ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
iş görüşmesinde let's continue in english denen an
-
"only in uk" diye karşılık vermenizi salık veririm.
formula 1'in türkiye'de tutmamasının sebepleri
-
iki kez ana tribünde bir kez de çayır çimende yarış izlemiş biri olarak fikirlerim:
1- biletler bizim alım gücümüze nispeten pahalı.
2- yarış pisti ebesinin örekesinde. ulaşım ve park zor.
3- ana tribün girişi dışında orada bulunmayı cazip hale getirecek hiçbir atraksiyon yok.
4- pistin tamamı görünmediği için yarışa hakim olmak zor. 3-4 dakikada bir önünden araba geçiyor o kadar. dev ekranlar yetersiz. bir süre sonra yarışın durumunu takip etmek imkansız hale geliyor.
5- milli bir takım veya sporcu yok. gönül bağı kurulamıyor.
6- gerçek formula 1 fanları pahalı bilet fiyatları ve ulaşım güçlüğü nedeniyle yarış izlemeye gelemiyor. sponsorların bilet dağıttığı hiçbir fikri olmayan insanlar geliyor.
formula 1'i çok sevmeme karşın ana tribün biletim olmadıkça bir daha asla gidip yerinde izlemem (eğer yarış burada tekrar olursa)
seçim kaybeden feyzioğlu'nun suratı
-
üzülmesin, cem garipoğlu'nun babasının avukatlığından kazandığı para ile gül gibi geçinir.
domino's pizza
-
hakkını arayan insanlarla büyük problemi olan firma. türkiye gibi koyun olmaya alışık bir ülkede iyi kazanırlar.
türk kızı
-
geçen gün iki sevgili kendi aralarında tartışıyorlar;
-hah işte şimdi tam türk kızı tribi yaptın başak.
+bana bak, bana ekşi sözlük ağızları yapma, o türk kızı başlığında anlatılan tripler var ya, işte onların her biri bende var. ona göre.
çok da güzel "yerse" diyor türk kızı.
renkleri anlaşılamayan elbise fotoğrafı
-
mavi ve siyah görenler beyaz ve sarı görenlerden daha zeki falan diye bişey yok mu amk iyice birbirimize düşelim
fırın ile tezgah arasındaki 1 cm'lik boşluk
-
fiyonk makarna mezarlığıdır.
fareyi tek hareketle ikiye bölen su kaplumbağası
-
bilgisayar başında izlerken gece gece canımı sıkmış video'dur. böyle şeyleri doğal ortamda canlıların kendi habitatlarında olurken bir belgeselde falan izlerken rahatsızlık duymuyorum, sonuçta doğa acımasız bir sistemdir ve her şey olması gerektiği için oluyordur. ama şöyle insan eliyle yapılan sentetik ortamlarda sırf haz amacı güden bir iki piç kurusu tatmin olsun diye canlıların yaşam hakları suistimal edilmiyor mu ifirit oluyorum. şerefsiz piçler.
kaçak elektrik kullanan dayı
-
yalan yok başta fransızca mı lan? diye düşündürdü.
"uloü höani panoü, la huani kuabloü, hani sahhğğat"
ou l'eau huannee poineau, la huannee cableau, huannee soitte...
"sen möemurolma"
saint meumaraulma...
not: işkembeden sallıyorum ama sanıyorum şöyle bir şey olsa sırıtmazdı.
iphone'un en büyük sorunu
-
yazilmiş ama hakikatten iphone'daki en büyük sorun makineye artik tapma noktasina gelmiş kullanıcılardır. aynı sorun android telefon kullanicalarinda da görülmektedir. ne mutlu kullanıp da bokunu cikarmayanlara.