devreye girer. exon 7'nin atılmasına neden olan mrna'a antisens olarak (bir nevi karşısına dikilerek) bu kesilme işlemine engel olur. şifre kelime tek harf hatasına rağmen kabul edilir ve hedef protein smn artık üretilebilir. bu olayın şöyle bir görseli var.

  • filmlerdeki zengin taifesinin evlatlarına özel bir trip. onlar içün üretilmiş. normal insanda sakil durur, yakışmaz. babayı da daha bi' sinirlendirir hem. adrenalinin sınırları yeniden çizilir o vakit. aksiyona değdirilip kaçılır.

    filmlerin gerçek olmadığını henüz bilmediğim yaşlarda sikimsonik sebeplerden yer sofrasını -fakirdik- terk edip mutfağa -kendi odam yoktu aybalam- kaçmışlığım vardır 1-2 defa. beklediğim neticeleri doğurmadı, orası ayrı. ama tadına baktım o tribin. tuzlu biraz -gözyaşlarımın katkısı da olabilir bunda-. tavsiye etmem. zira filmde;

    + hayır dedim küçük bey, bu akşam partiye gidemezsin, ders çalışman gerekiyor!
    - lanet olsun!
    * john hemen masaya dön, john sana söylüyorum! gitti.. (masada figürandan öteye geçemeyen samimiyetsiz, ağlak anne tribi).

    şeklinde cereyan eden diyalog her nedense bizim evde;

    + ne maçı lan bu saatte? otur dersini çalış eşşoleşşek, ilk dönem getirdiğin zayıfları düzelt! ama sen duurr, onlar bi düzelmesin ben o zaman yapıcam senle maçı.
    - lanet olsun!
    + aha lanet olsun dedi, gel buraya lan! nasıl konuşuyon babanla sen it?
    * vurma dur! ay kulağını ısırıyo çocuğun, dur dedim bey! komşular adam öldürüyolar yetişin, ay komşulaaar! küçük tüple vurma bari bebeye zalım! (fedakar ama çaresiz anne tribi)

    tarzında yaşanıyordu. sülalem sikildi yediğim dayaklardan. tek kulağım 17 öbürü 11 santim. burnum desen ege haritası gibi. eciş bücüş.

    hep bu masa terk etme sevdasından işte. yapmayın o yüzden :((

  • her ne kadar güzel olsa da mahzun kırmızıgül a.k.a abdullah bazencir ile geçmişte beraberlik yaşadığı için asla celebrity olamayacaktır. angelina jolie izzet altınmeşe ile çıkıyor mu ? heh ondan işte...

  • kapanışta :

    sinan engin : burdan fırat aydınus'a da selam gönderiyorum. bugün çok güzel eyyam yaptı.
    rok : fırat eyyamus. fırat eyyamus mu demek istiyorsun sen şimdi ?
    se: yok canım, öyle demek istemiyorum.
    rok: ertem, ertem, (ertem bu sırada twitleri okumakta, rok'u duymamazlıktan gelmekte) ertem, ertem.
    ertem: efendim rasim.
    rok: fırat aydınus'a fırat eyyamus diyebilir miyiz ?
    ertem: hayır diyemeyiz.
    rok : niye diyemiyoruz ya ?

  • sömestr tatilinden önce kızımın okuluna gittim. öğretmenin de fotokopi işi var, çocuklara dağıtacak. bizim veletleri göndermeye kıyamıyor, kendi uğraşıyor. beni görünce "akck hanım, siz biraz ilgilenin. ben fotokopileri çektirip geliyorum." dedi. "hadi devam edelim okumaya, eren sen başla." dedim. "nereden başlamamı istersin canım?" dedi. ilk darbeyi yedikten sonra ben toparlayana kadar sınıf savaş alanına döndü. arkadaş birine sus dersin, öteki konuşur, biri susar, diğerinin çişi gelir. o minnak çocuklardan çıkan sesin desibeli mevcut modern ölçme cihazları ile ölçülemez bile.
    durum bu iken, bu insanlar sizin evde dizginleyemediğiniz çocuklara günlerini adıyorlar. evet bu onların işi, evet bilerek seçtiler ancak seçerken maaşlarını ve şartlarını da gözettiler. kaldı ki bu devirde ayda 2.500 tl maaş almak komik bir rakam. insan gibi yaşayayım desen yaşamazsın, gidip bir yerde bir yemek yiyeyim, sonra da sinemaya gideriz desen 5 kez düşünürsün. ancak bitmedi öğretmenler ile derdiniz. sizin o (benimki de dahil) iflah olmaz veletlerinize günde 1 saat katlanmam için bana ayda 2.500 tl verseler, 1 ayın sonunda ya akıl hastanesine daimi misafir olurdum ya da arkama bakmadan kaçardım. az insaf, az saygı...

    bildirendirme editi: ayrıca ücretli öğretmenler, çalışma saati başına para aldıkları için; zorunlu ya da resmi tatil olan her gün ve saat maaşlarından kesiliyor. öğretmenleri değil de, devletin emek hırsızlığını sorgulayalım bence. bakarsınız sonra her birimiz emeğinin karşılığını tam almasa bile emeğimize yakın bir para ile insanca yaşayabiliriz.

    teşekkür editi: monami'ye düzeltme için teşekkürler.

  • saçmalamayın sokak köpecikleri asla durduk yere saldırmaz. muhtemelen kadının beynindeki kötü düşünceleri görüp kadına saldırmışlardır. gördüğünüz gibi kadın yolda dümdüz yürüyor ve aklından çok kötü düşünceler geçiyor.

    t: sadece 5. dünya ülke simülasyonlarında görülebilen başka bir deneyim.